Moved Permanently

      Soru 1. Şimdiki Cumhurbaşkanı Başbakan iken, Bakan çocuklarıyla bir Bankanın Genel Müdürü paralar, para kasaları ve para  sayma makineleriyle suçüstü yapıldı. Başbakan da, evindeki paraların tahliye edilmesi için oğluna telefonla talimat verirken yasal dinlemeye takılıp, konuşması kayda alındı.

     Hal böyle iken, Başbakan hemen meydanlara çıkıp;  sizce acaba neden “Biz, bugünlere dürüstlüğümüzle geldik” diyebildi?

     Soru 2. Ceza yasamıza göre, suçüstü hallerinde delil aranmaz. Suçun, bütün unsurları oluşmuş demektir. Bu durumu dikkate alan mahkeme, 2 ay tutukluluktan sonra Banka Müdürü’nü ve bu çocukları acaba neden serbest bıraktı? Bu kararı veren hakim, acaba nasıl hakim olmuştu?

     Soru 3.  Suçüstü yapılan paralar ve tutuklamalardan sonra, bu paralar suçüstü yapılanlara, üstelik faiziyle beraber acaba neden iade edildi? Aynı durum, sıradan bir vatandaşın başına gelseydi, acaba bunlar olur muydu?

    Soru  4. İşi gücü olmayan ve memur çocuğu olan bir genç, aylığı 60 bin lira olan ve adına rezidans denilen ultra lüks bir daireyi, acaba nasıl kiralayabilirdi?

   Soru  5. İmam Hatip mezunu olup, İslam dininin yasaklarını ve haramlarını öğrenen bir kişi, meşru olmayan (haram) bir parayı evinde nasıl saklayabilirdi ve nasıl sahiplenebilirdi?

   Soru  6. Bir devlet memuru Vali bile olsa, Banka hesabından 908 bin lira çalınırken, acaba neden şikayetçi olmuyordu? Kaynağını açıklayamadığı bu parayı, acaba nereden bulmuştu?

   Soru  7.  Koç ve Sabancı aileleri, bu memleketin en zenginleri olduğu halde, aileden acaba hangisi koluna 700 bin liralık bir saat takmıştı?

   Soru  8. T.C hükümetinde görev alan bir Bakan, bir kaçakçıyı korumak için, acaba ne zaman “Ona zarar vermek isteyenlerin önüne yatarım.” demişti?

   Soru 9. T.C hükümetinin hangi Bakanı, şimdiye kadar takım elbiselere saklanan çikolata kutularının içinde milyon dolarlar kabul etmişti?

   Soru  10.  Şimdiye kadar iktidar olan muhafazakar partilerin hangi Bakanı,  Kur’an-ı Kerim’in herhangi bir Suresiyle alay etmişti?

    Soru  11. T.C hükümetlerinde şimdiye kadar 25 Bakanla bir Başbakan Yüce Divan’a çıkıp hesap verdikleri halde, şimdiki hükümetin suçüstü olan Bakanları bu hesaptan acaba neden kaçıyorlardı? Partileri de, onları kurtarmak için acaba neden “canhıraş” çaba gösteriyordu?

   Soru 12. Suçüstü oldukları halde, Yüce Divan’a gitmemek için direnen bu Bakanlar, halkın içine acaba nasıl çıkabiliyorlardı? Onları, halkın arasında dolaşırken hiç gören oldu mu acaba?

      İşte size tam 12 tane, yani bir düzine soru. Ve, bir de “baraj sorusu”

   İşte o Baraj Sorusu:  11’nci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, görevinden ayrılalı 4 ay olduğu ve hiçbir resmi sıfatı kalmadığı halde, 100’e yakın personeliyle son model 18 Mercedes makam aracı olan ve bütün masrafları devlet tarafından karşılanan İstanbul/Tarabya’daki  Huber Köşkü’nden acaba neden çıkmıyordu?

     Soru çok, ama bana şimdilik bunlar soruldu. Ben, cevaplayamadım. Sorulara doğru cevap verebilseydim, çeyrek bir Cumhuriyet altını vereceklerini söylemişlerdi. Araştırdım, KPSS kitapçıklarına da baktım, yine cevaplayamadım.

        Çünkü, cevaplarını muhataplarından başkalarının bilmeleri imkansızdı. Sorular doğruydu, ama muhatapları onları paradoks haline getirmişti.

        Ben, Liselerde Matematik Öğretmenliği yaptım. Bu olaylarda, çok bilinmeyenli denklemlerin olduğunu fark ettim. Çok bilinmeyenli denklemlerde, bilinmeyen sayısı kadar denklemin olması gerekir.

      İşte burada, sorunu çözüme götürecek o denklemleri bulup kurmak lazım, ama çok zor. Yüksek Matematik’te de, bunun karşılığı yok.

     Ama, ben yine de bu denklemin çözüm yerini biliyorum. Yüce Divan.

     Vaat eden o arkadaştan, çeyrek altınımı isterim.