|
||
CHP NİN ATATÜRK SEVGİSİ | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Atatürk’ün kurduğu Partiye sahip olmakla övünen CHP’nin kimi yetkili ve sorumluları, Atatürk’e layık olamıyorlar. Saray’da bile, bunun küçük bir örneği var. Değerli Okuyucularım; “Atatürkçüyüm ya da Atatürkçüyüz” demekle “Atatürkçü” olunamıyor. Onun adını bile yaşatmakta aciz kalanlar, “Atatürkçü” olamazlar. Cumhuriyet Halk Partisi, Atatürk tarafından kuruldu. 1950 yılına kadar tek parti olarak iktidarda kaldı. Daha sonra çok partili siyasi hayata geçilmesiyle, öteki partilerin arasına karıştı. CHP, 1923-1950 yılları arasındaki tek parti iktidarı sebebiyle, daha sonra haksız yere çok sayıda eleştiriye uğradı. Ne var ki, çok partili hayata geçişi, yine bu parti sağladı. Öteki siyasi partiler, CHP’nin tek parti dönemini haksız yere eleştirdiler. Bu eleştiriler, hala devam ediyor. Oysa, yeni Türkiye bu parti ve iktidarı döneminde şekillendi, güç ve kuvvet buldu. CHP, Büyük Atatürk’ün Türk siyasi tarihine önemli bir mirasıdır. Ne yazık ki, son yıllarda bu partinin yönetiminde ve teşkilatlarında görev alanlar, bu mirasa doğru-dürüst sahip çıkmadılar, çıkamadılar. Örnek vermek gerekirse, sayfaya sığmayacak kadar çok. AKP iktidarı, bu partiyi yıllardan beri eleştiriyor. Bu arada, partinin kurucusu Atatürk de, bu eleştirilerden nasibini alıyor. Buna karşın partinin yetkili ve sorumluları, bu haksızlığa bir türlü gerekli cevabı veremiyorlar. Bu durumu gören kimi vatandaşlar, açık konuşuyor. Ve, “CHP, sahte Atatürkçüler tarafından kuşatılmış. Bu kişiler ne partiye, ne de Atatürk’e sahip çıkamıyorlar. Çünkü, çoğu sahte Atatürkçü. Ortalığı boş bulan iktidar da, saldırdıkça saldırıyor.” diyorlar. 1950 yılından sonra, partinin şöyle göğsünü gere gere ve tek başına iktidar olduğunu göremedik. Bülent Ecevit bile, partiyi bırakıp kaçmak ve yeni bir parti kurmak zorunda kaldı. ALIN SİZE, CANLI BİR ÖRNEK Atatürk, 1923-1938 yılları arasında yurdun bir çok yerine geziler yaptı. Her ziyaret ettiği yere ya da girdiği bir çok mekana, daha sonra adı verildi. Bu adlar, o günden bu güne hep muhafaza edildi. Saray’ın 1933 yılında kurulan ve yıllardır Belediye Parkı olarak bilinen güzel bir parkı var. Ayaspaşa Camii, bu ilçenin nasıl bir simgesi ise, bu park da bir simge olarak biliniyor. Bu büyük insan, 1937 yılında yapılan Trakya Manevraları sebebiyle Saray’a geliyor ve bu Parkta dinleniyor. Yanındaki Komutanlarla birlikte kendisine ikram edilen kahve ve ayranı içiyorlar. Ziyaret günü olan her 18 Ağustos’da, bu ziyaret sebebiyle ilçede törenler yapılırken, bu parka onun adını vermek kimsenin aklına gelmiyor. 1989 yılında Belediye Başkanı CHP’den seçilince, parka Atatürk’ün adının verileceği beklendi, ama yine boş. 6 dönemden beri, Belediye yine CHP’de olduğu halde, beklentiler hep boşa çıktı. 2004 yılında Başkan seçilen Mahmut Halilcikoğlu, parkın adını değiştirdi. Herkes, Atatürk’ün adını beklerken, o Bülent Ecevit’in adını verdirdi. Bütün beklentiler, böylece son buldu. Oysa, Ecevit’in adını verecek bir yol, park, okul ve mekanlar olduğu halde, Atatürk yine es geçildi. Bu olaydan sonra, bu parka Atatürk’ün adının sahtelerinin değil, gerçek Atatürkçülerin verebileceği anlaşıldı. İkinci seçim dönemini sürdüren Nazmi Çoban’ın, ne düşündüğünü şimdilik bilemiyoruz. O, Atatürk için; “Yediğimiz ekmekte, içtiğimiz suda hakkın var.” diyor ve bunu meydanlara yazdırıyor. Yazdırıyor, ama bekleneni yerine getirmezse, görevden ayrıldığı gün o da “Sahta Atatürkçü” damgasını yemekten kurtulamayacak. Ziraat Bankası, Neden ATM koymuyor? Ziraat Bankası, son zamanlarda Televizyon reklamlarına ağırlık veriyor. Bu Bankanın, şimdiye kadar hiçbir reklamına rastlamazken, şimdi harıl harıl reklamları yayınlanıyor. Çünkü, Bankanın gözle görülen hizmet kusurları var. O sebeple, müşteri kaybediyor. Hatta, emekli aylıklarını bu bankadan alanlar bile, bir bir öteki bankalara kaçıyorlar. İlçemizde Şubesi olan Akbank, Yapı Kredi Bankası gibi Özel Bankalar, Şubelerinin dışına ve çarşının değişik yerlerine ATM koydukları halde, Ziraat Bankası sadece Şubesinin önünde bulunduruyor. Vatandaşlar, para yatırmak ya da çekebilmek için bu Bankanın, şehrin bir ucundaki Şubesine gitmek zorunda kalıyorlar. Değerli Müdürüne buradan soralım. Çarşının içine bir ATM koymak, o kadar zor mu acaba? Küçükyoncalı Muhtarına Bravo ! Köyler Mahalleye dönüşünce, Köy Muhtarları da “Mahalle Muhtarı” oldular. İktidar, yakın bir gelecekte onların aylıklarını da artırıp, 850 liradan 1300 liraya çıkaracak. Muhtar, en küçük yerleşim merkezinde devletin temsilcisi. Bu anlayışla ve halkın teveccühüne layık olma niyetiyle çalışırsa, mahallesine pekala hizmet getirebiliyor. Küçükyoncalı Muhtarı Ekrem Sevinç, işte bu anlayışla çalışıyor. İkinci döneminde bu görevi yürüten Sevinç, hiç boş durmuyor. Köyün sorunları ve geleceğe yönelik kimi hayırlı projeleri için, heyeti ile birlikte yoğun bir çalışma içinde. Köyün (Mahallenin) İmam Hatibi için yapımı aksayan lojmanın inşaatını tamamlamak üzere. Keza, ihtiyaca yeterli olmayan Cami’nin yerine yeni bir Cami inşası için de, kollarını sıvamış durumda. İş, proje seçim aşamasında. Çevrenin en güzel içme suyuna sahip olan Mahallenin sularının düzenli akması için, her türlü tedbiri alıyor. Şimdilik, sokak aralarına kurulan çok sayıdaki çeşmelerden dağıtılan suyun evlere verilmesi için çalışıyor. Mahalle halkının orman ürünlerinden yararlanması ve yakacaksız kalmaması için, yetkililer nezdinde koşturuyor. İlk ve Ortaokulun devlet tarafından karşılanamayan ihtiyaçlarının gidermesi için, okula da destek veriyor. Muhtar, mahallede gözle görülen ve görülmeyen bütün bu işleri yaparken, Büyükşehir Belediyesi’nin mülkiyetine geçen köyün ortak malları üzerinde ise, hiçbir tasarrufta bulunamıyor. O sebeple hem Muhtar, hem de mahalle sakinleri şimdi, Büyükşehir Belediyesi’nden ilgi ve daha fazla yardım bekliyorlar. Biz de, Mahalle sakinleri olarak, Muhtarın ve ekibinin başarılarının sürmesini diliyoruz. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.