Mehmet dedesi ile küçük bir apartmanın 3 katında yaşamaktadır. Ailesi öldüğünden ona dedesi bakmaktadır. Dedesi bir savaş gazisidir. Devletten aldığı maaşla geçinirler. Kerem; Mehmet ve dedesinin kaldığı apartmanın 1. katında oturmaktadır. Birgün Mehmet hastalanır ve yataklara düşer yavaş yavaş hastalığı ilerler ve ölüme dogru gitmektedir. Mehmetin odasında sadece bir cam vardır. Bu cam Mehmet'in bütün dünyasını oluşturmaktadır. Camdan heybeti ile duran bir ağaç gözükmektedir. Sonbahar mevsimi gelmiştir ve ağaç yaprakları teker teker dökülmeye başlar. Mehmet buna çok üzülür ve hastalığı yaprakların düşmesiyle orantılı olarak artmaya başlar. Mehmet'in dedesi ve komşuları Kerem'in bu hazin tablosu karşısında ne yapacaklarını şaşırırlar. Artık yapraklar tamamen bitmek üzeredir. Kış gelmiştir ve kar her yeri kaplamıştır. Dışarısı insanı donduracak kadar soğuktur bir gün ağaçta son bir yaprak kalıncaya kadar hepsi dökülür. Ama bi yaprak düşmez kalır bir kaç gün geçer ve yaprak düşmez Mehmet bunun farkına varır ve içine bir sevinç dalgası yayılmaya başlar. Sanki Mehmet bu yapraktan ilahi bi kuvvet almış ve hızla ileşmeye başlamıştır. Tüm yapraklar düştüğünde ölüceğine inanmaktadır. Ama son yaprağın düşmeyişi hayata sarılışı Mehmet'i çok etkiler. Mehmet yavaş yavaş düzelmeye başlar ve en sonunda Mehmet hastalıktan kurtulur. Mehmet'in aklına hemen Kerem abisi gelir dedesine sorar dedesi cevap vermez hemen apartmnanın 1.katına koşar Kerem'in kapısını çalar ama Kerem kapıyı açmaz dedesine geri koşar: "Dede Kerem abi nerde neden beni görmeye gelmiyor." der ve dedesi ağlamaya başlar. Mehmet hızla apartmanın dışına koşar ve ağaça bir göz gezdirir. Niyeti son kalan yaprağı görmektir ama ağaça baktığında ağaçta bir tek bile yaprak olmadığını farkeder ve evin camının kapalı olduğunu görür hemen yukarı çıkar ve cama bakar camda hala ağaçta bir yaprak vardır. Cama yaklaşır ve camda bir tablo olduğunu farkeder. O kadar iyi ve güzel çizilmiştir ki camda gerçek gibi durmaktadır. Dedesi: Mehmet'e Kerem bu resmi yaptıktan sonra soğuktan öldü" der. Kaynak: ihya.org Kalın sağlıcakla
HAYVANLAR KOCAMAN MI?
Nasreddin Hoca Konya'da gezerken büyük bir yapı görmüş. Durmuş, yapıyı seyrederken binanın kapıcısı Hoca'ya sormuş : - "Efendi, ne diye öyle bön bön bakıyorsun?" - "Burası nedir? Anlamak istedim" demiş Hoca. Kapıcı, alay etmek için : - "Değirmen" demiş. Nasreddin Hoca soruvermiş : - "Bu değirmende çalışan hayvanlar da burası kadar kocaman mı?"
Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.
Arşiv Arama
Modül 1
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.