|
||
Her Akşam, Kanal A da İzleyin Adnan Hoca Gazinosu | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Dini neşriyat yapan A9 adlı Televizyon kanalında, Adnan Hoca’yla kadınlarının eşliğinde artık, en güzel şarkı ve türküler de çalınıp, söyleniyor. Hocanın kadınları, oturdukları yerden, varyete sanatçılarını kıskandıracak kadar güzel dans edip, bu şarkılara eşlik ediyorlar. Amaaa... Ben ve kardeşlerim, doğuştan musikiyi severiz. Babam da, annem de severlerdi. Çocukluğumuzda, bir kutuyu ya da bir teneke parçasını ritim saz yapıp, şarkı türkü söylerdik. Radyodaki müzik neşriyatını ise, hiç kaçırmazdık. Musiki, içimize o kadar işlemişti ki, sünnet olurken Yaşar Usta’nın üflediği klarnetin sesini duyunca, Sünnetçi Salih Usta’nın usturasının acısını hiç duymadım. O yıllarda, senede bir defa yapılan ve üç gün süren Saray Panayırı’ndaki Çadır Tiyatrolarında, en güzel müzik parçalarını dinler, varyete sanatçılarının en güzel danslarını seyrederdik. Panayıra, Toros ve Memleket Tiyatrosu adında iki Tiyatro gelirdi. Toros Tiyatrosu’nun sahibini öğrenemedim, ama Hisseli Memleket Tiyatrosu’nun sahibi Yıldırım Hatice’ydi ve en çok tutulan tiyatro da o’ydu. “İki oyuna bir bilet, bu oyun bedava” diyen çığırtkanların sesini duyan 80 yaşındaki dedem, çadırın en önündeki koltuklara oturur, gösteri boyunca daima çift gözlük kullanırdı. Sahneye, önce seyirlik olarak dizilen dekolteli kadınlar, birer şarkı söyledikten sonra topluca terk ettikleri sahneye, bu defa tek tek çıkıp danslarını sunarlardı. Yaz sonuna doğru Vize’den başlayan panayırlar sırayla Saray, Çerkezköy, Çorlu, Tekirdağ, Çatalca ve diğer il ve ilçelerde devam eder, meraklılar öncelikle bu tiyatrolara koşarlardı. ADNAN HOCA, BANA O GÜNLERİ HATIRLATTI Bilindiği gibi, kamuoyunda Adnan Hoca olarak anılan Adnan Oktar, A9 adlı ulusal bir televizyon kanalı kurdu. Dini amaçlı yayınlar yapan bu kanal, daha çok belgeseller yayınlıyor. Ayrıca, açık oturum ve benzeri bilgilendirme programları da yapıyor ve ilgiyle izleniyor. Ancak, Adnan Hoca’nın bir gurup genç bayanla bir araya gelip yaptığı program, hepsinden daha çok izleniyor. Yayın ilk başladığı zaman, hoca tesettürlü bayanlarla programa çıkmaya başladı. Bir kısmı kara çarşaflı, ama aşırı makyajlı olan bayanlar çarşaflarını çıkarınca, öteki bayanlar da dekolte kıyafetleriyle dikkat çekmeye başladılar. İfrat’ın yerini, birden tefrit alıverdi. Ortaya çıkan dekorla, yayının amacı uyuşmayınca, hoca eleştirilerin hedefi oldu. Ancak, o eleştirilere aldırış etmedi ve “Bu, benim zevkim” deyip, yayına devam etti ve ediyor. Gündüzleri ve kimi geceler, Saat 24.00 den sonra başlayan canlı ve bant yayınlar, benim de ilgimi çekti ve ben de izleyenlerden oldum. Ne var ki, programın formatı birden değişti. Dini sohbet ve bilgilendirme yapan Adnan Hoca, eline aldığı kumanda aletiyle, şarkı-türkü neşriyatına geçiverdi. Oyun havaları da, çabasıydı. Genç bayanlar, oturdukları yerden kıpırdamaya başladılar. Müzik o kadar oynak ki, hareketsiz durmak mümkün değil. Program bana, bizim o eski panayır günlerini hatırlattı. SESİ DETONE, AMA MÜZİK YETENEĞİ VAR Adnan Hoca, elindeki kumandayla sesi kısıp, bazen de kendi söylüyor. Bayanlar da, ona eşlik ediyor. Hocanın sesi detone, ancak müzik yeteneği var. Bir ara, ritim saz (darbuka) çalar gibi yapınca, sahiden çalıyor sandım. El hareketleri profesyonel bir ritim sazcıdan daha başarılıydı. Keza, kanun sesine uyarladığı el hareketleri de, değme kanunculara taş çıkartıyordu. Öte yandan, “Yanlış anlaşılmasın.” demesine rağmen, sık sık havaya kaldırıp içtiği kadehin içinde ne olduğunu ise, sadece o biliyor. OLMADI BE ADNAN HOCA ! Bu yazıyı, onu yermek için yazmadım. Atatürk’ün; “Musiki hayatta lazım değildir. Çünkü, hayat musikidir. Musikiyle meşgul olmayan mahlukat, insan değildir.” sözünü, öteden beri bildiğim için, onun musiki sevgisini ve zevkini takdirle karşılıyorum. Amaaa… Din içerikli bir programın içine, program sırasında sazlı sözlü musikiyi sokup, mekanı gazino ortamına dönüştürmek, programın amacı ile hiç örtüşmüyor. Onun, sürekli olarak konu ettiği “Mehdi” hakkında da, bir çift sözüm var. Hazreti Mehdi, kendimi bildim bileli, İslam aleminin gündemine hiç girmedi. İslam bilginleri tarafından da, hiçbir şekilde tartışma konusu yapılmadı. Onun zuhuru konusunda, Kur’an ve sahih Hadislerde de açık bir hüküm yok. Bu durumsa, onun yok olduğu anlamına gelmiyor. Bu çe²?evede, onun sürekli gündem konusu yapılması ve kimi din adamlarının zorlanarak, onun zuhuru hakkında beyanlar ortaya atması, halkımız tarafından artık benimsenmiyor. A9 Televizyonu’nun belgesel programlarını, doğru, çarpıcı ve çok faydalı buluyorum. Gazino formatlı programla, dini amaçlı programlar birbirinden ayrılırsa, ben bu kanalı izlemeye devam edeceğim. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.