|
||
Her Telden | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Ülkemizin gündemi, öteden beri hep karışık. Kötü yönetilen bu ülkede, her gün yeni olaylara ve duyumlara tanık oluyoruz. Yüzümüz gülmüyor. Halkımızın morali çok bozuk! ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------ Değerli okuyucularım, öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, salt ülkeyi yönetenlerin yüzünden, yarın hangi olayla ve şaşkınlıkla karşılaşacağımızı bilemiyoruz. Almanya’da uzun yıllar yaşayan ve Avrupa ülkelerinin çoğunu da yakından gören ve bilen bir arkadaşımla karşılaştım. “Avrupa ülkelerinde, ülkenin gündemi sık sık değişmez. Ciddi bir gündem, günlerce konuşulur, tartışılar ve ülke yararına önemli bir sonuçla sonlanır.” dedi. Bizde öyle mi? Her gün yeni bir gündemle uyanıyoruz. Çok kere bu gündemler, beceriksizliklerini, hatalarını ve yolsuzluklarını kapatmak isteyen yöneticiler tarafından ortaya atılır ve halkın oyalanması sağlanır. Halk da bununla oyalanırken, onlar işlerini yürütüp, hatalarını kapatmak, ülkeyi yeni gündemlere taşımak için yol alırlar. Örnek mi? Cumhurbaşkanının, durduk yere ortaya attığı “Lozan Meselesi”, ya da “FETÖ’cü” denilip, haklıların yanında haksız yere göz altına almalar ya da tutuklamalar gibi… Boyutları küçük olsa bile, gündeme düşen başka olaylar da var. Hem de çok sayıda. Diyanet’te, FETÖ’nün Yanındaymış! Diyanet İşleri Başkanlığı, topladığı “Hac ve Umre Paralarını” FETÖ’nün Bankası Asya Bank’a yatırırken, personeline de bu Bankayı kullanması tavsiyesinde bulunmuş. Hem de, 17-25 Aralık Olayı’ndan sonra bile bunu yapmış. Darbe girişiminden sonra ne mi olmuş? Diyanet’in başındakiler, yağ gibi suyun üstüne çıkıp takipten kurtulurken, Bankaya para yatıran kimi personeli ile kimi İmamlar, FETÖ’den açığa alınıp tutuklanmışlar. Ortada bir suç varsa, personeli suça iten kendileri. Masumlar suçlu, kendileri yine haklı. Ancak, bu Allah’ın adaleti değil, kendilerinin adaleti. Alın size, kimi örnekler. Rektör, Zorla Bağış Topluyor! Bolu, İzzet Baysal Üniversitesi’nin Rektörü, yazılı bir emir çıkarıp, darbe mağdurları için, hademesinden akademisyenine kadar bütün personelden zorla bağış topluyor. “Bağış” zorla değil, gönül rızası ile yapılan yardım demektir. Rektör, ya bunu bilmiyor, ya da “Kraldan Kralcı” davranıyor. Büyüklerinin gözüne girdiği kesin. Gelecek dönemde de Rektör olacağı, yine kesin. FETÖ Komisyonu Başkanı, “FETÖ’cü” Darbeyi araştırmak için, Mecliste bir Komisyon kuruluyor. Başkanlığına da, vaktiyle çok sık televizyonlara çıkıp FETÖ’yü öve öve bitiremeyen Reşat Petek adında, AKP’li bir Vekili seçiyorlar. Analarını öpen Kadı. Bu durumda, kimi kime şikayet edecekler acaba? Pensilvanya’ya giderek ve başını örterek, Fethullah Gülen’e saygı ve bağlılığını iletip resim çektiren bir bayan AKP’li Vekili de, Vakıfbanak’a Yönetim Kurulu üyesi yapmışlar. Bankadan aylığı tam 20 bin lira. Sadece, ayda bir kere yapılan toplantıya katılıyor. Görevi, işte bu kadar. İyi para değil mi? Müslim Gündüz, Fadime Şahin Onlar, 1997 yılı öncesinde halvetteyken, suçüstü yakalanmışlardı. Aczimendi lideri Müslim Gündüz özel dualarıyla, bu genç kızı ağına düşürmüştü. Şimdi öğreniyoruz ki, onları tuzağa düşürense, FETÖ imiş. Örgüt, salt Erbakan hükümetini devirebilmek için bunu yapmış. Devirdi de. Musul Meselesi, Başımıza Dert Açacak! Durum, şimdilik öyle görünüyor. Cumhurbaşkanımız, orada farklı mezheplerden oluşan Müslümanların değil de, “Sadece Sünnilerin yaşaması için” Musul’a göz dikmiş vaziyette. Türk askeri, Musul’un kuzeyinde ve çok yakınındaki Başika’da üstlenirken konu, Birleşmiş Milletler’e taşınmış durumda. Irak hükümeti, “Çıkın topraklarımdan” derken, Başbakan’ımızsa, “Çıkmayız” diyor. Aynı Başbakan, Ege Denizi’nde 17 adamızı işgal eden Yunanistan’a, “Çıkın adalarımızdan” diyemiyor. “Evlilik Programı Rezilliği”ne Devam! Bu programları yapan TV kanal sayısı arttı. Göstermelik bir ya da iki evlilik yapılmış gibi olsa da, amaç halkı oyalayıp, bol reklam almak ve bol para kazanmak. Programlarda, hep aynı kişiler. Kadınlar ve hele genç kızlar erkeklere adeta yalvarıyor. Çok hoşlandıklarını söylüyorlar. Kısa bir süre sonraysa, bozuşuyorlar. İğrenç konuşmalar ve tavırlar var. Türk aile yapısıyla, eğitim ve gelişme çağındaki çocuklarımız için, çok zararlı yayınlar bunlar. Hepsi kötüden öte, çok kötü örnekler. Gelen bilgilere göre, TV’lerin kiraladığı mekanlarda kalan ve böylece birbirini daha iyi tanıyan bu sahte aşıklar, programdan sonra buluşup halvet oluyorlarmış. Onları buluşturan pz…lere aferin (!) demeli. “Halk Ekmek” Kapanıyormuş! İstanbul Belediyesi’nin tek hayırlı hizmeti, halka ucuz ekmek satmaktı. Bunu, kurduğu Halk Ekmek Fırınlarıyla yapıyordu. Esnaf Odaları Başkanı, bu durumu Başbakan’a şikayet edip, “Bizim ticaretimize engel oluyorlar.” demiş. Başbakan da, “Devlet ticaret yapmaz.” deyip, bu fırınların kapatılmasını emretmiş. Peki, şimdiye kadar bu ticareti neden yaptılar? Biz bunu, Belediyenin halka bir hizmeti sanıyorduk. 75 kuruşa satılan Halk Ekmek yok artık! 1250 kuruşa satılan, öteki ekmekler var. Gözünüzün, halkın ekmeğinde olduğunu zaten biliyorduk. Şimdi, bu ekmeğe de göz diktiniz. Öyle mi? Yazıklar olsun! |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.