Moved Permanently

CANSUYU Derneği Tekirdağ il Başkanı Murat Vakitçi  AİLE yapımıza yapılan saldırılara dikkat çekti.
Ailemiz Emperyalist bir kuşatmanın hedefinde diyen Vakitçi,  aile kurumuna yönelik yıpratma çabaları tüm hızıyla sürüyor. Bir yandan dijital platformlar ve sosyal medya, diğer taraftan sapkın hareketler, aileyi adeta yok etmenin peşinde. Dedi.
Vakitçi açıklamalarına şöyle devam etti.

EVİMİZ SON OKÇULAR TEPEMİZDİR!

Bu ümmetin evleri ve aileleri kimi zaman İslam’ın bir nizam haline geliş sürecinin başladığı Hz. Hatice’nin evi, kimi zaman İslam’ın ilk çekirdek kadrolarının yetiştiği ve örgütlendiği Erkam bin Ebi’l Erkam’ın evi, kimi zaman Mus’ab bin Umeyr’in Medine’de karargâh seçtiği Esad bin Zürare’nin evi, kimi zaman da İslam devletinin ilk kararlarının alındığı Ebû Eyyûb el-Ensârî’nin evi gibi daima ümmete hizmet eden evler olmuştur.

Ancak son dönemlerde zihinlerde ve yüreklerde başlayan bir işgalin evlerimize kadar uzandığı bir imtihan yaşıyoruz maalesef. Bugün tapusu bize ait olan evlerimizin başköşesini televizyon, gündemini de diziler ve magazin programları işgal etti. Geniş odalar, salonlar, mutfaklar, mobilyalar arasında afiyeti, huzuru ve bereketi kaybettik. Daha konforlu bir hayat, daha iyi bir ev, daha iyi bir araba hayalleri kurarken İslami hedef ve ideallerimizi unuttuk. Muhafazakâr demokrasinin pençesinde din ve dünya arasında gidip gelen nesillerimizi bu keşmekeşten kurtaracak ve yeniden ihya edebilecek son sığınak evlerimizdir. Okçular tepesinde Abdullah b. Cübeyr (r.a) bilinciyle müdafaa etmemiz gereken son tepe evlerimizdir. Bu nedenle evlerimizle ve ailelerimiz ilgili yapılan en küçük çalışmalar bile büyük kıymet ve değer ifade etmektedir.

AİLE YAPIMIZ YERLE BİR EDİLMEK İSTENİYOR

Özellikle son dönemlerde aile yapımıza karşı bilinçli ve sistemli bir yıpratma faaliyeti ile karşı karşıyayız. Aileyi ayakta tutan anneliğin ve ev hanımlığının değersizleştirildiği, iffet, ar, hayâ, namus gibi kavramların kadının erkek tarafından kontrol edilmesini sağlayan; ayrımcılık ve şiddet üreten kavramlar olarak tanımlandığı, ailenin kadına ve çocuğa şiddetin üretildiği tehlikeli bir mekân olarak gösterildiği İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere cinsiyet eşitliği projesi gibi birçok projeyle, boşanmayı ve aldatmayı teşvik eden dizi ve filmlerle aile yapımız yerle bir edilmek isteniyor. Müslüman bir toplumu çökertmek isteyenler, önce ev hanımlığını ve anneliği değersizleştirirler ki evde ana kalmasın. Evde ana kalmayınca nesiller televizyonun ve internetin emzirip büyüttüğü ruhsuz, kimliksiz ve merhametsiz nesiller olarak yetişir. Babaları borca, kredi kartı batağına, geçim derdine, işsizliğe ve açlığa mahkûm ederler ki ne eşlerine, ne evlatlarına ne de ailelerine ayıracak vakitleri kalsın. Taksit ödemekten, kirayı denkleştirme derdinden, çocuklarının okul masraflarını düşünmekten başka bir şey düşünmeye mecalleri kalmasın. Evliliği pahalılaştırıp, nikâhsız birlikteliği ucuzlatırlar ki genç nesiller haram yollara tevessül etsin. Zinayı kolaylaştırıp evliliği zorlaştırırlar ki nesiller, flörtün, ahlaksızlığın pençesinde eriyip gitsin. Aile politikalarıyla, nafaka kanunlarıyla, pozitif ayrımcılıkla aileye darbe üstüne darbe indirirler ki toplumun çekirdeği çürüyüp gitsin.
ÖNCE EVLERİMİZDEN BAŞLAMAK ZORUNDAYIZ!

Aileye karşı yapılan bu saldırılara karşı direnişi ve toparlanmayı yine evden başlatmak zorundayız. Çünkü Rabbimiz, “(Önce) en yakın akrabalarını/aileni/aşiretini uyar!” (Şuara, 214) buyurarak, İslam’ın emir ve yasaklarını uygulamaya önce evlerimizden, ailelerimizden ve yakınlarımızdan başlamamızı emrediyor. İslam’ı kendi evlerine ve ailelerine hâkim kılamayanların başka evlere etki etmesi beklenemez. Çünkü Rabbimiz, “(Önce) ailene namazı emret ve sen de ona sabırla devam et” (Taha, 132) buyurarak, başta namaz olmak üzere bütün ibadetleri önce ailemize, eşlerimize ve çocuklarımıza emretmemizi istiyor. Namazı ailemize emredebilmemiz için de önce bizim namaza sabırla devam edip örnek olmamızı istiyor.

AİLE, BÜYÜK BİR İMTİHAN MEYDANDIR

Efendimiz’in (S.A.S.), “Öyle bir zaman gelecek ki fitneler evlerinize yağmur gibi yağacak.” (Buhari) uyarısını yaşadığımız zamanlardan geçiyoruz. Evlerimizin içine televizyonlar, internet, akıllı telefonlar, diziler, programlar, ana haber bültenleri, tartışma ve magazin programlarıyla adeta yağmur gibi yağan fitnelerden, boşanmalardan, kavgalardan, aldatmalardan, sapkınlıklardan, krizlerden başımızı kaldıracak halimiz kalmadığı bir imtihan yaşıyoruz.

Evlerimizin içinde bile öyle bir fitne yağmuruna tutulduk ki, zenginimizle, fakirimizle huzura ve afiyete hasret hale geldik. Evlerimiz, arabalarımız, mallarımız, makamlarımız ve hatta mobilyalarımız bile bizi yakıp kavuran bir fitne ateşinin odunları haline geldi. İşte böyle bir zamanda bu imtihanlardan kendimizi ve ailemizi en az hasarla geçirebilecek ciddi çalışmalara ihtiyaç duymaktayız. Bu bağlamda toplumun önünde duran herkese sesleniyorum. Lütfen bu sese kulak verin. Ailenin ihyası ve inşası geleceğimize yön verecektir. Bırakın kısır çekişmeleri , atışmaları,  itişmeleri , şov peşinde koşmayı... Temel dinamiğimiz AİLEMİZİ kurtarmak için çaba sarfedin.