Bir varmış, bir yokmuş… Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; bir kedi varmış… Bu kedinin kocaman kulakları, yemyeşil, güzel mi güzel gözleri varmış. Güzel olduğu kadar akıllı da bir kediymiş. Zaten öyle olmasa uzaya araştırma yapmak için gönderilmek üzere, binlerce kedi arasından seçilmezmiş. Bir takım eğitimlerden sonra kedinin uzaya gönderileceği gün gelmiş, çatmış. Roketin son hazırlıkları yapılırken, kedinin uzayda geçireceği zaman süresince tüketeceği yiyeceği de rokete yüklenmiş. Ancak kedinin yiyeceği rokete yüklenirken yiyeceklerle birlikte bir fare de yanlışlıkla rokete binmiş. Bu farenin rokette olduğundan fare de dahil olmak üzere kimsenin haberi yokmuş. Roket ateşlenmiş ve dünya dışına çıkmış. Ve o anda fare yanlış bir yerde olduğunu fark etmiş. Kediye dönüp; - Burada yalnız kaldık kedi, dönene kadar yemeğini birlikte paylaşalım. Demiş. Ama kedicik bunu kabul etmemiş. Fare kediye bir ders vermek istemiş. Roketin iç kısmında kedinin ulaşamayacağı bir bölmeye dişlerini kullanarak kendine bir kapı açmış ve kedinin tüm yiyeceğini oraya taşımış. Yiyeceksiz kalan kedi ise yiyeceğini fare ile paylaşmadığı için çok pişman olmuş. Fareye seslenen kedi; -Fare kardeş, ben sana söylediklerim için özür dilerim, düşüncesizce davrandım. Artık bencillik yapmayacağım. Demiş. Fare, kedinin gerçekten pişman olduğunu görmüş ve yiyeceğin tamamını eski yerine bırakmış. Dünyaya yeniden geri dönene kadar da ikisi birlikte karınlarını doyurmuşlar. Kedi de böylelikle bencilliğin çok kötü bir şey olduğunu, bunun en çok kendisine zarar verdiğini öğrenmiş. Tek öğrendiği bu değilmiş tabii ki… Bir de paylaşmanın önemini öğrenmiş. Paylaştıkça hiçbir şeyin azalmadığını öğrenen kedi ile fare çok sıkı dost olmuşlar…
KEDİ İLE YAŞLI FARE Bir evde fareler yaşarmış.Kedide bunları yakalamak için elinden geleni yaparmış. Her gün yeni bir tuzak kurarak onları yakalarmış. Kediden korkan fareler yuvalarından çıkamaz olmuşlar. Fareler ortada gözükmeyince, Kedinin canı sıkılmaya başlamış. Kedi, farelere bir oyun hazırlamış. Kendisini salonun tavanınıa ayaklarından asmış. Bunu gören fareler: -Kedi ayaklarından tavana asılmış. Artık bize zarar veremez dışarı çıkabiliriz, diye sevinmişler. Onların hoplayıp, zıpladığını gören Kedi ayağındaki ipi çözüp farelere saldırmış ve çoğunu yemiş. Kurtulan fareler yuvasına kaçmış. Yuvanın önüne gelen Kedi: -Ben size daha neler edeceğim göreceksiniz, diye bağırmış. Fareleri yakalamak için yeni bir tuzak planlamış. Kendini una bulamış ve hamur zannetsinler diye sessizce teknenin içinde oturarak fareleri beklemeye başlamış. Ortalığı sessiz bulan fareler fırsat bu fırsat diyerek yuvalarından çıkmışlar. Doğruca un teknesine gitmişler. İçlerinde en yaşlı olan fare hamura kuşkuyla bakmış: -Kedi bize bir oyun daha hazırladı galiba. Bu hamura yaklaşmayın, diyerek arkadaşlarını uyarmuş. Ve Yaşlı Farenin haklı olduğunu anlamışlar. Kedinin tuzağına düşmemişler. İhtiyar Fare arkadaşlarını yanına toplayıp: -Dikkatli olmak her zaman faydalıdır. Bu bizim güvenle yaşamamızı sağlar, diyerek arkadaşlarına nasihat etmiş.
FARE İLE KEDİ Farenin evin kedisiyle başım derttedir. Yiyecek bişeyler bulmak için, dışarı çıkacak ama evin kedisi, Göz açtırmıyor, Tam deliğin den çıkacak, Kedinin sesin, duyup geri kaçıyor. Kedi fareyi deliğinden çıkarmak için, uğraşıyor, Günün birinde kulağına köpek sesi gelen fare: Sevinçle deliğin kapısına yaklaşır dinler..... Evet yanılmamaıştır, Hav... hav... hav... Sevinir bir Ohhhh çeker. Evin sahibi köpek almış. Diye sevinir artık köpek kedilerden hoşlanmazya, Köpek kediyi kovalar. Kedi kaçarken beni unutur. Ve peşimi bırakır diye düşünür. Deliğin usulca kenarına gelip kontrol eder. Köpek sesinden başka. Ses yoktur, usulca dışarı çıkar birkaç adım atmıştır'' kiii, Kedi bir atılışpta fareyi yakalar ve yavrularına döner: derki,, İşte bakın: bir yabancı dil bilmenin faydaları budur.????.... Kaynak: Hikayeler.com Kalın sağlıcakla.
|