* İlçemizin Kaymakamı iken naklen Antalya’ya atanan Gülihsan Yiğit’in, Saray’da kaldığı iki yıl içinde hiçbir hizmeti görülmediği halde, kendisi için nezaketen “Veda Yemeği” düzenlendiğini ve olmayan hizmetleri için kendisine “Şükran Plaketi” verildiğini, * İnşaatının yağmur sularını, havadan uzattığı borularla sokağın ortasına, halkın ve park eden araçların üstüne akıtan Müteahhide, şikayetlere rağmen Saray Belediyesi’nin söz geçiremediğini, * İlçemizin Ayaspaşa Mahallesi’ndeki Recaibey Sokak’ta bulunan ve içinde her türlü pisliğin kol gezdiği ve de bir cinayetin işlendiği terk edilmiş/metruk bina üzerinde Belediyenin henüz hiçbir önlem almadığını, sokaktan geçenleri tiksindiren o pisliğin örtülmesi için, bütün beklentilere rağmen önüne tahtadan bir perde bile çekmediğini, * İlçemiz merkezli Kale-Yonca Otobüs Birliği’nin büyük hissedarı Tamer Çınar’ın, yolcu taşımacılığında Saray ve çevresi halkına büyük hizmeti olduğunu, ancak beyaz eşya ve mobilya ticareti yapan oğlu Kazım Çınar’ın, malını satıncaya kadar müşterisiyle ilgilendiğini, satıştan sonra sırt çevirdiğini, * Başta inşaat işleri olmak üzere, dışarıdan Saray’a gelerek iş yapıp para kazanan müteşebbislerin, her gün ceplerini doldurdukları halde, ilçemize bir okul, bir sosyal tesis yapmadıklarını ya da benzeri ve kalıcı hiçbir katkıda bulunmadıklarını, * Gözlem Gazetesi’nin bundan önceki sayısında ve bu köşede yayınlanan “AK Parti Saray Teşkilatına Tavsiyeler” başlıklı yazımdaki beklentilerin gerçekleşmesi için, Teşkilatın yoğun bir çalışma içine girmesinin beklendiğini, * HAS Parti’nin, Bayramdan sonra AK Parti’ye katılacağını, muhalefet partisi olduğunu unutup, sürekli iktidarı destekleyen MHP nin de, bu gidişle AK Parti’ye katılmasının beklendiğini, * Yoğun elektrik kesintileri sebebiyle Saray ve çevresi halkını iyice bıktıran TREDAŞ’ın, önümüzdeki kış mevsiminde aynı sıkıntıların yaşanmaması için sıkı tedbir aldığını ve çalışma yaptığını, * İlaç israfını önlemek için Sağlık Bakanlığı elemanlarının yakında evlere gidip, ilaç kontrolü yapacağını, * Saray İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün, Ramazan münasebetiyle muhtaç ailelere erzak dağıttığını, Emniyetin böyle bir yardım fonunun olup olmadığının bilinmediğini, varsa muhtaç vatandaşların bunun devamını beklediklerini, * AKP iktidarının, Askerlik Kurumu’nu yerle bir etmesi üzerine, artık hiç kimsenin çocuklarını Askeri Okullar’a vermek istemediğini, * CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün, PKK tarafından kaçıldığı iddialarının bir tertip ve düzmece olduğunu, durumun anlaşılması üzerine partinin zora girdiğini ve bu tezgahtan pişmanlık duyduğunu, Kemal Kılıçdaroğlu’nun çok zor durumda kaldığını, * 11.000 lira aylık maaş alan Milletvekillerimizin, ayrıca 4.500 lira maaş alan birer Danışman’la, 3.900 lira maaş alan birer Sekreter’e ve 3.000 lira maaş alan birer şoföre sahip olduklarını, kendilerine ayrıca ayda ortalama 2.500 lira da benzin parası ödendiğini, * Çocukları şehit olan vatandaşların ödediği vergilerle devletten maaş alan BDP Milletvekillerinin, Şemdinli yolunda PKK’lılarla kucaklaştığını, PKK’nın kuruluş yıldönümünde, kutlamalara katılıp halay çektiklerini, * Milli Eğitimi berbat etmesi üzerine Bakanlık görevinden alınıp, AK Parti’nin Parti Sözcülüğü’ne getirilen Hüseyin Çelik’in, “Üç-beş şehit için Meclis toplanmaz.” dediğini, bütün tepkilere rağmen sözünden geri dönmediğini, başka gaflarıyla da ünlenen bu kişinin, partide hala kapının önüne konmadığını, * Hiçbir siyasinin, üst bürokratın ya da namlı ve zengin bir zatın çocuğunun şehit olup cenazesinin gelmediğini, çünkü onların paralı askerlik yapıp, yurt savunması için o tehlikeli bölgelere gitmediğini, * AK Parti’ye “yalaka” lıkta önde gelen gazetecilerden Nazlı Ilıcak’ın da, artık Başbakanı “Dost, acı söyler.” diyerek eleştirdiğini ve bindiği gemiyi terk etmek niyetinde olduğunu, * Kendilerini sanatçı sanan kimi ahlak düşkünlerinin, magazin basında “seviyeli beraberlik” olarak niteledikleri “fuhuş” eylemlerinin giderek arttığını, yüce dinimizi referans alan iktidarın ise, bu rezilliğe öteden beri seyirci kaldığını, * Beklenen İstanbul depreminde tehlikenin gittikçe yaklaştığını, böyle bir felakette en az 100 bin kişinin öleceğini, kalanlarınsa çadır kurmak için boş alan bulamayacaklarını, çünkü AKP yandaşlarının İstanbul’daki bütün boş alanları “Kentsel Dönüşüm” numarasıyla ele geçirip “rant” kapısı yaptığını, * Sudan sebeplerle ve gerekçelerle halkı soyan Bankaların, bu soygun yolunun artık kapanacağını, Kredi Kartı Aidatı, Hesap İşletim Ücreti, İşlemsizlik Ücreti, Sigorta Bedeli, Muhtelif Katkı Payı, Ekspertiz Ücreti, İpotek Tesis Ücreti, Komisyon, Havale Ücreti, EFT Ücreti, ATM Bakiye Görüntüleme Ücreti, Dekont Ücreti, Ekstra Ücreti... gibi tam 31 kalem ücretin bundan sonra yürürlükten kaldırılacağını, * Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, “İmsak” vaktini yanlış hesaplaması yüzünden, 30 günlük Ramazan Orucu’na, Kur’an hükmüne aykırı olarak en az bir saat önce başlandığını, o sebeple Yatsı Namazı Vakti ile Sabah Namazı Vakti’nin karıştırıldığını, * Benzin fiyatlarının artmasına rağmen, araba satışlarının da arttığını, ancak benzin satışlarının azaldığını, çünkü araba alanların kullanmak yerine, arabalarını garaja çekip sadece seyrettiklerini, * 5.5 yaşındaki çocuğunu okula göndermek istemeyenlerin, şimdi rapor almaya zorlandıklarını, aslında 6 yaşındaki çocukların bile okula gönderilmesinin, çocuk psikolojisi ve eğitimi yönünden uygun olmadığını, Biliyor musunuz ? |