|
||
KENDİLERİNİ DİNDAR GÖSTERİP Halkı Soyuyorlar! | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Enver Ören’i, çok kişi tanır. Tanıyanlar onu, dürüst, namuslu ve özellikle dindar bir kişi bilirler. Ama, o artık yaşamıyor. Yaşasa da, taktığı şu borçları bir ödese. Bu yazımda, ondan bahsedeyim de, biraz da siz tanıyın. Geleneklerimize uymadığı halde, bir ölünün arkasından çok üzülerek bu yazıyı yazıyorum. “Yazınızın konusu, neden Enver Ören? derseniz, hakkında yeni gelişmeler var da, ondan. Önce size, onunla ilgili küçük bir anımı anlatayım. 1980’li yıllardı. Sahibi olduğu “Türkiye Gazetesi”ni Cağaloğlu’da çıkarıyordu. Komşuyduk. Sıkça ziyaretime gelir, ben de onu ziyaret ederdim. Sohbet ederdik. Eğitimle ilgili yaptığımız işleri haber yapar, eğitim hizmetlerinin tanıtımına böylece katkıda bulunurdu. Ben de ona, bu hizmetinden ötürü bir seferinde bir “Onur Belgesi” vermiştim. Belgeyi, özenle korur ve herkese gösterirdi. Bir gün Fatih’teki okulları denetlerken, bir İlkokulu çok düzensiz ve pislik içinde gördüm. Müdürüne, ”Yarın sizi, görevinizden alacağım.” dedim. O zamanlarda cep değil, araç telefonları vardı. İki saat kadar sonra, aracın telefonu çaldı. Arayan Enver Ören’di. “Filanca okulun Müdürünü görevinden alacakmışsın. Size yalvarıyorum. O benim çok iyi dostumdur. Bir hata yapmış ama, el birliğiyle düzelteceğiz. Onu sakın alma, Sizden çok rica ediyorum.” diyerek çok ısrar edince, “Peki, almam” dedim. 15-20 dakika sonra, tekrar aradı. “Müdür bey, içim rahat etmedi. O Müdürü, görevinden almayacaksın değil mi? Size tekrar yalvarıyorum.” deyince, tekrar almayacağımı söyledim ve sözümü tuttum. “Dostum” dediği o Müdür, meğer Enver Bey’in sahibi olduğu Türkiye Gazetesi’nde, geceleri “Musahhih” (yazıları düzeltici) olarak çalışıyormuş. Enver Ören, ondan çok memnunmuş. Daha sonra da, Enver Ören’e birçok işinde ve isteğinde yardımcı oldum. Onu kırmayarak, televizyonundaki kimi programlara da çıktım.. Ve onu, hep iyi bir dost bildim. ENVER ÖREN TANIMIYOR, HATIRLAMIYOR! Görevimden ayrıldıktan sonra, bir gün arayıp hatırını sormak istedim. Bana verdiği özel telefonunu çevirdim. Bir yardımcısı ya da Sekreteri çıktı. Kendimi tanıttım. “Enver Bey burada, hemen görüştüreyim.” dedi. Kısa bir sessizlik oldu. Sekreter tekrar döndü ve “Enver Bey, sizi hatırlayamadı.” dedi. Telefonla birlikte, gözümü de kapattım. Birlikte geçen o günler, bir film gibi gözümün önünden geçti. Meğerse mürai Enver Bey, başka kandırmacalar ve dalavereler peşindeymiş. “Peki, bunlar neler olabilir?” derseniz, işte şimdi size onu anlatayım. GELSİN PARALAR! Zaman içinde çok büyüyen Enver Ören, “İhlas Holding”i kuruyor. Dindar görünen Enver Bey, hem bu özelliğine, hem de sahibi olduğu TV Kanalı’yla Gazetesi’ne güvenerek halkı ikna edip, “Kar Payı” dağıtma vaadi ile halktan para toplamaya başlıyor. Hani, bir zamanlar halkı soyup, batan o meşhur Bankerler gibi. Topladığı paralar cebe girince 2001 yılında, 222298 alacaklıya 676 milyon dolar ve 245 milyon Euro borç takarak, battığını açıklıyor. Daha doğrusu, BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu) onun battığını, kamuoyuna duyuruyor.. Alacaklılar, “Mallarına el koyun!” diyerek BDDK’ya başvuruyor. Daha sonra Başbakan olan Tayyip Erdoğan devreye girince, Ören’in mallarına el koydurmuyor. Rahatlayan Enver Ören, “Borçlarımı ödeyeceğim.” diyerek bir açıklama yapsa da, 2009 yılına gelindiğinde, 68.000 kişinin hala 398 milyon dolarlık alacağı olduğu anlaşılıyor. Enver Ören, borç içinde vefat ediyor. Yerine geçen oğlu Mücahit Ören, “Borcumuz borç, ama nah alırsınız!” dercesine alacaklılara; “Krizdeyiz, 2016 yılını bekleyin.” diyor. VE, 2016 GELİYOR Alacaklıların bir kısmı vefat ediyor. Hayatta kalanlarla, ölenlerin varisleri devlete başvuruyor. “İyi yönetilmediği savıyla, kimi kurumlara kayyum tayin ediyorsunuz, yani el koyuyorsunuz. İhlas Holding’in yaptıkları ortada. Ona neden kayyum tayin etmiyor ve haklarımızı verdirmiyorsunuz?” diyor. Diyor, ama dinleyen kim? Onca suç işleyen Reza Zarrab’a dokundular mı ki, ona da dokunsunlar? Reza’nın Şirketlerine kayyum tayin ettiler mi? El konulan parasını, faiziyle geri vermediler mi? Siz, yalvardığınız bu kişilerin Vakıflarına bağış diye, mesela TÜRGEV ya da TOGEM-DER’e kaç kuruş verdiniz? Bu kafayla, siz daha çok beklersiniz. MÜCAHİT ÖREN NE YAPIYOR? Holding’in şimdiki patronu olan oğul Mücahit Ören, yeni atraksiyonlar peşinde. Mesela, geçen yıl “Kam Gayrimenkul ve Proje İnşaat Ltd. Şirketi”ni kuruyor. Alacaklılara karşı tedbirli davranıp, şirketi bir yıl sonra kapatıyor. Sahip oldukları “İhlas Oxford Mortage İnşaat ve Ticaret Anonim Şirketi”ni de, 2012 de mahkeme kararıyla kapatarak, tasfiye ediyor. 1994’te kurdukları, ”İhlas Enerji Üretim ve Dağıtım Şirketi”ni de, 2007 de kapatıyorlar. Babasının ölümünden sonra işlerin başına geçen Mücahit Ören, çok, ama çok tedbirli davranıyor. Paraları, kimseye kaptırmıyor. Bol para harcayarak, eşiyle dünyayı dolaşıyor. Geçenlerde, eşi Aslıhan Hanımla sarmaş dolaş bir resmini gördüm. Paris’te çektirmişler. Alacaklılar, bu resmi İnternet’e koymuşlar. Sosyal medya hareketli. Çiftin ikisi de ayaktalar, ama bacaklarını çelmişler. ”Keyif” diye, işte ben ona derim. Kurduğu Holding’in adını, Kur’an-ı Kerim’deki “İhlas Suresi”nden alan Enver Bey, çevirdiği bu “katakulli”lere yüce dinimizi ve kitabımızı da alet etmiş durumda. Alacaklılar, ağlarken ve inim inim inlerken, Enver Bey bu “Kul Hakkı” ile, Allah’ın huzuruna nasıl çıktı acaba? |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.