|
||
BİR İÇ SAVAŞ ÇIKARSA Ezer Geçeriz! | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Bu sözleri, Cumhurbaşkanı, yani halkın Başkanı Tayyip Erdoğan söylemiş. Ülkede bir iç savaş çıkması, onun ve hükümetinin kusuru değil mi? Kimi, ezip geçiyorlar? Halk, kendisini ezdirmek için mi onu Cumhurbaşkanı seçti? Daha ne diyelim ki? Bir gerçek var ki ülke, “Ondan yana olanlar ve olmayanlar” diye ikiye bölünmüş durumda. Kendisi, açıkça söylemedi mi? “% 50’leri zor tutuyorum.” Diye. Cumhurbaşkanı’nın, kendini zapt edemeyen öfkesi ve ayırıcı söylemleri, halkı iki kampa bölmüş durumda. Bu bölünme, esas bölücülerin ekmeğine yağ sürmekten öte, ülkeyi günden güne bir çöküşe doğru götürüyor. Değerli okuyucularım, başta Cumhurbaşkanı ve bir türlü kopamadığı AKP iktidarı, ülkeyi batırmak için adeta ellerinden geleni yapıyorlar. Türkiye’de bütün bu olup bitenler, tüm dünyaya yansıdığı için, dünyada yapayalnız kaldık. Ajansların haberlerine göre, itibarı yok olan bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Avrupa ve Amerika’da artık ciddiye alınmıyor ve hiçbir yabancı ülke lideri, onunla resim vermek istemiyor. O da, Afrika’ya gidiyor. Türkiye ile ilgili olumsuz düşünce bildiren batı liderlerine sürekli kafa tutan Cumhurbaşkanı, tam bir yalnızlığa gömüldüğü için ülkemiz de, bu yerkürede yapayalnız kaldı. İTİBAR ARAYIŞI, TERSİNE DÖNDÜ! Hiç gereği yokken ve davet edilmediği halde, sonradan Müslüman olun bir zenci boksörün cenazesine katılan Cumhurbaşkanı’mızın, bu törende hiçbir isteği yerine getirilmedi. O da, öfkelenerek, cenazenin sonunu beklemeden gerisin geriye döndü. Bu geziye katılan ailesi efradı ile, yalaka bürokrat, yandaşlar ve öteki yalakalar, devletten harcırah da alarak güzel bir Amerika gezisi yaptılar. Tek kazançlı, olan onlar oldu. Gelen haberlere göre, Amerika’dan umudunu kesen Tayyip Bey, dönüş yolunda iken Rusya liderini arayarak, “Gelin barışalım ve eski günlere dönelim.” demiş. Bir ulusal gazete de, onun bu yalvarır durumunu, “Hocam, avuç yalamak orucu bozar mı?” diyerek, çok düşündürücü bir ironide bulunmuş. Esas anlamının ne olduğunu, biraz da siz düşünün bakalım. MOSKOVA’YA YENİ BÜYÜKELÇİ Dünkü gün, Hüseyin Diriöz adlı diiplomat, yeni Moskova Büyükelçimiz olmuş. Tayyip bey, biri Rus lideri Putin’e, diğeri, Başbakan Medwedev”e verilmek üzere kendisine iki mektup vermiş. Mektuplarda, “Gelin Barışalım.” teklifi varmış. Her halde, Amerika’ya nispet olsun diye yazılan bu mektuplar, baş ağrıtabilir. Uluslararası siyasette, küsmek ve sitem olmaz. Esnek ve akıllı olmak gerekir. Atatürk, ülkeyi önce savaş meydanlarında, sonra da barış masasında kurtarmış ve kurmuştur. Sadece aklını ve kararlılığını kullanan Atatürk’ün, hiçbir dış politikacıya ya da ülkeye sitemi ve küskün tutumu olmadı. Tayyip Beye, acaba bu durumu hiç anlatan yok mu? YAKIN GEÇMİŞE BAKALIM. 1950’li yıllar. Eisenhower, Amerika’nın 34’cü Başkanı. 1954 yılında Cumhurbaşkanı’mız Celal Bayar Amerika’ya bir seyahat yapıyor ve Başkan tarafından görkemli törenlerle karşılanıyor. Ancak, geçen zaman içinde, Amerika’nın Türkiye’ye yardımları azalıyor. O sebeple, Başbakan Adnan Menderes 1959 yılında, salt para istemek için Amerika’ya bir gezi yapıyor. Yabancı ülke Devlet Başkanları ve Başbakanlar, Başkan tarafından Beyaz Saray’ın kapısında karşılanırken, Eisenhower Menderes’i kapıda değil, odasında karşılıyor. Menderes bozuluyor ve istediği yardımı da alamayınca, Tayyip Bey’in cenazeden dönmesi gibi, öfkeyle Türkiye’ye dönüyor. Dönüşten çok kısa bir süre sonra, Menderes Rusya’ya göz kırpıyor ve Moskova’ya bir gezi yapıyor. 1959 yılının sonlarında meydana gelen bu olay üzerine, Amerika Menderes’i gözden çıkarıyor ve 6 ay kadar sonra da, Menderes’i ipe götüren o meşhur “27 Mayıs darbesi” oluyor. 12 Eylül darbesi için de Amerikan yetkilileri; “Darbeyi, bizim çocuklar yaptı” demedi mi? Ama, anlayan kim? Türk halkını ezip geçmeyi göze alan Tayyip Bey, acaba Amerika’yı da ezip geçebilecek mi? |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.