|
||
Liderlerdeki İmajlar - 10 | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
İmaj, zaman içerisinde gerçeğin kendisi haline gelerek aslında var olmayan gerçekliği oluşturmakta ve böylece gerçeği temsil etmemektedir. SİYASİ İMAJ VE GERÇEKLİK İLİŞKİSİ Yaşamdan ayrı tutulamayan gerçeklik olgusu, siyasi kampanyalarda sık sık gündeme gelmekte, özellikle liderlere yönelik imaj çalışmalarında gerçeği yansıtmadığı, gerçeğin yerine imajının geçtiği düşünülmektedir. Siyasi imajlarda gerçek deneyimlerin reddedildiği, her şeyin benzetimden ibaret olmaya başladığı gözlenmektedir. Medya çalışmalarındaki popüler kullanımıyla imaj, çeşitli efektlere bağlı olarak oluşan “yeni biçimdir”. Buna görsel anlam da denebilir. Biçimin ön plana çıkarılmasıdır. Yalnız, biçimi ön plana çıkarırken o biçime ait “öz”ü bir kenara bırakarak, yeni düzenlemelerle, yeni biçimlerle sahte bir “öz”, olmayan bir “anlam” yaratmaktır (Karaoğlu 1996: 17). Bu bağlamda, kitle iletişim araçları ve imaj kavramı arasındaki ilişki, gerçekliğe ilişkin tartışmalara neden olmaktadır. “İnsan bilincinden bağımsız, somut ve nesnel olarak var olanların tümünü” (Hançerlioğlu 1979: 165) olarak dile getirilen gerçeklik, aslında subjektif, yani göreceli bir kavramdır. “Gerçeğin kitlelere, kitlelerin de gerçeğe göre kendilerini düzenlemeleri, gerek düşünme gerekse algılama bakımından, boyutları sınırsız bir alan niteliği taşımaktadır” (Benjamin 1969: 223). Bu nedenle, insanın kitle içerisinde “özne”yi yaratma süreci, gerçeği tanıma yeteneği, dünyaya bakışını, duygu ve düşüncelerinin gelişimini yapısal olarak değiştirirken, gerçeklik olgusu da zaman içinde toplumsal, kültürel, siyasal, ekonomik ve teknolojik olarak gelişim göstermektedir. Günümüz düşün dünyasının en çarpıcı isimlerinden olan Baudrillard’a göre, kitle iletişiminin bize verdiği gerçeklik değil, gerçekliğin baş döndürücülüğüdür. Gerçeğin nitelikleri ve öğeleri birleştirilerek bir model imal edilmekte, bunlara bir olayın, bir yapının ya da bir durumun rolü oynatılmaktadır. Baudrillard, kitle iletişim araçlarının, gerçeği, gerçekten daha gerçekmiş gibi gösterdiğini söylemekte ve şöyle eklemektedir: “Bütün iletişim ve enformasyon araçlarının görevi (konuşmalar, canlı yayınlar, sinema, dürüst-televizyonculuk vs.) bu gerçeği ya da bu haddinden fazla gerçek olanı üretmektir” (Baudrillard 1991: 58). İşte burada iletişim süreci içine giren imajın maske olma özelliği devreye girmektedir. Böylece medyatik olma hareketi başlamakta, medya maskesi, dışarıdan yapılan bir makyaj gibi iletişim sürecine monte edilmektedir. Bir ölçüde gerçekliği kuşatmakta, doğallığı ortadan kaldırmakta, medyanın istediği görüntüyü yaratmaktadır (Rigel 2000: 238). Bu nedenle de, insanların kitle iletişim araçlarından edindiği gerçekler, yaşam deneyimleriyle edindiği gerçeklikten farklılıklar taşımakta ve kendi doğal gerçekliği olmaktan öteye geçmektedir. Yanıltıcı bir düzenlemeyle sunulan imaj, gerçeğin ‘yaklaşık’ olarak bir sunumudur. İmaj gerçeği yeniden üretmez, gerçekle nadiren çakışır; sadece bir yanılsama yaratır (Emir 2003: 37). Bu bağlamda kitle iletişim araçlarıyla oluşturulan ‘gerçeğin imajları” kurgusaldır (Yıldız 2002: 18). İmaj göndergesinden kopartılarak, gerçeklikle belirtisel (indexical) ya da göndergesel (referential) ilişkisi bozularak, yalnızca kendisine ait bir alana sahipmiş izlenimi yaratılmaktadır (Robins 1999: 79). Gerçeklikte, yeniden kurma ve temsil etme yerine, yeniden yaratmaya başlandığında, göreli ve değişken bir simgesel ilişki kurulmuş olmaktadır. Kamuoyunda imaj çalışmalarının temel amacının gerçeği değiştirip saptırmak, gerçekle bağları koparmak olduğu savı çevresinde gelişmektedir. Oysa imajla gerçek arasındaki ilişki, gerçeğin reddi yönünde değil, iletişim araçlarının teknolojik yeteneklerinden yararlanarak gerçeği/gerçekliği yeniden tanımlamak biçimindedir (Yıldız 2002: 17-18). İmaj çalışmaları, lidere yönelik gerçekliklerin çeşitli yönlerini yeniden yaratarak, değiştirerek, şekillendirerek ve yorumlayarak kullanmakta, lideri yeniden tanımlamaktadır. Lider yeniden tanımlanırken, model oluşturan yapay gerçeklerden uzak durulması gerekmekte, gerçekliği yeniden üretirken biçimden çok öze yönelik çalışılması gerekmektedir. SİYASİ LİDER İMAJLARINDA GERÇEKLİĞİN YENİDEN ÜRETİLMESİ Siyasal pazarlama ve reklam etkinliğinin artmasıyla birlikte, göstergeler kullanılarak oluşturulan siyasi lider imajlarında liderin kendi gerçekliğini yansıtması inancı dönüşüme uğramıştır. Aslında var olmayan yapay gerçeklikten hareket edilerek imaj üretildiği ve gerçekliklere bir son verildiği, “mış gibi” yapıldığı, “gerçekten daha gerçek” görünümlerin oluşturulduğu fikri yaygınlık kazanmıştır. Politik kampanyalarda lider büyük oranda görsel imajlarla yansıtılmakta, “fotoğrafın özneyi kamu karşısında idealleştirip, yücelttiği” (Tumay 1996: 52) gerçeğinden yola çıkan siyasiler fotoğraf çekilirken oldukları gibi değil, olmak istedikleri gibi poz verme eğilimi içine girmektedirler. Bu nedenle, beden dili, giyim, vb. göstergeleri kullanan imaj çalışmaları “kurmaca olanı gerçek olanın içine yerleştirmeye” (Barthes 1993: 97) çalışmaktadır. Bu bağlamda, imaj çalışmalarında gerçeği birebir yansıtmasından çok, seçmen kitlesine yansıtmak istenilene önem verilmeye başlanmıştır. Özerkan ve İnceoğlu’na göre, imaj bazen yoktan yaratıldığı gibi, adayda var olan olumlu özelliklerin öne çıkarılıp belirginleştirilmesi, diğerlerinin ise geriye çekilmesiyle de yapılmaktadır. İmajın sahte veya düş ürünü olması şart değildir. Adayın kişiliğinden ve fiziksel yapısından tamamen farklı bir imaj çalışmasının etkisiz hatta zararlı olabileceği de göz önünde tutulmalıdır (Özerkan-İnceoğlu 1997: 116). İmaj çalışmalarıyla liderin değerli bulunması değil, seçmenlerin kendilerini değerli hissetmeleri ve liderle özdeşleşmeleri amaçlanmaktadır, yani seçimlerde seçmene yönelik bir sahte terapi oluşturulmaya çalışılmaktadır. Böylelikle seçmen kendi sıkıntılarından kurtulmak için, sahnelenmiş görüntüler dünyası içine çekilmektedir. Postman’a göre, televizyondaki politikacı izleyicilere kendisiyle ilgili bir imaj sunmaktan daha çok, kendisini izleyenlerin bir imajı olacak şekilde sunmayı tercih etmektedir (Postman 1994: 147). Aslında liderler kendilerine, izleyicilerin onlardan olmasını istedikleri imaja göre yeniden şekil vermektedirler. Devam edecek. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.