|
||
Liderlerdeki İmajlar - 11 | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Postman’a göre, imaj politikası bir terapi biçimidir ve bu yüzden çekiciliğe, iyi görünüşe, ünlü olmaya ve kişisel itiraflara büyük önem vermektedir (Postman 1994: 149). İmaj politikası psikolojik etkiye ağırlık verip gerçek bilgileri atlamakta, gerçek politik nedenlere aldırış etmemektedir. Gerçekle sterotipsel görünümler birbirlerine karışmış ve gerçekle rasyonel arasında mesafe kalmamıştır. Siyasi imajlarda gerçek, kendisini kendisinden farklı, dolayısıyla sahte, illüzyon, düşsel olan bir başka şeye karşı konumlandırmadığı için, ‘gerçekten daha gerçek’ olarak kabul edilebilmektedir. Bir ürün ile bir ürün gibi pazarlanan Cem Uzan arasında hangisinin gerçek ürün olduğu belli olmamaktadır. Hangisi daha gerçek, hangisi daha az gerçek ya da bunun bir önemi var mı, bilinmemektedir. Her ikisi de toplumun ihtiyaçlarını karşılayan bir tüketim nesnesi haline dönüşmektedir. Günümüz siyasetinin yıldız (star) sistemine odaklanması sonucunda, Tanıl Bora’nın söylediği gibi siyasetin genel olarak poplaştığından ve siyasal ideolojilerin önemsizleşerek, imajların öne çıktığından bahsedilmektedir (Aktaran: Yıldız 2002: 97). Gösteri ve imaj politikası çağında politik söylemin yalnız ideolojik değil, tarihsel içeriği de boşaltılmıştır (Postman 1994: 149). Modern toplumun gelişimiyle birlikte, kitlesel imaj üreticilerinin elinde imaj, ideolojik bir aygıta dönüşmüş, toplumun yönlendiricisi olmuştur (Emir 2003: 74). Bu bağlamda yaratılan imaj politikalarında siyasi ideolojiler değil, siyasi lider imajının yarattığı ideoloji ön plana çıkmıştır. Halk, belli bir siyasal amacı gerçekleştirecek bir örgütün içinde olma eğiliminden çok, kendi çıkarları doğrultusunda psikolojik nitelikli sembolleri olan, peşinden koşacağı bir lider arayışına girmiştir. Topuz’a göre, kampanyalarda biçim bazen içeriği gölgede bırakmıştır. Birçok kişi söylenenle değil de, söyleyenle ilgilenmiştir. Politikacıların giysisi, kravatı, dişlerinin beyazlığı, gözlerinin pırıltısı, sesinin tonu, kafasının dazlaklığı, tikleri, jestleri, hazır cevaplığı, karşısındakine saygısı, gülümsemesi, hoşgörüsü, esprileri seçmenler arasında günlerce tartışılmıştır (Topuz 1991: 241). Bu nedenle, medya çalışmalarındaki popüler kullanımıyla imaj, çeşitli efektlere bağlı olarak oluşan “yeni biçimdir”. Buna görsel anlam da denmekte, biçimi ön plana çıkarmaktadır. Yalnız, biçimi ön plana çıkarırken o biçime ait “öz”ü bir kenara bırakarak, yeni düzenlemelerle, yeni biçimlerle sahte bir “öz”, olmayan bir “anlam” yaratmaktadır (Karaoğlu 1996: 17). Ancak, siyasi imaj, medya çalışmalarında sıklıkla eleştirilmekte, öz ya da içerikten ziyade biçimin öne çıktığına dikkat çekilmektedir. Biçim ön plana çıkarılırken, aslında var olan gerçek içeriğin yerine yapay bir içerik ve ideoloji kurulduğu ifade edilmektedir. Aslına bakıldığında, özellikle siyasal imaj çalışmalarında bir şeyin var olduğu anlamını vermeye çalışmanın, o şeyin var olmasına katkıda bulunduğu da görülmektedir. İmaj, zaman içerisinde gerçeğin kendisi haline gelerek aslında var olmayan gerçekliği oluşturmakta ve böylece gerçeği temsil etmemektedir. Var olmayan sanal, var olan gerçekliğin yerini, gerçekten yaşanmışlığına bakmadan almaya başlamaktadır. Akay’a göre, içinde bulunduğumuz postmodern dönem içerisinde, içerik değil görüntü ön plana çıkmaktadır. Baudrillard’ın simülasyon kavramında da gerçekten çok, görüntü ön planda tutulmaktadır. Simulakr kavramı sayesinde modellerinden kurtulan postmodern düşünce, belki de, kimliksizleşme sürecini sağlayacak oluşumu başlatmaktadır (Akay 1997: 19). Atatürk ve kadınların aynı karede yer aldığı günümüze kalan pozlar, Mustafa Kemal’in kadınların modernleşmesine ve dolayısıyla kadınların sorunlarına, eğitimine verdiği önemi sembolize ettiği için günümüzün kadın ve lider pozlarının başlangıcı sayılmaktadır. Ancak, günümüzün kadın ve lider kareleri kadınların sorunlarını çözmekten ziyade, sadece poza yönelik olarak bir kadın ile aynı fotoğraf karesine girmeyi gaye edinmekte, orijinalin çoktan kaybolduğu simülasyon evresinde görüntüler gerçek anlamlarından ve göndergelerinden bağımsız olarak üretilir hale gelmektedir. Kadına yönelik politika geliştirmeyen ya da bu yönde girişimlerde bulunmaya niyeti olmayan liderlerin benzer pozlarının basında kullanılması ise liderlerin sadece görüntü olarak varlıklarını ortaya koymakta, bozuk kimliklere neden olmaktadır. Yeni imajlar böylece sahtelerin, uydurmaların, yanıltmacaların üretimine açılmış bulunmaktadır. Robin’e göre, fotoğrafik imajla “gerçek dünya” arasındaki ilişki, temsil etme kavramının bütün sorunsallığını ezip geçerek, imajın zamanla, bellekle, tarihle olan bağını yerinden oynatarak altüst etmiştir (Robin 1999: 78). Aslında, temsil etme, sunma, yapılandırma ve biçimlendirme işini ima etmekte; yalnızca zaten var olan anlamı aktarma değil, ama daha aktif bir şeylere anlam verme işini de ima etmektedir (Hall 1994: 67-68). Bu bağlamda, kültürün kodlarıyla oluşan imge (imaj), aslında duyularımızın ve fiziksel görünümümüzün üzerine ustaca yapılmış bir makyajdır. Gerçekliği gizlemekte, olmayanı varmış gibi göstermektedir (Emir 2003: 39). Gizlemek ya da ‘mış’ gibi yapmakla gerçeklik arasında her zaman bir fark bulunurken, simülasyon gerçekle sahte ve düşsel arasındaki farkı yok etmeye çalışmaktadır. Devam edecek. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.