Çok değil, 20-25yıl öncesine kadar bir kasaba görünümündeki Saray, dışarıdan ve köylerinden göç almaya başlayınca, gelişti ve büyüdü. Büyüme, hız kesmeden devam ediyor.

      Büyümenin, planlı olup olmadığı tartışılıyor. Kimi hemşerilerimiz,  “çalışmalar planlı yürütülüyor.” derken, kimileri tam tersini söylüyor. Ve ekliyorlar;  “Eski hamam, eski tas. Tellaklar bile değişmedi.” diyorlar.

     Buna karşın, yapılanma hızla devam ediyor. Yürürlükteki İmar mevzuatı, usulü çerçevesinde uygulanırken, şehrin ön görünümünü bozan metruk (terk edilmiş) binalara, nedense ve hala dokunulamıyor.

                                BELEDİYE, İKAZLARA ALDIRIŞ ETMİYOR

     Saray Belediyesi, öncelikle elinizdeki bu gazetenin haber olarak yayınlayıp, halkın ve özellikle Belediye’nin dikkatine sunduğu konulara aldırış etmiyor.

     Gün geçmiyor ki, bu gazetede Belediye’nin bir “ayıbı” ortaya konmasın. Gerçi, yol, su ve kanalizasyon işleri Belediyenin gündemini tıka basa doldurmuşken kusur aramak doğru değilse de, Belediye yürüttüğü rutin işlerde bile, halkın beklentilerini tatmin edemiyor.

                                METRUK BİNALAR, NEDEN YIKILMIYOR?

      Mesela, İlçe merkezinin tam göbeğindeki İstanbul Caddesi’nde ve Akbank’ın tam karşısında bulunan metruk binanın altında 4 tane faal dükkan varken, üstü tuğla yığını halinde yıkılmayı bekliyor.

       Hemen yakınındaki Şeref Çalışkan İş Hanı’nı da, fareler basmış durumda. Terk edilen bina, geceleri önünden geçenlere korku veriyor.

      Ya onun devamı olup, Recaibey Sokak’ta tuğla yığını halinde terk edilen bina da ha yıkıldı, ha yıkılacak. O yine de, “Ben yıkılmam, beni siz yıkın ve bu pislikten ilçeyi kurtarın.” dese de ne sahiplerinin, ne de Belediyenin umurunda bile değil. Aynı durumda, Yıldız Ayhan Sokak’ta olduğu gibi, başka binalar da var.

     Oysa, Belediye olmanın bir şartı da, beldenin ön görünümünü düzgün hale getirmek, o yerin  “şerefiye” sini oluşturan binalara çeki düzen vermektir.

     Ziraat Bankası’nın bulunduğu köşeden Göngörmez’e doğru hareket edip, solunuza bakın. Caddenin bu en merkezi yerinde bırakın “şerefiye”yi, harabe olmuş bir şehir parçasının görüntüsü var.

     Saray’ın açılmayı bekleyen “çıkmaz sokakları” da, bulmaca kareleri gibi. Girmek kolay, ama çıkmak zor. Belediye, bunları da seyrediyor.

      Değerli okuyucularım; bu kirli görüntü ve karmaşa ortadan kaldırılmadıkça, Saray Belediyesi, uygun bir yeriyle kuş tutsa bile, başarılı sayılamaz.

      25 mahallelik Saray halkı, artık Büyükşehir olmanın farkını görmek istiyor. Tepedeki Başkan Kadir Albayrakın, Saray’ın umursanmayan bu beklentilerinden haberi var mı acaba?

                                        GÖZE BATAN İKİ GELİŞME

    İş dünyası, tereddüt etmeden Saray’a yatırımlarına devam ediyor. Emlakçılar, dolayısıyla emlak alım-satımları o kadar çoğaldı ki, saymak mümkün değil. Hızlı yapılanmayla beraber, ticaret merkezlerinin  sayısı da giderek artıyor.

       Saray halkı, artık büyük merkezlere gitmeden, her türlü ihtiyacını ilçe merkezindeki satış yerlerinden temin edebiliyor.

                                                              ***

     Bilecen Marketler, Göz Dolduruyor!

     Kısa adı “Bilmar” olan Bilecen Marketler, sunduğu ürünlerin çeşitleriyle, kaliteleriyle ve fiyatlarıyla, giderek göz dolduruyor.

     Çerkezköy Caddesi, İstanbul Caddesi ve Ayaspaşa Camii’nin yanındaki Hamam Sokak’ta faaliyet gösteren marketler, günün her saatinde müşterilerle dolup taşıyor.

      Marketlerin içinde fırın hizmeti de veren ve unlu mamulleriyle de müşterinin ilgisini ve takdirini kazanan Semih ve Bülent Bilecen Kardeşler, daha önce yaptığım eleştirileri de dikkate alıp, kusursuz hizmet sunmak için çaba gösteriyorlar.

     Hamam Sokak’taki mağazanın kullanım alanını iki katına çıkaran ve ilçenin en büyük marketi haline getiren Bilecen Kardeşler, Saray büyüdükçe mağaza sayısını artırabilirler.

     Onların başarısı kazançlarını artırırken, halkımız da daha kaliteli, daha ucuz ürünlerle, daha kazançlı alış-veriş imkanı bulmuş oluyor.

     Öte yandan, yine Bilecen Ailesi’nden olan İsmet Bilecen de, çarşı merkezinde hizmete soktuğu “Bilecen AVM” ile  görkemli bir yapı ve çeşit olarak, ilçenin en büyük alış-veriş merkezini oluşturuyor.

     Genç müteşebbisin mağazası, başta yeni evlenecekler olmak üzere, iğneden ipliğe bol çeşitleriyle halkın ilgisini çekiyor ve ilçeye artı değer kazandırıyor.

      Bilecen’lerin, başarılarının sürekli olmasını diliyorum.

           Metin Taşdelen’in, Yeni Projesi

       Saray’lı olmamasına karşın, artık hemşerimiz sayılan Metin Taşdelen inşaatçı, ama müteaahhit değil. Çünkü, başkalarına iş yapmak için taahhütte bulunmuyor. Kendi adına ve kendi hesabına çalışıyor. Güzel ve sağlam işler yapıyor.

       Son 10 yıl içinde, ilçemize çok sayıda yeni bina kazandırdı. Bunların bir kısmını işyeri (dükkan), bir kısmını da mesken (apartman dairesi) olarak halkın kazanımına ve kullanımına sundu.

      İnşaat işlerinden iyi anlayanlar, Taşdelen’in yaptığı binaların statik güvence, kaliteli işçilik ve kolay kullanım bakımından, değerli buluyorlar.

     Ürettiklerini kısa sürede satabilen ve tercih edilen bir inşaatçı konumuna gelen Metin Taşdelen, şimdi yeni ve daha büyük bir projeyi uygulama aşamasında.

      Saray-Çukuryurt Mahallesi sapağında belirlenen alana, bir site konumunda yeni iki büyük binanın yapımını planlamış durumda.

      Dörder katlı iki blok halinde ve toplam 40 dairelik projenin birinci binasında 3+1, 130 m2 lik 16 daire, ikinci binasında ise 2+1, 120 m2 lik 24 daire yapılacak. Dairelerden 10’u, satılmış durumda.

      Fiyatlarını da biliyorum, ama merak edenler  768 52 03 ya da 0533 500 02 75 numaraları çevirip, öğrenebilirler.

    Geniş bir yeşil alan içinde bahçeli konumdaki daireler, şehrin gürültüsünden uzak, doğanın keyfini yaşatacak güzellikte olacakmış. Taşdelen, böyle diyor.

     Saray gelişirken, Metin Taşdelen’in de başarılarının sürmesini diliyorum.