Moved Permanently

   Tarih, geri getirilemez. Tarih yapılır, yaşanır  ve geçmişte kalır. Üç yıl önce olanları biliyorsunuz.

    Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde İstanbul Taksim’de bir “Topçu Kışlası” varmış. Yıkılmış ve ikinciye yapılmış.

    İlk yaptıran I.Abdülhamit, tamir ettiren II.Mahmut, yıkılınca da, lüzumuna binaen II.Abdülhamit tekrar yaptırmış. Çünkü, lüzumluymuş. Çünkü, İstanbul’u korumakla ve iç güvenliğini sağlamakla görevli olan askerler, bu kışlada kalıyormuş.

                              GEL ZAMAN, GİT ZAMAN

       Taksim düzenlemesinde değişiklikler olmuş. Yani, Taksim meydanı yeniden düzenlenmiş. 1909 yılına gelindiğinde, o meşhur 31 Mart Vakası (Dincilerin kalkışması) olunca, isyancılar, bu kışlayı “Karargah” olarak kullanmışlar. O sebeple, kışla topa tutulmuş ve önemli bir kısmı yıkılmış.

       Kalan kısmı ise “Tarihi bir enkaz” olarak, öylece bırakılmış. 1940 yılında, dönemin İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı olan Lütfi Kırdar, enkazı tamamen temizlemiş ve ortaya tam 38 dönümlük bir boş alan meydana çıkmış.

     Taksim düzenlemesi sırasında, ele alınan bu boş alanın park haline getirilmesi ve çimlendirilip, ağaçlandırılması yapılmış.

     Çünkü, İstanbul’un “Pera” denilen Beyoğlu bölgesinde, halkın nefes alabileceği tek yer burası kalmış ve park halka açılmış.

     Zaman içinde daha da güzelleştirilen Park, halkın bir gezinti alanı olduğu için adına da “Taksim Gezisi” denmiş.

                                       YEŞİL DÜŞMANI AKP !

     İktidara geldikten sonra, kamuya ait olup da bulduğu her boş alana göz diken ve öncelikle AVM ve başka amaçlı binalar yapan AKP yandaşları, buraya da göz dikmişler.

     Dönemin Başbakanı Tayyip Beyi de ikna eden yandaşlar, öncelikle bu 38 dönüm alandaki parkı kaldırıp, buraya inşaat yapmak ve halkın nefesini kesmek istemişler.

     Buna kılıf olarak da, “Topçu Kışlasını yeniden yapacağız, yanına da bir Cami yapacağız.” Söylemiyle yola çıkan AKP’liler, Tayyip Beyin kapıyı aralamasıyla üç yıl önce malum olayların meydana gelmesine sebep olmuşlar.

     Halkın, kırılamayan direnci karşısında, çok sayıda insana hakaret edilmiş ve hatta bu tepkiler sırasında ölenler bile olmuştur.

     Hava tam durulmuşken, bu defa Tayyip Bey yeniden ortala çıkıp, “Topçu Kışlasını yeniden yapacağız.” Diyebilmiştir.

                                ŞİMDİ, O NOKTADAYIZ.

      Yani, önüne gelen bütün yeşillikleri yok eden siyasi iktidar, şimdi de halkın nefes alabildiği Taksim Gezisini yok etmek istemektedir.

     Tayyip Bey, “Tarihimizi geri getireceğiz.” Dese de, Tarih geri gelmez. Ancak korunur. Yıkılan tarihin korunacak tarafı da kalmaz. Kışla, yeniden yapılmakla, tarih geri gelmez. Çünkü, o artık tarihte kalmıştır. Böyle boş sözlere de, kimse inanmaz.

       Görünen o ki, ülkeyi yeni sıkıntılar ve yeni sokak hareketleri bekliyor.

      Halkını hiçe sayan ve ikiyi bölen ve bu bölücülükle ayakta kalmaya çalışan Tayyip Bey, bir kere daha yanlış yapıyor.

     Devlete ve millete çok pahalıya patlayan bu yanlışlarının hesabını, elbette verecektir. Ancak, giden canlar bir daha geri gelmiyor.

    Bu yanlışlardan, artık vazgeçmelidir.