Moved Permanently

                              DEVLERİN AŞKI BÖYLE OLUR

         Cemaat, AKP’yi ve Başbakanı kuruluşundan ve 3 seçim döneminden beri açıkça desteklemiş ve iktidar olmasında önemli bir rol oynamıştı.

      Buna karşılık da, devletin Emniyet güçleri dahil, bir çok gücünü ele geçirmiş ve adamlarını devletin kadrolarına yerleştirmişti.

      İşte bu durum, Başbakanı önce rahatsız etti, sonra korkuttu.       

        Oluşmasına izin verdiği güçlerin bir gün karşısına dikilebileceğini anlayan Başbakan, “Ben, onlara her istediklerini verdim.”dedi ve düğmeye bastı. Cemaatle iktidar paylaşımına, artık bir son vermek istiyordu.

       Bunun ilk çaresi de, Cemaatin güçlü olduğu oluşumlarda,  onun dirayetini kırmaktı.

       Cemaatin çok önemli bir gelir kaynağı olan Özel Dershanelerin kapatılması, bu girişimin bir başlangıcı oldu.

       Kamuoyunda ilgiyle izlenen “Devlerin aşkı” öyküsü, tarafların birbirine ihaneti gibi algılanıp, böylece son buluyordu.

       Dershanelerin kapatılması, bugünkü şartlarda doğru mu, yanlış mı? O konuya artık girmeyeceğim.

      Bu köşeyi izleyen okuyucularımın hatırlayacağı üzere, son yazımda kanaatimi tek bir cümleyle ifade etmiş ve “Devlet, okullardaki öğretimi dershaneler seviyesine çıkarıncaya ve sınav sistemini dershaneler sistemine uyduruncaya kadar, dershaneleri kapatmamalıdır.” demiştim.

         Doğru olan da buydu. Onu bırakıp, şimdi yapılmak istenene bakalım.

                             EĞİTİM  BAKANI  ZOR  DURUMDA !

        Başbakan’nın, “Biz, bunun kararını çoktan verdik.” diyerek geri adım atmaması üzerine, Milli Eğitim Bakanı şimdi, ağaçta asılı kalan Tarzan gibi zor durumda.

        Bakan, dershanelerin kapatılması halinde ne yapacaklarını sıralıyor, ama söylediklerine kendisi de inanmıyordu.

        Bakan diyor ki; “Kapatma eylemi, aslında bir dönüşümdür. Dershanelerin % 20’si özel okul olmaya uygun. Diğerlerini, Açık Lise ya da Akademik Lise (ne demekse) veya Etüt Merkezi haline getireceğiz. Ya da, arsa ve ucuz kredi verip, isteyenlerin okullaşmasını sağlayacağız. Öğrenci bulmalarına yardımcı olacağız. Öğrenci ücretlerinin bir kısmını, devlet olarak karşılayacağız. Halk Eğitim Merkezleri’nde, ücretsiz kurslar açacağız. Etüt Eğitim Merkezleri’ne giden öğrencilerin ücretlerini ise, belli bir ölçüde biz ödeyeceğiz. Dershanelerin öğretmenlerini de, devlet kadrolarına alacağız.”

        Bakan, hakikaten zor durumdaydı. Sakın hakaret gibi algılamasın, ama bunların hepsi palavraydı!

        Büyük bir bölümü Apartman katlarında açılan ve hemen hiçbirinin bahçesi bulunmayan bu dershanelerin % 1’ini bile, okula çeviremezsiniz.

        Geçtiğimiz Salı günü özel dershane sahipleriyle yaptığı toplantıda Bakan’ın içine düştüğü durum, beni pek üzdü. Dershane sahiplerini ve kamuoyunu tatmin edebilmek için sarf ettiği sözler, kendi kendine büyük bir zulümdü.

        Bir kısmını yakından tanıdığım Özel Dershane sahipleri, Bakanın sözlerinin gerçekle bağdaşmadığını biliyorlardı, ama devletin otoritesinin karşısında yapabilecekleri bir şey yoktu.

        Bu toz duman içinde, yandaş ve yalaka medya da beni iyice şaşırttı. Düne kadar dershaneleri yere göğe sığdıramayan o satılık kalemler, Başbakana yaranmak için tam bir dershane düşmanı olmuşlardı(!)

       Onları dinlerken, kendimi çirkefin içine düşmüş gibi hissettim.

               DERSHANELER  KAPANIRSA, DEVLET  NE  YAPMALI?

       Bizim “Eşek Hikayesi” bir işe yaramaz ve dershaneler kapatılırsa, devletin getireceği tedbirler, Bakanın söyledikleri gibi olamaz. Çünkü, yalnız benim değil, bu işe kafa yoran herkesin “palavra” dediği bu tedbirler alınamaz. Alınsa da, hiçbir işe yaramaz.

       Alınması gereken ve ilk akıla gelen tedbirleri, maddeler halinde kısaca sıralayalım.

1.  Okullarda görev yapan öğretmenlerle, dershanelerde çalışanlar aynı okullardan mezun olup geldiklerine göre, dershanelerde başarılı olurken, okullarda neden başarılı olamıyorlar? Önce, bu engel ortadan kaldırılmalıdır.

2.  Okullar, fizik şartlarıyla, laboratuar, araç-gereç ve eğitim teknolojisi bakımından dershanelerden daha da donanımlı olduğu halde, dershanelere kıyasla neden başarılı olamıyorlar? Buna rağmen, dershanelerden eksik olan yanlarını bulup, bu engel de ortadan kaldırılmalıdır.

3.  Dershaneler, öğrencilerini bire-bir girecekleri sınav tekniklerini gözeterek hazırladıklarına göre, okullar bunu neden yapamıyorlar? Sınavlar, bütün öğrencilerin önlerinde aşılması gereken birer engel olduğu sürece, okullar öğrencilerini girecekleri sınavlara göre hazırlamalıdırlar.

4.  Devlet, kapatılan dershaneleri sübvanse etmek ve böylece yeniden diriltmek yerine, onlara vereceği paralarla kendi okullarını güçlendirmeli ve öğrencileri, kapatılan dershaneler gibi sınavlara başarıyla hazırlamalıdır. 

                                                           ***                                                    

   Saray’da, Sigara Kaçakçılığı mı Yapılıyor?

     Telefonla arayan kimi hemşerilerim, öteden beri Saray’da sigara kaçakçılığı yapıldığını ve bu sigaraların bir bölümünün, el altından küçük yaştaki öğrencilere satıldığını söylediler.

     Arayanlar, kaçak sigaraların piyasa fiyatının çok altında satıldığını ve çok kolay müşteri bulduğunu ifade ettiler.

    Görüştüğüm İlçe Emniyet Müdürü’müz, konuyu bildiklerini ve ciddi biçimde takip ettiklerini, yakaladıkları hakkında yasal işlem yürüttüklerini söyledi.

    Önü alınamadığına göre, demek ki ortada yasal bir boşluk var.

   Devlet, kanun çıkararak sigaranın bir çok mekanda içilmesini yasakladığına göre, öğrencileri bu illetten koruyamaması düşünülemez.

       Arayan vatandaşlar, ilçemizde alınan tedbirlerin neler olduğunu, şimdiye kadar yakalananlar hakkında ne gibi bir işlem yapıldığını öğrenmek istiyorlar.