Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ı parti genel merkezinde ziyaret etti. İki lider yaklaşık bir buçuk saat süren görüşmenin ardından basının karşısına geçti.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan’ı DEVA Partisi Genel Merkezi’nde ziyaret etti. Kılıçdaroğlu’nun ziyaretine eşlik eden heyette CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, parti sözcüsü Faik Öztrak ve genel başkan yardımcıları Bülent Kuşoğlu ile Oğuz Kaan Salıcı yer aldı. DEVA Partisi heyetinde ise genel sekreter Sadullah Ergin, Kurumsal İletişim ve Tanıtım Başkanı Sanem Oktar, Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanı İbrahim Çanakcı ve Dijital Dönüşüm ve Teknoloji Politikaları Başkanı Burak Dalgın bulundu.
“Hukuk Devletinden Söz Edemiyoruz”
İki lider, yaklaşık bir buçuk saat süren görüşmenin ardından basının karşısına geçti. DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan şu ifadeleri kullandı:
“Görüşmemizde Türkiye’nin genel sorunlarını ele aldık. Türkiye’nin insan hakları ve özgürlükler konusundaki sıkıntıları büyüyor. Demokrasi sandıktan sandığa yürüyen bir süreç değil. Aynı zamanda özgür basınla, sivil toplumla, meslek örgütleriyle beraber yürüyen bir süreç. Maalesef basın üzerindeki baskılar, ülkemizin ifade özgürlüğü üstünde sıkıntı oluşturuyor. Yargı sistemimiz üzerindeki baskılar da malum. Hukukun üstünlüğü ilkesi izlenmediğinde, Anayasa bile göz ardı edildiğinde kurallı ve ilkeli bir yönetimden, bir hukuk devletinden söz edemiyoruz.”
Kılıçdaroğlu: ‘DEVA Partisi, siyasetin yeni yıldızı’
CHP lideri Kılıçdaroğlu ise şunları söyledi:
“Genel Başkan ve arkadaşları bizi güzel ağırladılar. DEVA Partisi siyaset dünyamızın yeni bir yıldızı. Umarım kısa süre içinde gerekli kongreleri yapıp siyaset dünyasında yerini alacaktır. Kendilerine, çalışma arkadaşlarına yürekten başarı dileklerimizi iletiyoruz.”
‘Hükûmetlerin görevi vatandaşlarımızın yokluk karşısında sabretmesini istemek değildir’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Gerçek mümin yoklukta sabredendir” sözleri üzerine gelen bir soruyu Babacan şöyle yanıtladı:
“Hükümetlerin görevi vatandaşlarımıza yokluk karşısında en yüksek yaşam koşulu ve refah seviyesini sunmaktır. Bunu yapamayıp ‘yokluğa karşı sabredin’ diye nasihatte bulunmak bir hükümetin görevi değildir.”
Babacan “Felaket bir tablo”
“Merkez Bankası 1 Ocak’tan itibaren yaklaşık 120 milyar dolarlık bir müdahalede bulundu. Ne için? Kuru belli seviyelerde tutmak için. Para politikası yanlış bir yerde dururken kur odaklı bir uygulama. Adına politika bile diyemiyorum. Günlük rastgele adımlardan bahsettiğimizde Türk Lirasının değer kaybetmesi mukadder. Yıllarca ‘Faiz, enflasyonun sebebi’ dendi, baktık ki Merkez Bankası iki hafta önce iki puan faiz arttırdı. Cumhurbaşkanının teorisine göre, 2 puan artınca enflasyon da artacak. Madem enflasyon artacak, bu hayat pahalılığında neden bu faizi arttırdınız? Tamamen çelişkilerle dolu, tutarsız bir ekonomi ve finans uygulamasından bahsediyoruz. Kurumlar itibarını kaybetmiş durumda. Bağımsız olması gereken kurumlar bağımsız çalışmıyor. Ben artık enflasyon rakamlarını takip etmiyorum. Hiçbir anlamı yok açıklanan rakamların. Devletin açıklanan resmî rakamlarına güven olmaması felaket bir tablo.”
Babacan ‘Anayasa Mahkemesi Başkanının tehdit edilmesi kabul edilemez’
“Hükümetin işine gelmeyen bir karar alındı diye güvenlikle ilgili, Mahkeme Başkanı’nın, hele o konudan sorumlu hükümet üyesi tarafından tehdit edilmesi kabul edilecek bir şey değil. Anayasa Mahkemesinin yapısıyla uğraşacaklarına bir sürü problemimiz var, onlarla uğraşsınlar. Uygur Türklerinin yaşadıklarını, insan hakları ihlallerini bütün dünya biliyor. Bugünkü hükümet niye hiç konuşmuyor? O konu neden gündemlerinde değil?"
|