|
||
İnsan, Bu Dünyada Aklı Kadar Rahat Eder! | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Yüce Yaradan, herkese yetecek kadar “akıl” ve bunu “kullanma yeteneği” vermiştir. Akıl, bir nimettir. Bunu iyi kullananlar, dönüşü olmayan bu dünyada rahat ederken, ötekileri “aptal” olarak anılırlar. Semavi dinler, Allah’ın canlılardan sırasıyla önce bitkileri, sonra hayvanları ve nihayet insanları yarattığını kabul ve beyan ederler. Antropoloji bilimi de, aynı kabulün içindedir. Bu yaradılışta bitkiler statik (bulunduğu yerde hareketsiz/başka yere gidemeyen konumda), hayvanlar hareketli ancak, içgüdüleriyle hareket edebilirken, insanlar ise “Akıl” yeteneği ile hareket etmektedirler. Canlı varlıkların içinde insanları en sonra, ancak en üst mertebede yaratan yüce yaradan, verdiği bu aklı onlara kullanma yeteneğini de vermiştir. Bunu doğru kullanmak bir ruhsat değil, bir mecburiyettir. Motorlu bir aracı doğru kullanmak nasıl bir mecburiyetse ve aksi halde kazalar kaçınılmaz ise, aklı doğru kullanmak da o sebeple bir mecburiyet ve aksi durumda kaza ve benzeri felaketler kaçınılmazdır. US’LU OLMAK, AKILLI OLMAKTIR Us’lu olmak, her ne kadar uysal olmak, yaramazlık yapmamak anlamında kullanılsa da, “Us” akıl demektir ve “Us’lu olmak” da, akıllı olmak anlamına gelir. İşte, bir insan için gerçek anlamda Us’lu olmak, büyük bir meziyettir, farklılıktır ve başkalarına kıyasla üstünlüktür. Yaradılışından beri, insana mutlu bir yaşam sağlayan bütün imkanlar, akıl yoluyla elde edilmiştir. Elde olmayan ihtimalleri ve aksilikleri bir tarafa bırakırsak, aklın iyi oluşumlar için ve doğru kullanılması, insana sağlıklı uzun ömür ve mutluluk getirmiştir. Bilindiği gibi, aklı mantığın dışına kaydırmak, “akıl tutulması” olarak nitelenir ve akıllı bilinen insanlar için şaşırtıcı bir durum ortaya koyar. ÖFKE’NİN, AKLIN ÖNÜNE GEÇMESİ Sıkça kapıldığımız ve kimi durumlarda frenleyemediğimiz “öfke”, birden bire aklın önüne geçer. Öyle bir hal alır ki, en tatlı bilinen bal’dan bile tatlı hale gelir. Ne var ki, öfke denilen bu illet, kimi durumlarda insanın başını, telafi edilemeyecek dertlere sokar. Eskiler, boşuna dememişler. “Öfke gelir göz kararır, öfke gider yüz kızarır.” diye. Buradan da anlaşılıyor ki hiç, ama hiçbir sebep, aklın önüne geçmemelidir. Akılla öfke, hiçbir zaman dost olamazlar. Ancak, aklını iyi kullanmasını bilenler, öfkenin önüne set çekebilirler. İnsan, akılla barışık olmayan bu illete kapıldığında, onun isteğini yerine getirmeden, “Şimdi, öfkemin istediğini yaparsam, sonra pişman olur muyum?” diye, mutlaka düşünmelidir. Zaman dar ise, bunu hemen yapmalıdır. Geniş zamanda ise, zaten öfkesini yenmesini bilecektir. Bir insan, daha sonra pişman olacağı bir hareketi, hiçbir zaman yapmamalıdır. Pişmanlık, ilahi hükümlere göre “Allah’a karşı tövbe”, beşeri kanunlara göreyse, suça karşı verilecek cezayı hafifletme sebebidir. Ama, biz yine de pişman olacağımız bir hareketi, katiyen yapmayalım. AKLIMIZI, DOĞRU KULLANALIM Tahsil ve terbiye, aklı doğru kullanmada önemli bir vasıtadır. Ne var ki, her tahsil yapanın aklını doğru kullandığını söyleyemiyoruz. Yine eskilerin; “Tahsil cehli (cahilliği) giderir, eşeklik baki kalır.” demesi ya da “Eşek, kitap taşımakla müderris (bilim adamı) olamaz.” sözleri, aklı iyi kullanmada, kimileri için tahsilin de yeterli olamayacağını gösteriyor. Düşünmek, aklı iyi kullanmada çok önemli bir yoldur. Düşünmeden hareket edenler, aklını iyi kullanamayanlardır. Düşünmeden atılan adımlar ve düşünmeden söylenen sözler, insanın başını derde sokabilir. VE İNSAN, BU DÜNYADA AKLI KADAR RAHAT EDER ! Bu sözü, rahmetli Vehbi Koç’tan duydum. Vehbi Bey’le, bir gün İstanbul turuna çıktık. Onun, Sarıyer’de yaptırdığı bir okulu, başka bir okula taşıyacaktık. Vehbi Bey’i arabama aldım ve önce okulları gezdik. Dinlenmek için, Emirgan’da oturup bir çay içtikten sonra da, öğle yemeği yedik. Vehbi Bey’de laf çok. Hem de, ne laflar. Vehbi Koç’a önce, nasıl zengin olduğunu sordum. “Bu soru, bana çok soruluyor.” dedi ve anlatmaya başladı. Vehbi Bey’i, çok dikkatli dinledim. Lafını bağlarken, “Aklını iyi kullanırsan, sen de zengin olabilirsin. Zenginlik, insana rahatlık sağlar.” dedikten sonra, taşı yerine oturttu ve; “Akay Bey, insan bu dünyada aklı kadar rahat eder.” dedi. Değerli okuyucularım. Tekrar ediyorum, akıl bir nimettir. Onu, iyi kullanmak gerekir. Aklını iyi kullanamayanların, sırtına binerler. Siz, hiç kimsenin sırtına binmeyin, ama hiç kimseyi de sırtınıza bindirmeyin. * Mübarek Ramazan Ayı’nın, değerli okuyucularıma ve hemşerilerime, aile efradıyla birlikte hayırlarla, bolluk ve bereket getirmesini diliyorum. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.