Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi, 15 Temmuz darbe girişimini kınamak ve demokrasiye sahip çıkmak için 24 Temmuz Pazar günü Taksim Meydanında miting düzenledi. Taksim Meydanı’nda düzenlenen demokrasi mitingine Cumhuriyet Halk Partisi Saray İlçe teşkilatı üyeleri de katılım gösterdi.
İLÇE TEŞKİLATINDAN HAREKET ETTİLER Taksim Meydanı’nda gerçekleştirilen Cumhuriyet ve Demokrasi mitingine katılmak isteyen vatandaşlar için bir gün önceden duyuru yapan ilçe yönetimi vatandaşları mitinge davet etti. 24 Temmuz Pazar günü öğlen saatlerinde hareket eden partililer taksim meydanında gerçekleştirilen mitinge katıldılar.
CHP’DEN TAKSİM MANİFESTOSU CHP Saray İlçe teşkilatının da katıldığı mitingde vatandaşlara seslenen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Biz Taksim’e niçin geldik? Taksim’de ne yapacağız? Hedefimiz ne? Bütün bunlara yanıt vermek için bir Taksim Bildirisi hazırladım" dedi. HP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun okuduğu 10 maddelik Taksim Bildirisi şöyle: 15 Temmuz darbe girişimi parlamenter demokrasimize karşı yapılmıştır. TBMM bombalanmış ama bombalar altında Parlamento görevini yapmış ve darbeyi püskürtmüştür. Bu darbe girişiminin sorumlularını, iç ve varsa dış destekçilerini kınıyor ve lanetliyoruz 2. Bütün siyasal partiler darbe girişimine karşı çıkmış, demokrasi konusunda Türkiye’de tartışmasız bir “ortak payda” oluşmuştur… Bu ortak tutum ve anlayış siyasette uzlaşma kültürünün güçlenmesine de katkı vermek zorundadır. 3. Her türlü darbeye ve parlamenter sistem üzerindeki her türlü vesayete karşı çıkmak tüm demokratların, demokrasiden yana olanların, bu ülkeye namus borcudur. Hep birlikte ve her zaman “ne darbe, ne dikta, yaşasın tam demokrasi” demeliyiz ve söylemeye de devam etmeliyiz. 4. Demokratik Parlamenter sistemimize karşı yapılan darbe girişimi, halkın “direnme hakkını” kullanmasıyla ayrı bir anlam ve boyut kazanmıştır. Direnme hakkı demokrasiyi korumanın meşru yolu olarak ortaya çıkmıştır. 5. Demokrasimizin teminatı olan “demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti” ilkesinin, Türkiye için ne kadar yaşamsal olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır. Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti, bizi çağdaş uygarlığa taşıyacak olan anahtardır. 6. Bu darbe girişimi, Anayasada; “yasama, yürütme ve yargı” olarak yer alan “güçler ayrılığı” ilkesinin demokrasideki denge - denetleme işlevinin güvencesi olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. 7. “Balyoz”, “Ergenekon” ve “Casusluk” gibi davalarda, mağdur edilen insanların itibar ve haklarının iadesi, kaçınılmaz olarak bütün siyasal partilerin gündeminde olmak zorundadır. 8. Bu darbe girişimi, Devlet yönetiminin liyakate dayanması gerektiğini çok açık bir biçimde ortaya koymuştur. Devletin yapılanmasında siyasal yandaşlık, akrabalık cemaatçilik, tarikatçılık değil; bilgi, birikim ve deneyim gibi ilkeler esas alınmalıdır. Bir başka anlatımla, devleti yönetme yerine devleti ele geçirme anlayışını tarihe gömmeliyiz… Bu bağlamda devletin yeniden inşası bir zorunluluktur. 9. İnancı, kimliği, yaşam tarzı ne olursa olsun, bu ülkenin güzel insanları bu ülkenin caddelerinde, sokaklarında, meydanlarında, parklarında özgürce gezebilmelidir. Hiç kimse unutmasın, 15 Temmuz darbe girişimi, 3. sınıf demokrasinin ortaya çıkardığı bir tablodur. Bu ülkenin insanları 3. sınıf bir demokrasiye değil, özgürlükçü demokrasiye yani tam demokrasiye layıktır. Türkiye tümüyle darbe hukukundan arınmalıdır… 10. Devlet; kinle öfkeyle önyargıyla yönetilemez. Darbe girişiminde bulunanlar hukuk içinde, hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalınarak yargılanmalıdır. Devletin vakarı ve ciddiyeti bunu zorunlu kılmaktadır. İşkence, kötü muamele, baskı, tehdit, devleti darbecilerle aynı düzeye düşürür. Buna izin verilmemelidir.
|