İlçemizde eleştiriye tahammülü olmayan, o kadar dostlarımız var ki, anlatamam. Bu dostlarımızın sayısı her geçen gün daha çok artıyor. Oysa, insan yanlış da yapar doğru da. Eleştiriyi kaldıran insan da gerçekten erdem sahibi bir insandır. Bazı insanlar vardır, asla eleştiriye tahammül etmezler. Burunlarından kıl aldırmayan tiplerdir bunlar genellikle. Her şeyi biliyorlar ya, bilmedikleri veya yanlış bildikleri bir kavramın doğrusunu yapıcı bir şekilde belirtsen de kabul etmezler. Saray ilçemizde de var tabii böyle arkadaşlarımız, dostlarımız, ağabeylerimiz...
Beğenmediğimiz her şeye gözümüzü kapar, kulaklarımızı tıkarsak daha mı iyi olur? Olmaz sevgili arkadaşlarımız, dostlarımız ve ağabeylerimiz olmaz. Beğenmediklerimizi de okuyup, dinleyeceğiz ve değerlendireceğiz. İyi yanlarınızı yazarken, doğru şeyler yazdığımızı söylüyor iseniz, gerektiğinde eleştirdiğimizde hoşgörüyle karşılamanızı da bekliyoruz. Oysa eleştirmek her zaman doğruya sevk eder. Haksız eleştiri yapıldığında kişi kendini müdafaa eder. Ve doğal olanı yapar. Eleştiri sırasında karşılıklı atışmalar ve kırılan kalpler de kaçınılmaz olur bazen. Dikkat etmeliyiz. En iyi yol da eleştirmeden önce o kişinin güzel yönleriyle söze başlamaktır. Eleştirirken kullanacağımız kelimeleri de özenle seçmeliyiz. Ve bazen de aklımıza geleni değil de yazmamız gerekeni yazmalıyız. Açıkça belirtmem gerekirse ben asla art niyetli ve yıkıcı eleştiri yapmam. Yani birisine gıcıksam eleştireceğime kafaya alırım onu. Çünkü eleştiriyi tınlamamıştır, cevap vermemiştir, kaba davranmıştır vs. Böyle insanı eleştirmekle sinir sistemini yıpratırsın, başka bir işe de yaramaz. Kafaya alırım derken de, ''alay ederim'' anlamında söylemiyorum tabii.
Hatalarını esprili bir şekilde işleyerek kendimin ve espriden anlayan okuyucuların gülmesini sağlarım.
Neyse asıl anlatmak istediğime geleyim... Geçen Çarşamba günü gazetemizde "Güneşkaya Piknik Alanı Yolu" ile ilgili yayınlanan haberde İbrahim Aksoy'un isminin geçmesi, İbrahim Aksoy ve yakınlarını rahatsız etmiş. Haberde anlaşılmasını beklediğimiz şey tamamen farklıydı. İbrahim Aksoy'un villasının yolu, belediye tarafından yapılsın ya da yapılmasın. Değindiğimiz asıl şey, piknik alanı yolunun da o yol kadar düzgün olabileceği idi. Yani aynı özen ve çaba piknik alanı yolu için de gösterilebilirdi. Bunu ister belediye yapsın, ister yapılması için meclis üyesi arkadaşlarımız devreye girsin. Yapılan haberden, belediye yetkilileri de belediyede meclis üyesi olan İbrahim Aksoy arkadaşımız da ilçemiz yararına bir şeyler çıkarabilirdi. Ama haber yanlış bakışı ile değerlendirildi. Beni rahatsız eden bu. Tabii yapılan yorumlar ve konuşmalar da...
BELEDİYE KİME ÇALIŞIYOR? Geçen Çarşamba günü, "Belediye Kime Çalışıyor?" başlıklı habere 15 tane belediye meclis üyesi de dahil olmak üzere hiç kimse, "Yahu gerçekten bizim belediye kime çalışıyor?" diye merak etmedi. Ben bunu çok merak ettim ve yazdım. Özellikle başta muhalif belediye meclis üyeleri olmak üzere hiç kimseden bu konu ile alakalı bir açıklama gelmedi. Ben daha önce de yazmıştım, "Gelen gideni aratıyor" diye. Maalesef bizim şu andaki muhalif belediye meclis üyeleri için durum aynen böyle. Gelen gideni aratıyor... Sayın muhalif belediye meclis üyeleri halk sizi niye seçti, halk size 5 yıl neden yetki verdi? 'Bizim hakkımızı, hukukumuzu koruyun, belediyede bizi yönetin, bize hizmet ediniz' diye size yetki verildi. Ama siz ne yapıyorsunuz? Sadece parmağınızı kaldırıp indirmekle yetiniyorsunuz. Saray Belediyesinde dönen dolapları, yapılan yanlışları, belediyenin parasının istenilen şekilde çarçur edilmesine hiç mi müdahale edemiyorsunuz? Sokaktaki vatandaş bu yapılanlardan rahatsız. Siz meclis üyeleri hiç mi rahatsız olmuyorsunuz? Yoksa üç maymunu mu oynuyorsunuz? Eğer öyleyse söylenecek sözümüz yok. Herkese hayırlısı olsun...
|