Moved Permanently

     “Teşbihte hata olmaz.” Özdeyiş’ini sık sık kullanırız. Teşbih, benzetme demektir. Bu cümle ise, “Yeri geldiği zaman, çirkin ve kaba bir benzetme ile anlatıma daha etkili bir hava verilmesinin saygısız bir davranış olmadığı, kimsenin bundan alınmaması gerektiği” anlamına gelir.

       Konuşmalarda pek sık kullanılan bu sözü söyleyip, devamını getirmekten halkımız hiç çekinmez, çekinmemelidir de. Layık olanlar için, bu türlü benzetmeler pekala yapılabilir. Yalnız, bunu yaparken ölçüyü kaçırmamak lazımdır.

       “Hırsızlık”, hem beşeri nizama, hem de bütün dinlerin buyruklarına aykırı bir eylemdir. Başlıktaki soru da o sebeple, cevabı “hayır” olan bir sorudur. Ancak, ben onu bir “teşbih” gibi ele alıp, yaşadıklarımızla harmanlamaya çalıştım.

                             MİLLETİN MECLİSİ, YOLSUZA ARKA ÇIKTI

       Teşbih dedik ya. Yapanın rütbesi ne olursa olsun, ortada bir “hırsızlık” vardı. Meclis deyince de, tabii ki içindeki vekillerini kastediyorum. Bir hırsızlık olayı oylandı. İktidardan fireler verildi. Muhalefetse, en iyi bir biçimde görevini yaptı. Ama, neticede Meclis yolsuzlara arka çıktı.

       Önceki akşam, gece yarısına kadar televizyonları ibretle seyrettik. Rüşvet alarak ve yolsuzluk yaparak topladıkları paralarla basılan 4 hükümet üyesi, son sınavları için Mecliste oylandılar.

       Suçunun örtülmesini pazarlık konusu yapan bir Savcıdan aldıkları, ısmarlama bir Takipsizlik Kararı ile yargıdan sıyıran bu kişiler, kendi iktidarlarının üyeleri tarafından Komisyonda da sıyırınca, son durak olan Meclise geldiler.

      Herkes, Meclisin vereceği kararı merak etti. İktidar partisinden 53 namuslu vekilden, “Bu kişiler mahkemeye gitsin.” demeleri beklendi.

   Rüşvetçi Bakanlar tek tek oylandı, ama ne yazık ki her biri kıl payı mahkemeye çıkarılmaktan kurtarıldı.

      İyi mi yapıldı? Asla! Yalnız Türk halkı değil, olayı bütün dünya kamuoyu izledi. Çünkü, ortada cümle aleme yayılan çok açık bir hırsızlık ve yolsuzluk vardı ve tam bir suçüstü hali oluşmuştu.

                            48 YÜREKLİ ADAM ÇIKTI, AMA YETMEDİ

     İktidar partisinden, her yolsuz Bakan için sandıktan farklı oylar çıktı. Toplam 48 vekilin, kendi Bakanlarının hırsızlık yaptığını kabullenip, “Yargılansınlar.” dediği,  ya da çekimser oy verdikleri görüldü. Çünkü, artık sabırlar iyice taşmıştı.

     Bu kişilerin kim olduklarını ve akıbetlerinin ne olacağını şimdiden kestirmek mümkün değil. Ancak, ismen belirlenirlerse, bu partideki siyasi ömürlerinin bittiği kesin. Ancak, vicdanlarının rahat olduğu da kesin.

     Muhalefet Partileri, bu oylamada iyi bir sınav verdiler. HDP’den 4, CHP’den 2 ve MHP’den bir kişinin oylamaya katılmaması, hiç de hoş karşılanmadı.

     CHP’den Türkücü Vekil Sabahat Akkiraz’ın, oylama başlarken Meclisi terk etmesi, yeni bir parti kuran Emine Ülker Tarhan’ın da “Başım ağrıyordu” deyip, Meclise gelmemesi, bu kişilerin siyasi hayatını bitirmelidir. Emine Hanım, kurduğu partiye Sabahat Hanım’ı da alıp, seçimden sonra partilerinin bir odasına çekilip hep bir ağızdan, “Kendim ettim, kendim buldum.” türküsünü, pekala söyleyebilirler.

                                                      N’OLACAK ŞİMDİ ?

      Değerli okuyucularım; bu rüşvetçi Bakanlar, kendi partilerinin oylarıyla mahkemeye gitmekten kurtuldular, ama katiyen “aklanmadılar.” Oy hesabıyla aklanma olmaz. Suçüstü yapılan bir kişi, zaten nasıl aklanır ki?

     Partileri iktidardan düştüğü anda, bunlar mahkemeye çıkarılacaktır. Ülkenin yönetimini eline alıp da, onları mahkemeye çıkarmayanlar, en az onlar kadar suçlu sayılacaktır.

    Bu kişiler için verilen, “Mahkemeye gitsinler-gitmesinler.” oyları arasında çok az bir fark vardır. Ve bu kişiler, mahkemeye gitmemek için Meclisin salt çoğunluğunun oylarını bile (276 oy)  alamamışlardır. Kamu vicdanının, alınlarına sürdüğü lekeyi silememişlerdir.

     Bu kimseleri savunan bir siyasi partinin, bu memlekette daha fazla iktidar olmaya ne yüzü, ne de hakkı vardır.

     Önümüzdeki seçimler, halkımız için çok önemli bir imtihandır. Yazımın başındaki soruyu, şimdi bir kere daha kendinize sorun ve cevabını verin.     

      Oylarınızı da ona göre verin.