Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yapamadığını, tek başına yaptı. Üstelik, devletten destek almadan bunu başardı. Devlet onu, hapiste tutarken bile o, bu devlet ve millet için çalıştı. O, artık bir “Milli Kahraman”dır.
Yazıma daha başlamadan, ısrarla ifade ediyorum. Onun, heykeli dikilmelidir. Onun, vakur ve kararlı yüz ifadelerini yansıtan heykelinin gövdesine; “Bir asırlık davayı tek başına kazanan ve cümle alemin desteklediği Ermeni Diasporası’na tek başına meydan okuyan milli bir kahraman olduğu” yazılmalıdır.
Değerli okuyucularım; Doğu Perinçek’i, zaman zaman bu köşede konuk ettim. İki sebeple bunu yaptım.
Birincisi, Perinçek dürüst siyaset yapıyordu. Ülkemizin birliği, bütünlüğü ve bilhassa emperyalist güçlere karşı korunması ve tam bağımsız kalabilmesi için çırpınıyordu. Hür dünyada, hür bir ülke olarak yaşayabilmesi için, siyasi mücadele veriyordu. Bu mücadeleyi, meşru ortamda, gerçekleri haykırarak yapıyordu.
İkincisi ise, yaptığı bu dürüst ve ülke için yararlı mücadeleye karşın, sürekli haksızlığa uğruyordu. Bunun bedelini, her dönemde hapse atılarak ödüyordu. Açıkçası, Perinçek’e hak etmediği cezalar veriliyor ve adeta zulmediliyordu.
Doğu Perinçek, yapılan bütün bu haksızlıklara karşı yılmıyordu ve inancından bir adım geri atmıyordu.
1971 yılında verilen 12 Mart Muhtırası’ndan sonra haksız yere suçlanmış ve tutuklanmıştı. Kendisine, önemli bir hapis cezası verilmiş ve 3 yıl içeride tutulmuştu.
Aradan 10 yıl geçmeden 12 Eylül darbesi yapıldı ve Perinçek yine haklı bir sebep olmadan tutuklandı. Yaklaşık 8 yıl ceza aldı ve 5 yıla yakın hapis yatırıldı.
1990 yılına gelindiğinde Perinçek, sebepsiz yere yine içeri tıkıldı ve sorgusuz-sualsiz 3 ay içeride tutuldu.
Kuru havadan nem kapanlar, 1998 yılında Doğu Perinçek’i anlayıp dinlemeden, yine 10 ay yatırdılar.
Ve bu kere, Ergenekon diye bir dava icat edip, 2008 yılında Perinçek’i yine içeri aldılar. Onlara göre Doğu Perinçek, artık büyük suçluydu. Adeta, “Vatan Haini”ydi.
Açıkçası, ülkesi ve halkı için yılmadan çalışan ve her türlü tehlikeye göğüs geren ve de tam bir “Vatansever” olan Doğu Perinçek’i, tam bir “Vatan Haini” yaptılar. Ve, müebbet hapse mahkum ettiler.
Bu arada, tam 6 sene Silivri Zindanı’nda tuttular.
PERİNÇEK, YILMIYOR.
Ömrünün önemli bir kısmını, haksız, suçsuz ve günahsız yere Cezaevlerinde geçiren Doğu Perinçek, dışarıda olduğu zamanlarda siyasi misyonunu devam ettirirken, Türkiye’nin kendisini bir türlü anlatamadığı “Sözde Ermeni Soykırımı” konusunda, önemli bir arayışa girdi. Ailesini de bu arayışın içine katarak, davayı 6 kelimelik bir cümle ile özetledi ve simgeledi. “Ermeni Soykırımı İddiası, Emperyalist Bir Yalandır.” Dedi ve bütün dünyanın dikkatini çekti.
Çekmekle kalmadı. İsviçre Mahkemesi, böyle düşünenlere ve konuşanlara vermek istediği cezayı, ilk olarak Doğu Perinçek’e verdi.
Ondan sonrasını, biliyorsunuz.
DEVLET, DAVAYA SAHİP ÇIKMIYOR
Birçok Avrupa ülkesi, soykırımın varlığını kabul edip, meclislerinden kararlar çıkartırken, Türkiye Cumhuriyeti devleti kendisini hiçbir biçimde savunamadı.
Bu durumda, davayı tek başına omuzlarına alan Doğu Perinçek, davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürdü ve kazandı.
Temyiz edilen davayı, geçen haftanın ortasında yapılan duruşmada yine, ama bu defa kesin olarak kazandı.
Mahkeme, Perinçek’in söylediği; “Ermeni Soykırımı İddiası, Emperyalist Bir Yalandır.” sözünde haklı olduğuna ve bunu ifade edebileceğine karar verip, bu yalanı onaylamış oldu.
Kararı nereye çekerseniz çekin, nasıl yorumlarsanız yorumlayın, bu ifadesinde haklı bulunduğuna göre Perinçek, 100 yıllık bu davayı ülkesi adına kazandı ve tabii ki Türkiye kazandı.
Başbakan, yaptığı açıklamada Doğu Perinçek’i tebrik etti, ama geç kaldı. Dişini tırnağına takarak mücadele veren Doğu Perinçek’e, eski bir Dışişleri Bakanı olarak, daha başlangıçta destek vermeliydi. İşte, bunu yapmadı.
ZAFER, MEHMETÇİK’E ARMAĞAN
Devletten fazlaca bir yardım görmeden, yakın arkadaşlarının desteğiyle davayı tek başına kazanan Doğu Perinçek bir soru üzerine; “Devlet yetkililerine de, bana destek vermeyenlere de kırgın değilim. Zafer, hepimizindir. Ülkem ve halkım için çalıştık ve zafere ulaştık. Bu zaferi kahraman Mehmekçik’e armağan ediyorum.” Diyerek, büyük bir olgunluk ve kadirşinaslık gösterdi.
Doğu Perinçek, uğradığı bu kadar zulüm ve haksızlığa karşın, hiç kimseye küsmedi. İnandığı davayı sabır ve metanetle kovaladı ve kazandı. Böylece, tam bir “Yurtsever ve Devlet Adamı” olduğunu gösterdi.
Bu milletin ve devletin, ona vefa borcu var. O, kimseden bir övgü ve teşekkür beklemese de, onun artık heykeli dikilmelidir.
Okullardaki ders kitaplarında konu olarak alınan bu Ermeni Meselesi’nde, Doğu Perinçek’in bu davanın kahramanı olduğu yazılmalı ve gelecek kuşaklara bu başarı mutlaka aktarılmalıdır.
Doğu Perinçek’in bireysel başarısının, lideri olduğu Vatan Partisi’nin başarısının da ilk ve önemli bir işareti olduğu kabul edilip, bu parti halkımız tarafından mutlaka desteklenmelidir.
Unutulmamalı ki, Doğu Perinçek Meclise tek başına bile girse, bir çok partiye bedel olacak, ülkemiz ve halkımız ondan çok daha fazla yararlanacaktır.
|