Bugün size, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, bu halka yaptığı zulümlerden küçük birini anlatacağım.

      Olay, İstanbul’un Çengelköy semtinde yaşanıyor. Biliyorsunuz Başbakan, son Osmanlı Padişahı Vahdettin’in Çengelköy sırtlarındaki  köşkünü, milyonlarca lira harcatarak keyfiye göre onartıp, yeniden dizayn ettiriyor.

     Mevcutları yetmezmiş gibi, orayı da Çalışma Ofisi yapacakmış.

     Bu yapılar hakkında, size önce  özet bir bilgi sunayım. 1970’li yıllarda kısa bir süre vekaleten İstanbul Kültür Müdürlüğü yapmıştım. O yıllarda bu tür yapılarla, Milli Saraylar da Kültür Müdürlüğü’ne bağlıydı. Milli Saraylar, sonradan TBMM’ne bağlandı.

     O görevim sırasında, Milli Saraylar dahil, sanatsal ve tarihi kıymeti olan bütün yapıları  bir bir gezip gördüm. Kullanımları ve korunmaları konusunda bilgi aldım ve o konuda üstlendiğim görevi titizlikle yerine getirdim.

    Bunlardan biri de, Çengelköy’deki Sultan Vahdettin’in Köşküydü.

    1909 yılında Velihat ilan edilen Vahdettin, 1918’de 57 yaşında Padişah olmuştu. 4 aylıkken babasını (Sultan Abdülmecit’i) kaybedince, amcası Sultan Abdülaziz tarafından himaye edilmiş, ağabeyi II. Abdülhamit tarafından büyütülmüştü.

    İşte o dönemde bu köşk kendisine tahsis edilmiş ve Padişah oluncaya kadar burada yaşamıştı. Kızları Ulviye Sultan’la, Sabiha Sultan ve oğlu Ertuğrul Efendi, burada dünyaya gelmişlerdi.

    Köşkü, gezdim ve dikkatle inceledim. Çengelköy’de deniz manzaralı, yeşillikler içinde ve konumu itibariyle göz kamaştıran bir güzelliği vardı.

     Yanımdaki Şube Müdürü’ne şaka yollu takıldım. “Bu köşk, karşıda olsaydı da, Kültür Müdürlüğü’nü oraya taşısaydık.”

     Tabii, olacak iş değildi. Köşk, Tabiat ve Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’nun gözetimi ve koruması altındaydı.

                      TAYYİP ERDOĞAN’IN GÖZÜNDEN KAÇAR MI?

    Recep Tayyip Erdoğan Başbakan olunca, önce Dolmabahçe Sarayı’nı gözüne kestirdi ve deniz manzaralı ilk Çalışma Ofisi’ni burada açtı.

    Daha sonra, Ankara’daki Atatürk Orman Çiftliği’nin ortasında 10 binden fazla kıymetli ağacı kestirip, 650 milyon lira harcatarak, kendisine burada özel bir Saray yaptırdı.

    Mahkemenin yıkım kararına rağmen inşaat devam etti, halen bitmek üzere. İki ay kadar önce yaptığı açıklamada, “Mahkeme filan dinlemem, inşaatı bitirip, yakında oraya taşınacağım ve oturacağım.” Dedi.

    Bunlar olup biterken Erdoğan, bu kere gözüne kestirdiği Vahdettin Köşkü’nü de restore ettirerek, şimdi oraya da taşınmak istiyor. Restorasyon, bitmiş gibi.

                                13 AİLEYE, “KAPI DIŞARI”

       Vahdettin’in Köşkü’nün bulunduğu Hasan Paşa semtindeki Yukarı Sokak’ta, yarım asırdan beri köşke komşu 13 aile oturuyor.

       Bu 13 aile, şimdi tam bir zulüm altında. İstanbul Belediyesi, bu ailelere gönderdiği tebligatta, “Başbakanımız, yakında bu köşke taşınacak. Bu tebligatı aldıktan sonra, 3 gün içinde evlerinizi boşaltın.” Diyor.

     Nereye gidebileceklerini soranlara cevap hazır; ”Nereye giderlerse gitsinler.”

      Peki, “Gitmezlerse ne olacak?” derseniz. Tebligat açık, Temmuz’un 17 sinde binaları yıkılacak.

      Oysa, bir yıl önce Köşk için yapılan çevre düzenlemesinde ve bu maksatla alınan kararda, böyle bir durum yoktu.

      Yoktu, ama Başbakan, bu binalardan rahatsız olmalı ki, “Binalarınızı, derhal boşaltın” deniyor.

                                              ZULÜM;  ÇEŞİT, ÇEŞİT

    Değerli okuyucularım, bu iktidarın vatandaşlara yaptığı zulüm çeşit çeşit. Gün geçmiyor ki, iktidar mensubu ya da yalakaları, maddi çıkarları için insanları taciz etmesin, yerinden yurdundan etmesin.

   Siz şimdi, “Onlar da mahkemeye gitsinler.” diyeceksiniz. Ben de diyorum ki, “Hangi mahkemeye, hangi yargıya gidecekler?”

   Bir memlekette yargı, iktidarın tekelinde ve denetiminde ise; kim, hangi yargıya gidip de hakkını arayacak?

         YOLSUZLUKLA BİRLİKTE,  ZULMETTİKÇE OYLARI ARTIYOR !

      30 Mart yerel seçimlerinde görmedik mi? 17 ve 25 Aralık Yolsuzluk Operasyonları ortaya çıkınca, hemen herkes; “Bu iktidar, artık bitti. Yerel seçimlerde, çok zor oy alırlar.” demişti. Biz de öyle sanmıştık.

    Bir de gördük ki, iktidar seçimden daha da güçlü çıktı ve oyu yine % 45 civarındaydı.

    Yukarıda anlattığım olayın sonucunu, size hemen söyleyeyim.

    Bu 13 aile, yakında evlerini terk edecek. Etmeyenlere, zor kullanılacak ve evlerinden atılacaklar.

    Nereye gidebileceklerini, ben de bilmiyorum. Ama, çok iyi bildiğim bir şey var.

    Bu 13 aile, gelecek ay yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçiminde, oy’larını yine Recep Tayyip Erdoğan’a verecekler!