O şirketin adı, Gezici Şirketi. Doğruları açıkladığı için, iktidarın hışmına uğradı. AKP, “Sen misin beni düşük gösteren?” deyip, şirkete önce Maliye Müfettişlerini gönderdi. Hesaplarını inceletti.

      Şirketin sahibi, herhangi bir kusur bulunamadığını ve dürüst araştırma yapmaya devam edeceklerini söyledi.

      Şirket, iki gün önce yeni bir açıklama yaptı ve yeni bir grafik yayınladı. Bu açıklamaya göre, AKP oyların  % 38.1 ini, CHP  % 28.5 unu, MHP % 18’ini ve HDP % 11’ini alıyormuş.

      Bu durumda, AKP’nin tek başına iktidar olma şansının olmadığı, buna karşın CHP’nin hala % 30’u aşamadığı, MHP’nin ise oylarını artırdığı görülüyor.

     Açıklamaya göre, bölücü örgütün siyasi temsilcisi olan HDP’ nin de barajı aşıp tekrar Meclise girebileceği anlaşılıyor.

                                     BU SONUÇLAR ÇIKARSA, NE OLUR?

    Tabii ki, bir koalisyon olur. AKP’nin % 38 oyla tek başına iktidar olamayacağı ortada. O halde, ihtimalleri sıralayalım.

    Birinci ihtimal, birinci parti olan AKP yine hükümeti kurmakla görevlendirilecek ve yanına ortak arayacaktır.

    İlk çalacağı kapı, MHP olabilir. MHP böyle bir ortaklığa girer mi, girer.  Çünkü, 13 yıllık AKP iktidarında, AKP’ye hep arka çıktı. Lideri kimi esip gürlediyse de, AKP’ye daima stepne oldu.

       Böyle bir hükümetin kurulması, en büyük ihtimaldir.

       İkinci ihtimal, AKP’nin, HDP ile bir koalisyon kurmasıdır. Yıllardır, somut pazarlık içinde olan bu iki parti, yeni hükümeti pekala kurabilirler. Milletin hayrına mı, zararına mı olur? Onu anlamak zor değil. Mutlaka zararına olacaktır.

    Yönetime katılan HDP’nin işi daha da kolaylaşacak, istediği tavizleri alacak, bölünme süreci biraz daha hızlanacak ve hedeflerine daha çok yaklaşacaklardır.      

       Üçüncü ihtimal; CHP, MHP koalisyonudur ki, uygun olanı da budur. CHP, bu ihtimale yanaşır, ancak MHP’nin yanaşacağını pek sanmıyorum. Cumhurbaşkanlığı seçiminde anlaştıklarına göre, belli de olmaz.

    Dördüncü ihtimal, bir AKP, CHP koalisyonu gibi görünse de, bu cıva ile suyun karışması gibi olur ki, bu iki madde asla karışmaz ve bir arada olamazlar.

                                                GELELİM, ESAS  İHTİMALE

      Kanaatim o ki, bu ihtimallerin dışında kalan başka bir durum meydana gelecek ve AKP, yine tek başına iktidar olacaktır. Ben buna, “Esas ihtimal” ya da “En yüksek ihtimal” diyorum.

     Nasıl mı? derseniz, tabii ki “Hileyle!” Kemal Sunal filmlerindeki “Sahte Kabadayı Kemal Sunal” hasımlarının ayaklarının altına nasıl ki sabun koyarak onları deviriyorsa, AKP’de, rakiplerini yine bir kalıp sabunla, yani hileyle devirecek ve iktidar olacak.

    Öteden beri bu sütunlarda, AKP’nin seçim hilelerinden söz ettiğimiz gibi, yandaş olmayan bütün medya organları da, bunu yazıyor ve söylüyorlar.

  Bu yayın organları, iktidarın olası seçim hilelerine karşı muhalefeti sürekli uyarıyorlar, ama dinleyen kim?

     Muhalefet temsilcileri, televizyonlara çıkıp her ne kadar “Biz, her türlü tedbiri aldık” deseler de, söyledikleri katiyen doğru değil. Hiçbir tedbiri aldıkları filan yok.

    Gelen son haberlere göre, iktidar yanlılarının sürekli sahte seçmen listeleri hazırladıkları, oturulmayan boş metruk evlerde seçmen kayıtları yapıldığı, muhalefetin ise  hiçbir tedbir almadığı ve sandık başlarındaki denetimler için de, ciddi hiçbir tedbirinin olmadığı söyleniyor, yazılıyor ve konuşuluyor.

    Özetleyecek olursak; muhalefetin başta sandık başlarındaki müşahitler için, mükerrer oyların önlenmesi için, sahte seçmenlerin engellenmesi için, Bilgisayar hilelerinin önüne geçilmesi için, sandıkların içine önceden konması muhtemel oyların izlenmesi ve yakalanması için ve de yurt dışında oy kullanan vatandaşlarımızın oylarının güvenliği için hiç bir tedbir almadığı söyleniyor.

    Muhalefet, “Tedbir aldık” dese de, buna inananların sayısı çok az.

     Bütün bu olup bitenlerden sonra yine kanaatim o ki, muhalefet iktidar olmak ve ülkeyi yönetmek gibi bir sorumluluğun altına girmek istemiyor. Bu tutumuyla,  bir altın tepsinin içinde iktidarı  yeniden  AKP ye sunmak istiyor.

      İktidardan canı yananlar ise muhalefete güvenip,  iktidar değişir diye bekleyip duruyorlar.

      Bu gidişle, daha çok beklerler!