Moved Permanently

İlahiyatçı değildi, ancakvaaz eder gibi konuşur, dini bir otorite gibi yazılaryazardı. Dediklerinin hep tersini yapınca, iki defa hapsi boyladı ve 83 yaşında yaşama veda etti.

---------------------------------------------------------------------------------

 Kendisiyle iki defa karşılaştık. Konuştuk, sohbet ettik. Heyecanlı bir hatipti. Birçok televizyon kanalına çıkıp, dini meseleler hakkında görüş bildirirdi. İlahiyatçı değildi, ama her konuda vaaz eder gibi konuşurdu.

   İman ve amel bütünlüğüne sahip olamayınca, yanlış işler yapmaya başladı. Daha 21 yaşında iken kafasını ünlü Gazeteci Ahmet Emin Yalman’a taktı.

Dönemin büyük gazetelerinden Vatan Gazetesi’nin sahibi ve Başyazarı Ahmet Emin Yalman’ı, gazetesindeki yazılarından ötürü öldürmeye karar verdi.

     1952 yılında Yalman’ın Malatya’ya yaptığı bir ziyarette tabancasını çekip, bu ünlü gazeteciyi öldürmek istediyse de, Yalman ağır yaralı olarak kurtuldu.

    Hüseyin Üzmez, bu sebeple 20 yıl ceza aldı, ancak 10 yıl hapis yattı. Daha sonra da, böyle ünlü bir gazetecinin canına kastettiği için adeta şöhret oldu. Yarım bıraktığı Hukuk Fakültesi’ni de bitirip, şöhretini devam ettirdi.

   2000’li yıllara gelindiğinde,muhafazakar bir gazetede köşe yazmayabaşladı. Yazmakla kalmayıp, sık sık çıktığı televizyon programlarında, dini ve siyasi konularda tartışmalara katıldı. Dini meselelerde hüküm kurdu ve herşeyi kendisinin bildiğini söyler gibi oldu.

  ÜZMEZ, NEFSİNE YENİLDİ

      Hüseyin Üzmez ilerlemiş yaşına rağmen, kendisinden 50 yaş küçük bir bayanla evlendi. Ancak, gözü hep dışarıdaydı. Nitekim, bu gönül maceraları onun başını derde soktu.

      Bursa’nın Mudanya ilçesinde yoksul bir kadınla yakınlık kurup, sözüm ona kadını ve 13 yaşındaki kızını korumasına aldı.

     Herkes onun iyilik yaptığını sandıysa da, onun küçük kızda gözü vardı. Bu kıza, kimilerine göre cinsel taciz, kimilerine göreyse cinsel tecavüz suçlamasıyla tutuklandı, yargılandı ve 13 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı.

    5 yıl hapis yattıktan sonra, sağlık sebebiyle tahliye edildi. Üzmez, tahliye edildikten bir hafta sonra da,83 yaşındayken kalp yetmezliğinden hayatını kaybetti.

   Bir zamanlar yazı yazdığı gazeteye göre, onun uğradığı tam bir haksızlıktı ve bunu yapan da, iktidarın hedefindeki “paralel yapı”ydı.

 BİR YALNIZ ADAM, HÜSEYİN ÜZMEZ

    Hüseyin Üzmez’in düştüğü duruma ve ölümüne, en çok üzülenlerden biri de bendim. Yanlış da olsa, düşüncelerini korkusuzca savunuyordu. Çelebi bir adamdı. Cesur, esprili ve sempatik bir hali vardı.

      Ne var ki, şeytan nefsini esir alınca, çok kötü bir duruma düştü. Suçu kanıtlandığı için hem hapis cezası aldı, hem de sevenlerini kaybetti.

    Nitekim, cenazesi de bir burukluk içinde kaldırıldı. Her ne hikmetse, cenazesine “Aczimendi” denilen bir tarikat sahip çıktı. Tarikat lideri ve müritleri, onun için ayrı bir cenaze namazı kıldılar.

     Diyeceğim o ki, nefsine yenik düşenlerin akıbeti hiç de iyi olmuyor. Toplumda, bu tür yanlışlara düşen pek çok insan var. Bunlardan bazıları, ne yazık ki Hüseyin Üzmez gibi, yüce dinimizi bir kalkan gibi kullananların içinden çıkıyor.

     Kimi insanlarda, iman ile amelin birbirini bütünlemediği ve birbiriyle zıt düştüğü bu şekilde görülebiliyor.

    Dilerim ki,  Allah merhum Üzmez’in, taksiratını affetsin.