|
||
Diyanet Bunu Yaparsa… | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Yolsuzluklarını örtmek için, bugüne kadar Sayıştay’ı çalıştırmadılar. Nasıl olduysa harekete geçen Sayıştay, pislikleri bir birortaya çıkarmaya başladı. Bu arada, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda da 23 milyon liranın götürüldüğü ortayaçıktı. Diyanet İşleri Başkanlığı, Cumhuriyet rejiminin önemli bir kurumu. Osmanlı’nın Evkaf ve Şer’iyeVekaleti kaldırıldıktan sonra, Atatürk’ün emriyle 1924 yılında kuruldu. Asligörevi, dini konularda vatandaşları aydınlatmak ve ibadetlerine yardımcı olmaktı. Bugüne kadar, çok sayıda Başkan değiştirdi. Bu göreveseçilenler, alanlarında otorite sayılan kimselerdi.Cumhuriyet’in ilk yıllarında onlara, adetaŞeyhülislam gözüyle bakılıyordu. Bir Elmalı’lı Hamdi Hoca, bir Ahmet Hamdi Akseki, bir Ömer Nasuhi Bilmen, unutulmayanlardan sadece bir kaçıydı. Dürüst olduklarına herkes inanıyordu.Çünkü onlar, gerçekten dürüst insanlardı. Kamu görevi ifa ettikleri için, elbette denetimleri yapılırdı, ama onlar için hiçbir şüphe duyulmazdı. SİYASET, ORAYA DA GİRDİ Zaman içinde, orayı da siyasi bir kurum haline getirmeye çalıştılar, ama bu girişim pek tutmadı.Çünkü, görevinin bilincindeki Başkanlar, “Bizim, siyasetle ilişkimiz olamaz.” Diyerek, siyasete hiç bulaşmadılar. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldikten sonra, kendi meşrebine uygun bir Başkan aradı. Kimilerine göre,iktidar haklıydı.Ancak, Diyanet tarafsız bir kurumdu ve siyaset dışında tutulmalıydı. Ne var ki, öyle olmadı ve mevcut Başkanı görevden almadan istifa etmesini ya da emekli olmasını isteyip, ayrılmasını istediler. Başkan,”Olmaz” dedi. Bu defa, “Ayrılmazsan, biz görevden alırız.” dediklerinde Başkan;“Alabilirisiniz, ancak istifa ettiremezsiniz.” deyince işler değişti. Bu defa Başkana,”Hakkında tahkikat açar, yolsuzluklarını ortaya çıkarırız.”dediklerinde, Başkan apar-topar ayrılmak zorunda kaldı ve ayrıldı. Neden apar-topar ayrıldığını, tabii ki anlıyorsunuz. YENİ BAŞKAN ATANIYOR Diyanet İşleri Başkanlığı’na kendilerine uygun bir Başkan bulup, atadılar. Ne var ki, bu Başkan da istedikleri gibi çıkmadı. Hemen ayırmak olmazdı, biraz beklediler. İsmi lazım değil, ama getirdikleri Başkan son derece dürüst ve son derece tarafsız hareket etti. Görevinin bilinci içinde, üstlendiği dini yükümlülüğü siyasete hiç bulaştırmadı. İstedikleri fetvaları vermedi ve dillere düşen yolsuzluklara kılıf olmadı. Bir süre sonra, onu da değiştirdiler. Yerine, Yardımcısını getirdiler.Dini kisveyi, bu kere ona giydirdiler. Yeni Başkana, bu kisve pek yakışmıştı. Davudi sesiyle yaptığı konuşmalar, hafızalarda iz bırakıyordu. Söylediği doğru sözler, büyük ilgi çekiyordu. Ancak, yeni Başkanın tarafsız kalamadığı ve iktidara teşne olduğu kısa sürede anlaşıldı. 17-25 ARALIK, GERÇEĞİ ORTAYA ÇIKARDI Bildiğiniz gibi, 2013 yılının 17 ve 25 Aralık tarihlerinde iki önemli Yolsuzluk Operasyonu yapıldı. Polisin ve Savcıların yaptığı bu iki operasyon doğrudan iktidara, onun Bakanlarına ve Başbakan’a yönelikti. Bakan çocukları istifledikleri paralarla, Başbakan da aynı konudaki telefon konuşması ile suçüstü olmuştu. Operasyon suçu, paralelci dedikleri bir dini Cemaatin üstüne atıldıysa da, ortaya çıkarılan pisliğin kokusu her tarafa yayıldı ve koku bir türlü ortadan kaldırılamadı, kaldırılamıyor. DİYANET’İN CUMA VAAZI Operasyondan üç gün önce Diyanet’in hazırladığı vaaz, ilk Cuma günü Türkiye’de bütün camilerde okunacaktı ve konusu “Rüşvet ve yolsuzluk”üzereydi. Operasyon yapılınca, zamanlama “cuk” diye oturdu. Çünkü, herkes Camilerde bu konunun vaaz konusu yapılmasını bekliyordu. Ancak, beklenen olmadı ve Diyanet’in yaptığı hazırlık, derhal rafa kaldırıldı ve okutulmadı. Diyanet İşleri Başkanı görevini yapmamış, rüşvet ve yolsuzluk gibi hiç bir dinin kabul etmediği bir olayı, tam zamanı iken halkın ilgisinden ve bilgisinden kaçırmıştı. Çünkü, ucu siyasi iktidara dokunuyordu. Başkan da, böylece siyasi davranıyordu. BAŞKAN, ÖDÜLLENDİRİLİYOR Başkanın bu tutumu, kısa sürede meyvesini verdi ve Başkan koltuğunu iyice sağlamlaştırdı. Başkana önce, bir milyon liraya zırhlı bir araç alındı. Oysa, Başkanın zırhlı araç kullanmasını gerektiren hiçbir düşmanı yoktu, lakin ona bu yakışırdı(!) Eleştirilince, aracı geri verdi. Verdi, ama bu defa Cumhurbaşkanı kendi aracını ona verince kabullenerek, Başkanın ne kadar tarafsız(!) olduğu iyice anlaşılmış oldu. PEKİ, 23 MİLYON LİRA’YA NE OLDU? Diyanet İşleri Başkanlığı’nınbütçesi, 8 Bakanlığın bütçeleri toplamından büyüktü. Bir de Diyanet Vakfı vardı ki, o da ayrı bir Bakanlık gibiydi ve onun bütçesi de, birçok Bakanlığın bütçesinden fazlaydı. Sözün kısası, Diyanet para içinde yüzüyordu. Bu durumu herkes gibi ben de bildiğim için, bu sütunlardan sık sık, “Din görevlilerini camilerde yardım toplamak zorunda bırakmayın. Mabetlerin masraflarını kendi bütçenizden ve Vakıftan karşılayın. Bunu yapın ki, bu insanları Cami önlerinde yardım dilenen dilenci durumuna düşmeyin.” diye defalarca yazdım. Ancak, hepsi nafile! Geçen hafta Sayıştay Raporu açıklanınca, küçük dilimi yutacak gibi oldum. Çünkü, Diyanet İşleri Başkanlığı 23 Milyon liranın hesabını verememiş ve açık çıkan bu paranın kimin cebine girdiğini, Sayıştay’a anlatamamıştı. Gazetecilerin sorusuna çok kısa bir cevap veren Diyanet İşleri Başkanı, “Daha sonra açıklarız.” diyerek, üstünü örtmeye çalışmıştı. Değerli okuyucularım; hırsızlık ve yolsuzluk, yüce dinimizin asla kabul etmediği ve günah saydığı eylemlerdendir. Din görevlileri, vaaz ve telkinlerinde bunu sık sık dile getirirler.Öteki dini sakıncalarını ve kötü taraflarını ise, burada anlatmama gerek yoktur. Hal böyle iken, Din işlerinin başındaki teşkilatın ve onun başındaki yetkili ve görevlilerin 23 milyon gibi çok büyük bir paranın hesabını hala verememiş olmaları, insanı düşündürüyor ve ürkütüyor. Bütün din görevlilerini tenzih ederek, Diyanet İşleri Başkanı’na buradan sesleniyorum. Benden, mesleğimin en başarılı döneminde, haksız, suçsuz ve günahsız yere köydeki babamın seksen yıl önce edindiği üç parça tarlanın hesabını sordular. Tapu kayıtlarını göstererek, o hesabı hemen verdim. Siz de, unutulmasını beklemeden, şu 23 milyon liranın hesabını verin artık! Besteci Erol Sayan’ın şarkısındaki gibi,”Kalbe dolan o ilk bakış nasıl unutulmazsa”,kaybolan bu 23 milyon lira katiyen unutulmaz, unutulmayacaktır! |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.