Görevine henüz başlamadı, ama o artık Başbakan. Hükümetini kuracak ve gelecek yıl,  daha doğrusu 9 ay sonra yapılacak olan seçime kadar bu görevi yürütecek.

      Ahmet Davutoğlu, 1977 yılında İstanbul Erkek Lisesi’nin bitiriyor. 1975 yılından itibaren İstanbul Milli Eğitim Müdür Yardımcısı olarak görev yaptığım o dönemde, Davutoğlu dairemizin hemen karşısındaki İstanbul Erkek Lisesi’nde okuyordu.

Sayısı değişmeyen 34 Alman Öğretmenin görev yaptığı bu okulda, Davutoğlu Fen Bölümü’nü bitiriyor, ama daha sonra Fen Bilimleri yerine Sosyal Bilimleri tercih ediyor ve bu alanda yüksek  öğrenim yapıyor.

     Benim gibi Matematik Öğretmeni olan Lisenin Müdürü Sami Ertek, okula pek sık yaptığım ziyaretlerde, çok başarılı öğrenci yetiştirdiklerini, bu öğrencilerin listesini de göstererek bana sürekli anlatıyordu.

     Ahmet Davutoğlu bu listede olmasa da, yine de başarılı bir öğrenciymiş. Lisede Fen Bilimlerini tahsil ettiği halde, yüksek öğrenimde Sosyal Bilimlere kayması, bu dalda fazlaca başarılı olamadığını gösteriyordu.

      Medyadan izlediğimiz kadarıyla, Sosyal ve Siyasal Bilimler alanında kariyer yapan Davutoğlu, Üniversitede Profesörlüğe kadar yükselmekle kalmamış, daha sonra Başbakan Erdoğan’a siyasi danışmanlık yapmıştı.

     Özellikle Ortadoğu konusunda uzmanlaştığı söylenen Davutoğlu, 2009 yılında Meclis dışından Dışişleri Bakanı yapılmıştı.

      Memleket meseleleriyle ilgilenen hemen herkesin bildiği gibi, bu göreve geldiğinde “Komşularımızla sıfır sorunlu bir ülke olacağız.” diyen Davutoğlu’nun 5 yıllık Bakanlığı sırasında, bırakın komşularımızı, dünyada Katar’dan başka dostumuz kalmadı.

     O kadar ki, bize güvenen ve inanan ülkeler bile bu güveni ortadan kaldırıp, bizimle adeta alay eder hale geldiler.

     Amerika ve Avrupa basını, alaycı eleştirilerini yeri geldiğinde yayınlarında hiç eksik etmediler.

PEKİ,NEDEN AHMET DAVUTOĞLU?

     Tayyip Erdoğan’ın, Ahmet Davutoğlu’nu halef seçeceği, sebebiyle birlikte önceden biliniyordu.

      Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçildiğinde sıradan bir Cumhurbaşkanı olmayacağını, hükümeti sürekli denetimi altında tutacağını, ona sık aralıklarla Başkanlık edeceğini, açıkçası Anayasa’ya aykırı bile olsa, Cumhurbaşkanlığı ile  Başbakanlığıbirlikte yürüteceğini açıkça söylemişti.

     O halde, Davutoğlu’nun Başbakanlığı bir “şekil” ya da “hukuki bir gereklilik” ten öte gitmeyecekti. Nitekim öyle olacağı, onun tercih edilmesinden hemen belli oluyordu.

     Davutoğlu’nun, Tayyip Erdoğan’a sadakatle bağlılığı biliniyordu. Fikirleri örtüşüyordu.O sebeple, onu Milletvekili olmadığı halde, hükümete almıştı.

    Eh, sadakatinden emin olduğunu kendisi de bildiği için, onu şimdi Başbakan yaptı.

DAVUTOĞLU, BAŞARILI OLABİLİR Mİ?

     Ahmet Davutoğlu, Dışişleri Bakanı olarak hiç başarılı olamamıştır. Bu kusurun % 25’i ona aitse de, % 75’i Tayyip Erdoğan’ın omuzundadır.

Çünkü, Davutoğlu bu görevi yaparken kendi iradesiyle değil, hep Tayyip Erdoğan’ın buyruğu ile hareket etmiştir. O göreve onun getirilmesinin tek sebebi de,zaten budur.

     Başbakan olarak da, Davutoğlu yine Tayyip Bey’in emir ve komutasında hareket edecektir.

     Ne zaman ki, hükümet dışından da kendisine yardımcı olabilecek iyi bir ekip kurar da, Tayyip Erdoğan’a söz geçirebilirse ve onun yanlışlarından uzak durmaya çalışabilirse, işte o zaman başarılı olabilir.

    Bana; “Peki, siz buna inanıyormusunuz?” derseniz, El cevap; Hayır!