İdeoloji, siyasal ya da toplumsal bir öğreti oluşturan, bir hükümetin, bir siyasi partinin, bir toplumsal sınıfın davranışlarına yön veren politik, hukuksal, bilimsel, felsefi, dinsel, ahlâki, estetik düşünceler bütünü. En basit tabirle ideoloji teorisi içinde Marksist düşünürler önemli bir ağırlığı oluşturur. Marx, Lenin, Gramsci, Lukacs, Frankfurt Okulu, Althusser gibi düşünürlerin bu alanda çalışmaları olmuştur. Bunun dışında, ideoloji teorisiyle ilgilenen öteki düşünürlerin de marksizmle etkileşimli (karşıt ya da yana) olarak çalışmalarını yürütmeleri söz konusudur.
İDEOLOJİ’NİN ÖZELLİKLERİ “Değer yargısı ile olan ilgisi dolayısıyla, ideoloji bazen istenen bir sosyal ve siyasal değişmeyi kolaylaştırmak, bazen da istenmeyen bir sosyal siyasal değişmeyi engellemek için kullanılır. İdeoloji, siyasi iktidarla ilgili değerlendirme konusunda önemli bir fonksiyon ifade eder. Sanat, din, ekonomi, siyasi iktidar faaliyetlerini değerlendirmek bakımından sağlam bir ölçüt değildir. Buna karşı ideoloji siyasi faaliyetlerin değerlendirilmesinde yardımına başvurulan yararlı bir ölçüt olarak siyaset sahnesinde kendini gösterir. Her ideoloji belirli bir toplumsal ortamın ürünüdür. Daha sonra milli sınırları aşarak evrensel boyut kazanmış olsa dahi ideolojinin bu özelliği değişmez. Dolayısıyla ideolojiyi sosyal bir olgu olarak değerlendirmek yanlış değildir. İdeolojiler daha çok toplumların değişim ve bunalım dönemlerinde, o zamana kadar toplum katlarında geçerliliği olan fikirlerin geçersiz sayıldığı dönemlerde kendini göstermektedir. İdeolojiyi savunanlar, tarihsel gelişim süreci içinde ideolojinin bir gerçeklik olarak ortaya çıktığını ileri sürerler. Ancak unutmamak gerekir ki, ideoloji, çoğu kez kendisinden önceki ideolojik modelin yerini almak iddiası ile tarih sahnesinde varlık kazanır. İdeoloji bazen “kutsal” olduğu iddiası ile ortaya çıkar. Tabiatıyla “kutsallık” kavramını tanımlayan ve belirleyen de ideolojinin kendisidir. İdeolojinin niçin kutsal olduğu veya kutsal sayılması gerektiği konusunda hiçbir kanıt yoktur. Bununla birlikte ideolojiyi savunanlar, ideolojiye yandaş kazanmak ve yandaşları kaybetmemek için kutsallık iddiasına önem ve ağırlık verirler. Kendisinin nihai gerçeği temsil ettiği iddiası ideolojinin etkinlik kazanmasında rol oynar.
İdeoloji ve ideolojik yönelimler daha çok batı toplumlarında dikkat çekmektedir. İdeolojilerin batı kültürü ile ilgili olduğu da söylenebilir. Çağdaş ideolojilerin büyük çoğunluğunun batı kültürünün eseri olduğu veya batı kültürü ile ilgili olduğu bir gerçektir.İdeoloji sayesinde karmaşık bir durum oldukça basit biçimde ifade edilebilmektedir. Bu sayede insanların sosyal olaylar ve durumlar konusunda bilgi sahibi olmaları ve uyum içinde bulunmaları sağlanabilmektedir. İdeolojinin bu yararı yanında bazı zararları da olmaktadır. İdeoloji sayesinde insanlar istenilen bir değişikliği kolayca benimsemektedirler. Ancak gene ideoloji dolayısıyla insanların sosyal ve siyasi hayatta istenilen değişikliklere kör biçimde karşı çıkmaları durumu ile de karşılaşılmaktadır.İdeoloji gücünü insan ihtiraslarından almaktadır. Soyut felsefi çalışma, ihtirası bertaraf etmek ve denetlemek amacı güder. Oysa ideolojinin en önemli fonksiyonu ihtirasın dış dünyaya çıkması için gerekli bir kapı açmasıdır. İdeoloji, insan enerjisini politikaya yönlendirir. Oysa bir inanç sistemi olan din, enerjiyi, duaya, cemaat ayinine, anıt binalara ve sanata yöneltmektedir.
İDEOLOJİNİN ÇEŞİTLERİ İdeolojileri farklı yönlerde tasnife tutmak mümkündür. Birinci tasnif “içeriklerine göre” yapılır. İçerdikleri fikrin, mevcut durumun (statüko) savunmasına veya değiştirilmesine yönelik olduğuna göre ideolojileri ikiye ayırabiliriz: 1- İktidar ideolojileri (veya muhafazakâr ideolojiler) 2. Muhalefet ideolojileri. “Muhalefet ideolojilerini de “muhalefetin derecesine göre iki gruba ayırmak gerekir; 1. Reformist ideolojiler 2. Devrimci ideolojiler. İdeoloji türlerinin tespitinde kullanılabilecek bir başka ayrım kriteri, ideolojilerin kullandıkları yöntemlere, taktiklere göre belirlenir. Buna göre de ideolojiler: İkna yöntemi kullanan, organizasyona ağırlık veren, zora ve baskıya yönelen, ideolojiler olmak üzere sınıflandırılabilir. Bu iki kriter içinde nispeten daha önemli olan birinci kriterdir. Önce bu kritere göre yapılan ayrımı inceleyelim. Devam edecek...
|