|
||
Bilal’in Vakfı, Yargı’nın Korumasında! | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
TÜRGEV adlı Vakfın sayesinde, öteki Vakıfların da dokunulmazlığı sağlanıyor. Bundan sonra, Vakıflar ne yaparsa yapsın, halkın tepkisi dikkate alınmayacak. Daha önce de, bu sütunlarda yazmıştım. Vakıf demek, Allah adına ortaya konulan bir maddi varlığın, halk adına bedelsiz kullanımı demektir. Vakıf kurulduktan sonra ortaya konulan maddi değer, artık Allah’ın malı, Allah’ın mülküdür. Konuyu biraz daha açarsak, Vakıflar birer kazanç kapısı değildir. Ticari hiçbir amaç güdemezler. Vakfedilen maddi değeri, senedindeki amaca uygun olacak biçimde kullanmak zorundadırlar. Bu maddi varlık yoluyla vakfa bir getiri olursa, ticari maksat gütmemek şartıyla, Vakıf bu yolla daha da güçlenmiş olur. BİZ DE, ÖYLE Mİ? Öyle değil. Birkaç kişi bir araya gelip, göstermelik bir amaç etrafında Vakıf kuruyorlar. Bu göstermelik amacı, Vakfın Senedi’ne de yazıyorlar. Yasal zorunluluk sebebiyle, ortaya küçük bir para ya da maddi bir kıymet de koyuyorlar. Sonra, esas amaçlarının gerçekleşmesi için çalışıyorlar. Kurdukları Vakıf, dolaylı olarak her türlü ticari işe bulaşıyor. Bağış adı altında, kimi saf vatandaşlardan çeşitli yardımlar alırken, devletin gücünü de kullanarak büyük maddi kazanç elde ediyorlar. ÖZEL ÜNİVERSİTELER, BU UYGULAMANIN TAM ORTASINDA Vakıf Üniversitesi olan Özel Üniversiteler, tamamen bu amaçla kuruldular. Varlıklı kişi ya da kişilerin, açtıkları bu üniversitelerin göstermelik amacı, yüksek öğrenim yapma imkanı olmayan başarılı çocuklara okuma imkanı sağlamak. Bu maksatla, onlar için başarılarına göre kademeli burslar tahsis etmek. Siz, öyle sanın. Öyle gibi görünseler de, amaçları katiyen öyle değil. Kimi öğrencilere burs verdikleri doğru. Hatta, bunu zaman zaman ilan da ediyorlar. Ama, denetleyen ve gerçeği bilen yok. Bugün ülkemizde 200”ün üstünde Üniversite var. Bunun yarısına yakını özel yani Vakıf Üniversitesi. Hiç birinin uygulamasında o asil duygular ve gerçek yardım amacı yok. Kurucuları, devletin sağladığı kimi kolaylıklardan yararlanarak, düpe düz ticaret yapıyorlar. Adam, işini gücünü bırakmış, fabrikasını yönetir gibi, kurduğu Vakfı ve dolayısıyla açtığı Üniversiteyi yönetiyor. Kazanıyor ve çok kazanıyor, ancak ne kadar ve nasıl kazandığını denetleyen yok. Vergi muafiyeti de olunca, kazancın boyutunu varın siz düşünün. Yüksek Öğretim Kurulu, bu Üniversitelerin sadece eğitim uygulamalarını denetliyor. Vakıflar İdaresi ise, Vakıf sayısının çokluğundan ciddi bir denetim için hepsine yetişemiyor. Başka ilişkiler de işin içine girince, çok önemli bir kurum olan Vakıf kurumu, çıkarcıların elinde oyuncak oluyor. Bu kadar, nasıl emin olabiliyorsunuz? derseniz, görevde olduğum sırada bir ara Eğitim Vakfı Müdürlüğü de yapmıştım. Vakıfların işleyişini, o zaman çok iyi öğrenmiştim. Ancak, o dönemde Vakıflar düzgün çalışıyor ve sürekli denetleniyordu. Hemen bütün vakıfların, amaçları yönünde çalıştıkları ve kamuya çok faydalı oldukları biliniyordu. Ancak, şimdi öyle değil. TÜRGEV, ÖTEKİ VAKIFLARA SİPER Şimdiye kadar, Vakıfların çalışması hakkında görülen yanlışlar, vatandaşlar ve kimi sivil toplum kuruluşları tarafından yargıya taşınabiliyordu. Böylece, Vakıflar kamunun denetimine de açık sosyal yardım kurumları olarak faaliyetlerini sürdürüyordu. Şimdi ise, Yargıtay’ın yeni bir kararı, beni iyice şaşırttı. Karara göre, bundan sonra Vakıflar hakkında sadece Vakıflar Genel Müdürlüğü mahkemelerde dava açabilecek. Bu demektir ki, Vakıflar ne yaparsa yapsınlar, halkın denetiminden uzak kalacaklar. Hiç kimse onların işleyişlerine karışmayacak, yanlış gördükleri hakkında dava açamayacak, şikayette bulunamayacak. Bu yetki, bundan böyle sadece Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait olacak. Yargıtay’ın verdiği bu karar TÜRGEV’i korurken, bu şemsiyeden öteki vakıflar da yararlanacaklar. Edinilen bilgilere göre, uzun zamandan beri tartışma konusu olan ve esas amacının dışına taşıp, devletin bütün imkanları kendisine sunulan, muvazaalı bağışlarla zenginleştikçe zenginleşen, ancak verdiği hizmetlerde en yüksek ücreti alan TÜRGEV adlı Vakıf, Cumhurbaşkanı’nın oğlu tarafından kurulduğu için, şimdi yargı tarafından koruma altına alınmış durumda. Türkiye’de hizmet için değil de, salt maddi kazanç için sayıları giderek artan Vakıflar, bundan sonra da çoğalacak ve bu kurum da böylece Allah’ın rızasına karşı gelip, yeni kazançların kapısı olacaktır. AKP’nin dışında yeni kurulacak hükümetin, öncelikle yapacağı çok işler var. Onlardan biri, bu duruma da acilen el atmak olmalıdır. Bu, çok önemli hayır kurumu, yozlaşmaktan ve çıkarcıların elinden mutlaka kurtarılmalıdır. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.