|
||
BU YAZIYI DİKKATLE OKUYUN Başkanlık Sistemi Geliyor! | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Hem de, bağıra bağıra geliyor. Sistemi, artık ben de destekliyorum. Salt, bu milletin aradığı dertleri bulması için destekliyorum. “Bela arıyor.” diyenler de var. Aziz Nesin, boşuna dememişti; “Biz, adam olmayız.” diye. Doğru söylemiş. Biz adam olmayız. Değerli okuyucularım; Daha önce de yazmıştım. Yeni Türk devleti ve Türkiye Cumhuriyeti kurulurken, “laik-demokratik sistem” de beraberinde getirildi. Bir asra yaklaşan bu süre içinde, laiklikle birlikte, demokrasiyi de benimseyerek, bu güzelim memlekette gül gibi geçindik. Dertlerimiz, sıkıntılarımız olmadı mı? Tabii ki oldu, ama hepsini bu sistemin içinde çözdük ve geleceğe hep aydınlık gözlerle ve parlak çehrelerle baktık. Şimdi öyle mi? İktidara geldiği günden beri laikliği kafasına takan iktidar, “Hem laik, hem de Müslüman olunmaz.” diyerek, milletin kafasını iyice karıştırdı. Hele son zamanlarda, halkı “millet” olmaktan çıkarıp, bir “ümmet” haline getirmek için, kolları iyice sıvadı. Bunun için de, keyfiliği ve tek başına hüküm kurup bu ülkeyi, yönetmeye kalktılar. Bunun yolunun da despotizmi getiren bir “Başkan”lığa bağlayıp, daha ziyade yoksul Afrika ülkelerinde olduğu gibi, milleti köle gibi düşünmek ve kullanmak amacını güttüler. MİLLET, HALA FARKINDA DEĞİL ! Üst üste ve tek başına seçim kazanan ve de bu ülkeyi tam bir çiftlik gibi yöneten siyasi iktidar, bu yetmiyormuş gibi, Cumhurbaşkanı yaptığı liderlerini şimdi de, ağzından her çıkanın kanun sayıldığı bir konuma, yani çok yetkili bir “Başkan” konumuna getirmek istiyor. Pek tabii ki, bunu Cumhurbaşkanı’nın kendisi istiyor. Öyle bir istiyor ki, bunu elde edince, bir Başkan ya da Kral gibi olmaktan öte, bir Padişah ve onun taşıdığı “Halifelik” unvanını da, üstüne almak istiyor. Olmaz mı? Pek tabii ki olur ve olacak da. BAKIN, NASIL OLACAK? Kendisini önce Başbakan ve daha sonra da Cumhurbaşkanı seçtiren Recep Tayyip Bey. “Halk, ne istersem bana veriyor ve beni devamlı seçiyor.” düşüncesine kapılıp, artık Başkanlığı istiyor ve alacağına da inanıyor değil, çok iyi biliyor. Geçen yıldan beri dilinde dolaşan Başkanlık sözcüğü, ilk zamanlarda ilgi görmedi, hatta halktan tepki bile gördü. Ama, yine de halkın % 32 sinin onun bu isteğine sıcak baktıkları bildirildi. Demek oluyor ki, halkın % 68’i Başkanlık filan istemiyor, demokratik Parlamenter Sistemden memnun olduğu bildiriyordu. Ancak o, bu isteğini devamlı tekrarladı. İişin ilginç yanı, bu sistemle Başbakanlığın ortadan kalkacağını çok iyi bildiği halde, Başbakan Davutoğlu da onun türküsünü söyledi ve o da Başkanlık dedi. Aradan bir yıl bile geçmemişti ki, halkın nabzını tutmada çok başarılı olan ve seçim sonuçlarını en iyi tahmin eden ”Gezici Araştırma Kuruluşu”, sürpriz bir açıklama yaptı. Bu şirketin, Mart 2016 sonlarına doğru yani 20-25 Mart civarında yaptığı anketlere göre, halkın düşünceleri tam tersine dönmüş ve bu defa halkın % 68.9 u Başkanlığı istiyordu. Şaştınız değil mi? Ben de çok şaştım. Yani, Türkiye’de 3 kişiden ikisi, hatta biraz fazlası “Artık Başkanlık gelebilir.” diyordu. Müslümanlıkta, sık tekrarlanan bir tabir vardır. “Arayan Mevlasını da, belasını da bulur.” diye. Bu söz, boşuna söylenmemişti. Bu söz doğrudur ve arayanlar genellikle istediklerini bulmuşlardır. Çünkü, bir şeyi isterken, “Samimi dilekte bulunmak” çok önemlidir. Türk halkının dileği, artık Başkanlıktır. Tayyip Bey, bunu bildiği için, Köşk ya da Saray sayısını artırıyor ve şimdi de, Beştepe dedikleri yerdeki Atatürk’ün Marmara köşkünü yıktırıp, oraya da yeni bir Saray yaptırmak istiyor. Eee, ne de olsa, anlı şanlı Başkan olacak. Gün gelir de, “Anıtkabir” hedef alınırsa, sakın şaşırmayın. HALK, DOĞRU MU YAPIYOR? Elbette, doğru yapmıyor. Yukarıda da ifade ettiğim gibi, Amerika ya da Fransa’nın uyguladığı Sistemleri biz uygulayamayız. Zaten, Cumhurbaşkanı’nın düşündüğü de bu değil. Onun aradığı sistem, halkı esir gibi yaşayan fakir Afrika ülkelerinde ya da Arap ülkelerindeki gibi, bir Başkanlık ya da Krallık gibi bir şey. Bu sistem olur da uygulanırsa ve Tayyip Bey Başkan olursa, “onda kıl” olanların sayısı mecburen artacaktır, ama sürünen halk şimdikilerin belki de iki ya da üç katı olacaktır. Öyle olacaktır ki, bir daha geri de dönülemeyecektir. Bir kere daha haykırarak söylüyorum. Halkımızın bu çok yanlış tutumu, ana muhalefet partisinin beceriksizliği ve öteki muhalif parti MHP’nin AKP’ye devamlı destek verip yalaka haline gelmesi, bu süreci işletecek ve her şey onların dediği ve istediği gibi olacaktır. Bu yazıyı yazarken, “Bu millet kaşınıyor. Acaba, ben de iktidardan yana mı olsam acaba? “ diye düşündüğüm bile oluyor. Ancak, ben kaşınmıyorum. BUNDAN SONRA OLACAKLAR Bundan sonra olacaklar belli. CHP ciddiye alınmazsa, o da kendini anlatamazsa, Devlet Bahçeli MHP’nin başında kalırsa ve bu millet de, böyle ne yaptığını ve ne yapacağını bilmezse, bunların hepsi olacak. O takdirde. hiç kimsenin ağlamaya ve şikayet etmeye yüzü olmayacak. Bir kere daha ve ısrarla söylüyorum. Türkiye, Tayyip Bey’in başında olacağı bir Başkanlık Sistemi’ni, katiyen kaldıramaz. Buna gerek de yoktur. Demokratik Parlamenter Sistem, bizim için gerekli ve yeterlidir. Biliyorsunuz, Tayyip Bey henüz Başkan olmadan, 2000’e yakın kişi hakkında hakaret davası açtırdı. Bu durum, dış ülkelerde bile konuşuluyor ve eleştiriliyor. Halkına düşman gibi davranan bir Cumhurbaşkanı’nın, bütün yetkileri üstünde toplayan bir Başkan olduğunu düşünün bakalım. O zaman, evlerinizde bakalım rahat uyuyabilecek misiniz? |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.