|
||
Maliye nin Parası Var Ama | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Bir çok biriminde olduğu gibi, Saray Mal Müdürlüğü’nde de personel sıkıntısı var. Öteki kurumlarda çalışanların pek çoğu boş otururken, para toplayan Maliye’nin çalışanları sayıca yetersiz. Dün, Saray Mal Müdürlüğü’nü ziyaret ettim. İlçede vergi mükellefi sayısının artmasına karşın, bu Müdürlükteki çalışan personel sayısında hiçbir artış göremedim. Muhasebe Birimi’nde, kimi masalar boştu. Devletin vergi alacaklarını tahsil eden Vergi Bölümü ise, 3 memurla işleri yürütmeye çalışıyordu. Kimi masalar, burada da boş. Ne var ki, bu memurlar görev bilincinde ve sorumluluğunda kişiler. Öyle, ama işlem bekleyen evrakın içinde adeta boğulmuşlar. Büroda çalışan ve en kıdemli memur konumunda olan Müjgan Hanım’a sordum. Bu kadar karışık evrakın içinden nasıl çıkabildiklerini merak ettim. Büyük sıkıntı ve sorumluluk içinde oldukları her hallerinden belliydi. Aranan evrakın hemen bulunması mümkün olmadığı gibi, kaybolması ya da kötü niyetle dışarıya çıkarılması ise, pek ala mümkündü. Oysa, düzenli ve canlı bir arşiv temini ile, işlem gören evrakın masa üstlerinden süratle kaldırılması ve evrakın camlı dolaplarda koruma altında alınması, son derece gerekliydi. Veznedarın izine ayrılmış olması bu birimi biraz daha boşaltınca, Vergi bölümünden bir memur buraya kaydırılmıştı. Böylece, bu birimin bir memuru daha eksilmişti. Olacak iş değildi. MALİYE’NİN PARASI MI YOK? Kamuda çalışan bütün memurların aylıklarını ödeyen Maliye, demek ki kendi memurları için para bulamıyordu. Ya da, devletin öteki kurumlarına kadro sağlarken, kendisini düşünmüyordu. Oysa, bir çok kurumda memurlar işsizlikten sıkılırken ya da kaytarırken, Maliye kendisini hiç düşünmüyordu. Bakanlıkların merkezdeki hangi birimine giderseniz gidin, personelden geçilmiyor. Güvenlik denilen kapı korumaları da cabası. Maliyenin öteki birimlerini bilemem, ama Saray’daki birimi yani Mal Müdürlüğü, büyük personel sıkıntısı çekiyor. İki aylık geçici bir görevle gelen ve bu göreve vekaleten bakan Mal Müdürü’nün, kısa sürede bu soruna bir çare bulamayacağı ortada. Tekirdağ Defterdarlığı bu durumu bilmiyorsa, bu gazeteden bir nüshasını Defterdar Mehmet Malanlı Bey’e göndereceğim. Yakından tanıma imkanı bulduğum ve geldiğinden beri Tekirdağ’a faydalı hizmetler sunduğu belirtilen Tekirdağ Defterdarı’nın, bu soruna bir çözüm getireceğini ve Saray teşkilatını personel bakımından rahatlatacağını umut ediyorum. İmam-Hatip Baskısı Yapmayın! İmam-Hatip Liseleri’ne karşı büyük bir sevgim ve sempatim var. 45 yıl önce, Tekirdağ İmam-Hatip Lisesi’nde Matematik/Fizik Öğretmenliği yaptım. İstanbul Milli Eğitim Müdürü’yken de, bu okulları hep himaye ettim. Hatta, meşhur 28 Şubat Olayı’ndan hemen önce, açılmalarına izin verilmeyen İstanbul’daki Sultanbeyli ve Ümraniye İmam-Hatip Liseleri’ni de ben açtım. Bu iktidar döneminde sayıları iki katına çıkarılan bu okulların Orta bölümleri tekrar açılınca, öğrenci sayısı arttı. Ancak, gelen haberler bu okullara baskı ile öğrenci kaydı yapıldığı, özellikle Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu baskıyı merkezden uyguladığı ve okumak istemeyenlerin de, bu okullarda okumaya zorlandığı belirtiliyor. Bu tavır, katiyen doğru değil. Öğrencilerin özellikle meraklarına, yeteneklerine ve eğitim psikolojisine aykırı bir durum. Velilerin, çocuklarına diledikleri alanda eğitim verebilme arzularına da aykırı. Bu okulların, talep oranında açılması ve öğrenci kaydetmesi gerekirken, Bakanlığın baskı kurması, büyük tepki yaratıyor. Kimi öğrencileri de eğitimden ya da başka bir anlatımla okuma arzusundan koparıyor. Yanlış düşünen o yetkililer iyi bilmeli ki, zorla güzellik olmaz! |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.