|
||
Saray Beklemede! | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Saray’ın alt yapısının yapımı, bir türlü bitirilemiyor. Alt yapı çalışmaları devam ediyor, ancak planlama ve zamanlama kötü. Halk, artık rahat etmek istiyor. Belediye Başkanı da, başlatılan işlerin bir an önce bitirilmesini istiyor, ancak kontrol elden çıkmış gibi. Değerli okuyucularım, Çocukluğumdan hatırlıyorum. Başvekil Menderes, 1950’li yılların ortasına doğru Türkiye’de büyük bir kalkınma hamlesi başlatmııştı. Onun da bütün derdi, öncelikle ülkenin alt yapı hizmetlerini yapıp, halkın refah ve mutluluğu için öteki işlere bakabilmekti. O dönemde, bugünkü gibi televizyonlar yoktu. Sadece radyolar vardı. O da, herkesin evinde değil, kahvehane, kıraathane ve insanların toplandığı kimi mahallerde bulunuyordu. Çıkarılan gazete sayısı da, bu kadar çok değildi. Yayınlanan az sayıda gazete, daha çok çocuklar tarafından sokak aralarında satılır, satıcı satış yaparken önemli haberleri de sıralardı. Mesela, “Yazıyor, Sarıyer’deki cinayeti yazıyor. Başbakanın açıklamasını yazıyor” gibi, önemli haberleri sıralayıp, ilgi çekerdi. Türkiye’yi batı blokuna açan, Nato’ya girip savunmayı garanti altına almaya çalışan Menderes, ilk büyük Projesini İstanbul’da başlattı. Aksaray’dan Topkapı’ya ulaşan Millet Caddesi’ni genişletip, ona paralel Vatan Caddesi’ni açmış ve bugünkü konumuna getirmişti. Bu işleri yaparken, çok sayıda eski eseri yıkıp yok etmiş, yine çok sayıda vatandaşın tapulu malını da istimlak etmişti. O, önüne geleni yıkıyor ve yeni yollar açıyor, yeni mekanlar üretiyordu. Mağdur olanların dışında, halk bu yapılanlardan çok memnundu. Ancak, başlatılan işlerin yapımı uzun süre aldığı için, İstanbul’un göbeği sayılan Aksaray-Topkapı arasında yaşayanlar ya da bu mekanları kullananalar, çok sıkıntılıydı. Neticede, çekilen sıkıntılar sonlandı ve İstanbul’un bu bölgesi, biraz daha güzelleşti ve daha iyi kullanılabilir hale geldi. Menderes, yakınanlara ve kendisine soranlara, “Yıkmadan yapılamıyor. Sıkıntı çekmeden de rahat edilemiyor.” diyordu ve bu sözleri kabul görüyordu. İLÇEMİZDEKİ DURUM Saray ilçe merkezine gelince, yaşanabilir bir Saray için pek fazla yıkım yapılmadı, ama başta şehir içi yolları olmak üzere, alt yapı için başlatılan çalışmalar planlanan zamana sığmadı ve halkın canını sıkmaya başladı. Nasıl sıkmasın ki, başlangıçta yapılan açıklamalarla bugün varılan sonuçlar, hep çelişkili oldu. İşlerin yapımı ve bitimi geciktikçe gecikti. 2009 yılında CHP kadrosundan Belediye Başkanı seçilen Nazmi Çoban hemşerimiz, seçimden önce yaptığı vaatlerini yerine getirmek için kollarını sıvadı. Ancak, evdeki hesap çarşıya uymadı. Onun en büyük handikapı, iktidardan değil, muhalif bir partiden seçilmiş olmasıydı. İktidardan hiçbir teşvik ve destek görmüyordu. Görmediği gibi, hatalı bir iş yapması durumunda, başına sevimsiz işler de açılabilirdi. Ancak, o kanunların verdiği yetki ve hemşerilerimizin desteği ile, öncelikle ilçenin eskiyen ve hantallaşan alt yapısını düzeltmeye çalıştı. Mesela, şehir merkezinin içilebilir bir suyu olmadığı gibi, su getiren kanallar/borular da eskimişti. Keza, evsel atıkları taşıyan kanallar da (kanalizasyon boruları) eskimiş ve kimi yerlerde patlamıştı. Şehir içi yollara gelince, asfaltlama bozulmuş, yollar neredeyse stabilize hele gelip, toz ve mikrop üretmeye başlamıştı. Başkan Çoban, yürütülen rutin işlerin yanında öncelikle bu kalıcı hizmetlere ve projelere el attı. Gerekli finansman sağlanıp, ihaleler yapıldı. Ancak, zamanlama uygun olmadı ve taahhüt edilen ve beklenilen zamanda işler bitirilemedi. Karşı tarafa,bunun yaptırımının olup olmadığını, varsa ne olduğunu şimdilik bilmiyoruz. Başkanın da, bu konuda bir açıklaması olmadı. SON DURUM NEDİR? İlgilendiğimi bilerek, kimi hemşerilerim bana soruyor ve başlatılan bu işlerin, haklı olarak akıbetini öğrenmek istiyor. Bayramdan hemen önce Başkan Çoban’ı, çarşı içinde bir ağacın gölgesinde otururken gördüm ve sordum. Çoban, ez cümle; İşlerin bitiminde gecikmeler olduğunu, ancak bunun haklı sebepleri bulunduğunu, halkın sabırsız ve büyük bir beklenti içinde olduğunu bildiğini, buna karşın çalışmaların durmadan devam ettiğini, halihazırda ana arterlerde doğalgaz hattı döşeme çalışmasının yapıldığını ve halkın bunu gördüğünü, ötaki alt yapı çalışmalarının da sürdüğünü, bu yapılanları uzun vadede kullanılır sağlam bir şekilde yapmak istediklerini, doğalgaz çalışmasının biraz uzunca sürebileceğini, o sebeple bu yaz mevsimi boyunca yolların kullanımında sıkıntılar olacağını ve en geç Ekim ayının başında Saray’ın temiz ve düzgün yollara kavuşacağını, bütün bu gecikmelere rağmen işlerin bir an önce bitirilmesi için devamlı çalıştıklarını, Belediyede herkesin üstüne aldığı görevi titizlikle yapmaya çalıştığını, çalışmalarda herhangi bir koordinasyon noksanlığı olmadığını anlattı. Şehrin tam ortasında inşaatı yarım kalmış ve metruk hale gelmiş kimi binaların neden yıkılmadığını, bu görüntü kirliliğinden şehrin ne zaman kurtarılacağını sorduğumda, Başkan Çoban’ın o konu ile fazla ilgilenmediğini ve konuya duyarsız kaldığını gördüm. Bu durumu, onun için önemli bir eksiklik ve hata olarak görünmekteydi. Yolların yapımında, klasik asfaltlama yerine beton asfalt düşündüklerini, bu asfaltın ötekinden hem ucuz, hem de daha sağlam ve kaliteli olduğunu söyleyen Çoban, Saray ilçesinin yeni yapılanmalarla değerinin arttığını, göç almaya devam ettiğini, ilçenin her şeyden evvel daha iyi yaşanabilir hale geldiğini ifade etti. ŞEHRİN ORTASINDAKİ OTOGAR İlçe merkezinin tam ortasında kalan Otogar’ın önümüzdeki yıl, oradan taşınacağını söyleyen Başkan, onun yerine zemini otoparklı bir çarşı yapılacağını belirtti. Halkın beklentisinin de bu olduğunu söyleyen Başkan Çoban, Otogarın boşaltılan yerine halkın isteği üzerine Saray’ın Ayaspaşa Camii gibi, ancak daha büyük ve görkemli ve çifte minareli bir Cami yapılmasına şimdilik sıcak bakmadıklarını belirtti. Ancak, Merkez Çarşı Camiinin yıkılarak, arsasının bu yeni Caminin yapımına kaynak olabileceğini, yapılacak yeni Caminin altına da otopark ve çarşı yapılabileceğini, buna İstanbul’un Büyükçekmece ilçesindeki “Kuba Camii”nin örneği olduğunu söyleyince, bu konuyu halkın arzu ve isteğine bırakmak lazım geldiğini belirtti. Gücünü, “Din İstismarı”ndan alan AKP iktidarının bu tutumuna karşı CHP’li bir Belediyenin, halkın isteğini de göz önüne alarak samimi duygu ve düşüncelerle buraya büyük bir Cami yapmalarının, halkı memnun edeceği gibi, ileride kendilerini de memnun edeceğini belirttikten sonra, Başkanı ağacın gölgesinde bırakıp, ben yoluma devam ettim. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.