Moved Permanently

Türkiye'deki siyasetçilerin kimisi dinden, kimisi Atatürk'ten besleniyor. Yıllardan beri böyle olmuştur, olmaya da devam ediyor. Özellikle son yıllarda bu daha da arttı. Günümüz koşullarında insanların duygularını sömüren siyasetçiler bu değerlerden çok daha rahat ve kolayca beslenme yolunu bulup, kendilerini bir yerlere taşımaktalar. Halbuki bunlar, Atatürk ve dinle alakası olmayan ve tamamıyla bu değerleri kendilerine rant kapısı olarak görüp, siyasi yaşamlarını sürdürenlerdir.

Değerlerimizden beslenen siyasetçilerin samimi olmadığını hepimiz iyi biliyoruz. Çünkü bunlar toplumu kutuplaştırıp, ayrıştırarak çıkarları için insanları kullanmaktalar. Burada kabahatin en büyüğü de bizlerde. Çünkü biz vatandaş olarak görevimiz ve gerektiğinde tepkimizi ortaya koymayınca bunlar da bundan güç alarak daha da ileri gidiyorlar. İşte genel politikada görüyorsunuz dalkavukların sarf ettiği cümleler insanları şaşırtıyor.

AK Partili milletvekillerinin birbiri ardına sarf ettiği cümleler hem şaşırtıyor hem de sorgulatıyor. Düzce Milletvekili Fevai Aslan’ın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı kastederek “Allah’ın bütün vasıflarını toplamış lider” ifadeleri ile başlayan söylem yarışı, Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner’in, “Biatse biat, itaatse itaat, ölümüne arkasında duruyoruz. Evet, biz biatcıyız. Biz sadakatle ideallerimizin önderi olan kişinin izinden gitme noktasında evet biat özleriyiz” diyerek sarf ettiği sözler...

AK Partili milletvekillerinin Başbakan Erdoğan’ı övmek için kullandığı biat ediyoruz söylemleri, Allah’ın vasıflarını toplamış. CHP Milletvekillerinin Cumhuriyet ve Atatürk'ten beslenerek  kullandıkları sözler de insanları  şaşırtıyor. Sözlere her iki tarafın kanaat önderleri tepki gösterirken, din ve Atatürk'ün çıkarlar için kullanıldığı savunuluyor. Bunlar 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde Saray'da da yaşandı. Hem de öyle ilginç kareler görüntülendi ki, belediye başkan adayları söylenenleri şimdi kendileri duysa inanamazlar.
2014 Türkiye için ‘seçim’ yılı. Yani bir yerel seçimi geride bıraktık ve ardından Cumhurbaşkanlığı seçimi ile 2014 yılını bitiriyoruz. 2015 yılını da bir genel seçim yılı olarak hep birlikte yaşayacağız. Ancak iki yılımızın seçimlerle geçmesi ciddi ekonomik krizi de beraberinde getiriyor. Ekonomistlerin açıkladığı verilere göre bizi kötü günler bekliyor.
17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu, akabinde ortaya çıkan ses kayıtları ve son olarak da yerel seçimler, ülkeyi ekonomik anlamda gerdi. Yaşanan bunca olayların altından nasıl kalkacağız merak ediyorum.

GÜNAH İŞLEME ÖZGÜRLÜĞÜ
Aralık Operasyonu’nun ardından ortaya çıkan ses kayıtlarıyla ilgili açıklamalarda bulunan İstanbul Milletvekili Metin Külünk, Diyanet İşleri Başkanlığı’nı hedef aldığı açıklamasında, “17 Aralık’ın hiç felsefi boyutu konuşulmadı. Bu noktada Diyanet’e ciddi görev düşüyor. Günah işleyip tövbe edecek kul yarattım diyor Allah. Siz insanların günah işleme özgürlüğüne müdahale ediyorsunuz” sözlerini kullandı. Eski Ekonomi Bakanı ve Mersin Milletvekili Zafer Çağlayan da cemaati kastederek, “Nasıl bir zihniyetle mücadele ettiğimizi bu millet çok iyi görüyor. Sizlere anlatacağım çok şey var. Ama bunları bize bir Yahudi, bir ateist, bir Zerdüşt yapsa anlarım. Ama bunları yapan Müslümanım diye geçiniyorsa yazıklar olsun” dedi.

CUMHURBAŞKANINI HALK SEÇECEK
Ağustos ayında ilk defa halkın seçim sürecine katılacağı cumhurbaşkanlığı seçimi ile meydanlardan hareket eksik olmayacak. 17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu ve birbiri ardına ortaya çıkan ses kayıtlarının da gerilimi artırdığı seçim meydanlarında zaman zaman nezaket kurallarını aşan söylemler de kullanıldı. Siyasi parti liderleri ise, meydanlarda halkla buluşurken, milletvekilleri de kendi bölgelerinde seçim çalışmalarına katkı sağlamış oldular.