Moved Permanently

     Değerli okuyucularım, ülkemiz çok kötü günlerden geçiyor. Son 10 yıldan fazla bir süredir, zaten iyi bir gün görmedi ki.

     Terörün iyice azdığı bu günlerde, hükümetin tedbirlerinin yetersiz olduğunu, terörü bitirmesi için ona yardım etmemiz gerektiğini, sürekli söylüyor ve yazıyorum.

     Bu hengame içinde, Ana Muhalefet Partisi Cumhuriyet Halk Partisi 35’nci Olağan  Kurultay’ını yaptı. Kurultayın açılışında konuşan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu çok dikkatli dinledim. Kılıçdaroğlu’nun bütün sözlerine katılıyorum. Çünkü, doğru söylüyordu.

      Kemal Kılıçdaroğlu’nun daha önceki konuşmalarını ve iktidara yönelttiği eleştirileri de dikkatle izledim. Söyledikleri hep doğru, ama icraatı doğru değil.

     Ne demek? Derseniz anlatayım. CHP’nin Doğu ve Güneydoğu politikası karışık. Teröre karşı gibi görünüyorlar ama, kimi Milletvekilleri sanki terörü ya da ayrılıkçıları, kısaca baş kaldıran Kürtleri destekler gibiler.

      İsimlerini söylemesem de, halkımız onları biliyor ve tanıyor. İşte bu olamaz.

      AKP iktidarı, salt Tayyip Beyi, çok istediği için Başkan yapmak için  Anayasayı değiştirmek istiyor. AKP, daha önce Anayasa’nın bir çok maddesini değiştirdi ve 12 Eylül 2010 günü yaptığı halkoylaması il halka da kabul ettirdi.

      İktidar, 12 Eylül Anayasası deyip, Anayasa’ya tü-kaka diyor, CHP’de, buna katılıyor. Üstüne üstlük CHP, iktidarın yeni Anayasa yapma davetine ve teklifine de “Evet” diyor.

        İktidar bunu yaparken, bir taşla birkaç kuş vurmanın derdinde. Mesela, Anayasadaki “TÜRK” sözcüğünü kaldırmak istiyor. Atatürk adını istemiyor  ve ilke ve devrimlerini de kaldırmak istiyor. Devrim yasalarını da ortadan kaldırmak istiyor.

      Daha da önemlisi, değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen ilk üç maddesini kaldırmak istiyor. Öyle görünüyor ki, bunu yaparlarsa resmi dilimizin Türkçe olması zorlaşacak. Türkiye’nin Başkenti İstanbul olacak. Laiklik ilkesi Anayasa’dan çıkarılacak. Olmayan hukuk devleti, Anayasa’yla da ortadan kalkacak ve daha niceleri?

      Değerli okuyucularım, milliyetçi ve mukaddesatçı bir kimseyim. Dinime ve imanıma çok köklü biçimde bağlıyım. Allah’ın koyduğu bütün kurallara ve Peygamberimizin öğütlerine tam anlamıyla katılıyorum. Bunların yayılmasını da istiyorum. Ancak, salt siyasi çıkar için yüce dinimizin sömürülmesini ve kullanılmasını, katiyen kabul edemiyorum.

                                          TÜRKİYE, İYİ YÖNETİLMİYOR

         İktidar, ülkeyi hukuku dışlayarak keyfi bir anlayışla yönetiyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Beyin, hakkında söylenen her sözü hakaret olarak algılaması ve söyleyenler hakkında dava açtırması doğru değil.

       Cumhurbaşkanı, Başbakan ve hükümet erkanı el birliği ile bütün yolsuzlukların üstüne gitmelidirler. Cumhurbaşkanı, kendisine yandaşlık ve yağcılık yapanlara, çeşitli devlet kadroları vererek ödüllendiriyor.

      Danışman ve Başdanışman olarak yüksek maaşlarla tayin ettiği o kişilere acaba neyi danışıyor? Adam, otlardan ve bitki yapraklarından ilaç üretiyor diye, Saray’a Danışman yapıyor, ancak bu doğru olmuyor.

     Milletin gırtlağına kadar dayanan zamlar kaldırılmalı ve toplanan vergiler makul hale getirilmelidir.

       1990 den beri yürürlükte olan 3628 numaralı Yolsuzlukla Mücadele Kanunu, artık uygulamaya konmalıdır. Rantçılar ve yolsuzluk yapanlar, sıkı bir şekilde izlenmeli ve yakalanmalıdır.

       Ama, birinci öncelikle şu terör denilen belayı ortadan kaldırmaları gerekiyor.

      CHP Kurultay’ını anlatırken, bunları yazmak da içimden geldi.

     Değerli okuyucularım, yakında Milliyetçi Hareket Partisi’nin de bir olağan üstü Kurultay yani Kongre yapması bekleniyor.

    Devlet Bahçeli’nin muhalifleri, yeterli imzadan fazlasını toplamışlar. Eğer ısrarlı ve kararlı olurlarsa, bu Kongre de toplanır.

      Devlet Bahçeli ne kadar direnirse dirensin, o koltuk ondan alınacak gibi görünüyor. Mahkemeye gitmek de, muhalifler için bir çare olacaktır. Burada kaybeden Bahçeli ya da Partisi değil, AKP olacak. Çünkü Devlet Bahçeli, İktidarın en kadim dostu ve destekçisi.

     O, bir muhalefet partisi lideri konumunda gibi görünse de, iktidarın stepneliğini yapıyor. Yazık o partinin ileri gelenlerine ve destekleyenlerine.