Ülkemizde klasikleşmiş sözlerle siyaset yapan siyasiler, her seçim döneminde ne konuşacağını hiç düşünmeden ortaya bir yalan atarlar. Sonra dönüp o söylediği yalana kendileri inanırlar. İşte bizim ülkemizdeki siyasetin ne kadar çirkefleştiğini biliyorsunuz. Genel siyasette yapılan yalanların bir değişiği de yerelde yapılıyor. Çünkü yerel siyasetçiler genelin yaptığını örnek alarak hareket ediyorlar. "İşte bizim genel başkanımız bunu söylüyor ve böyle diyor. Bizde öyle yapacağız" diyerek yereldeki şakşakçılar da böyle bir tempo ile takip ediyorlar. Sonunda olan yine halka oluyor. Çünkü halkımız da bu şakşakçılara bu şekilde inanıyor. "Halkımıza hizmetkar olmaya geliyoruz" diyen siyasilerin dürüstlüğünü ölçmek için ne yapmalı bu zavallı halk? Seçimler geldiğinde kandırıldığını nasıl anlamalı halk? Seçim dönemi geldiğinde halkın gözünü boyamak için değişmeyen ve klasikleşmiş sözlerle insanları uyutuyorlar. Seçim öncesi demokrasi “yemi” kullanılarak toplumun değerlerinden beslenen siyasetçiler seçim sonrasında söylenenleri acaba hatırlıyorlar mı?
PEKİ NEDİR DEMOKRASİ? Demokrasi: İktidarın “halkın” elinde, yani bütün vatandaşlara ait olması gerektiği fikrini özetleyen Yunan buluşudur. Demokratik katılımımız ise, geçici temsilcilerimizi seçmeye yönelik verdiğimiz oy ile ifadesini buluyor. Her birey halkın bir üyesi ve eşit olduğundan oylar da eşit oluyor. Kanun karşısındaki bu mutlak eşitlik ilkesini herhangi bir şekilde ihlal eden bir devlet demokrasi çerçevesinde nitelendirilemiyor. Avrupalılara gelince, özgürlük haklarına saygı duyan rejimleri çok severler. Bu yüzden tek başına demokrasi yetmez onlar için bu sebeple “liberal demokrasi” derler. Türkiye'de ise demokrasi hep tartışılan bir kavram olmuştur. Mevcut demokrasinin gücün kimin elinde olduğuna bağlı olduğu gerçeğini herkes bilir ama belli sebep ve çıkarlardan dolayı kabullenmek istemezler. Zaten ülkemizde demokrasi kelimesi değişim süreçlerinde ve yargı konularında akla gelir. Eğer iktidarın lehine ilerliyorsa gelişmeler “demokrasi nerede?” nidaları yolunu alırken kimse duymaz. Duymak işlerine gelmez belki de… Bu kelimenin kutsanmışlığını en çok seçim dönemlerinde fark ediyoruz.
PADİŞAH VE PADİŞAHÇIKLAR Kimi partilerde alınan bütün kararla bir kişinin isteğine göre belirleniyor. Eğer bir partinin tepesinde bir padişah var ve yerellere doğru inecek olursak karşımıza padişahçıklar çıkıyor. Durum böyle devam ederse gidişatın iyi olduğunu hiç kimse söyleyemez. Eğer bu ülkede alınan kararlar bir kişinin elinde olursa demokrasiden bahsedemeyiz. Padişah bu ülkedeki saltanatını devam ettirirse önümüzdeki yıllar oldukça tehlikeli bir hal alacaktır.
DEMOKRASİ ANLAYIŞIMIZ Ülkemizde yargının takip altına sokulacağı çok önceden belliydi. Ülkemizin acil olarak ihtiyaç duyduğu en önemli şey demokrasidir. Ancak Türkiye'ye demokrasiyi getirecek olan kişinin önce demokrasi anlayışını kendi içine sindirmesi gerekiyor. Yani kişi önce demokrasiyi kabul edecek ondan sonra ülkede uygulamaya kalkacak. Evinin içinde demokrasi yapamayan bir kişi sokakta da başarılı olamaz. Bir kişinin uyguladığı demokrasi sadece kendi sahasında olumlu bir karşılık buluyorsa ve diğer bölgelerde ciddi eleştirilere maruz kalıyorsa bu şartlarda demokrasiden bahsetmek mümkün değildir.
|