21. yüzyıl toplumlarında gelişen teknoloji ve bilime rağmen insanın gördüğü baskı ve zulümler şeklini değiştirerek devam etmektedir. Öyle ki gelişen teknoloji ile insanların acıları arasında doğru bir orantı olduğunu söylemek mümkün. Japonya’da meydana gelen termik santral faciasında ve Roboski’de insansız savaş uçaklarının öldürdüğü masum insanlar buna en güzel örnektir. Buradan baktığımızda hangi millet, hangi ırk olduğumuz aslında hiç de önemli değildir. Çünkü acının dili, ırkı, milleti hiçbir şeyi yoktur, acı acıdır. Bu konuyla ilgili olarak Dr. Steve Best tarafından kaleme alınmış ve çok çarpıcı bulduğum bir makaleyi köşemde sizlerle yazı dizisi şeklinde paylaşmak istiyorum.
Ortak Doğalar, Farklı Kaderler: Türler Arası Bir İttifak Politikasına Doğru
Dünyanın gözleri Dünya Ticaret Merkezi yıkıntılarına dikilmişti binlerce insan ölürken. Aynı anda sıradan bir mezbahada çok daha fazla sayıda domuz, tavuk, hindi veya büyük baş hayvan diğer terörist eylemler sonucunda, aynı dakikalarda öldürüldü. Bir terörizm eylemi sıra dışı, illegal ve ahlâk dışıyken diğeri son derece rutin, legal ve çoğu insana göre son derece kabul edilebilir bir şeydi. 11 Eylül ilk türden bir trajediydi, bitmek bilmez bir medya ilgisi gördü; ama hayvanlara her saniye yaşatılan 11 Eylül vurdumduymazlık örtüsü altında, çok daha uzun süre devam ediyor, hem işkence ve barbarlıkla dolup taşıyor. İnsan ve hayvan acısını karşılaştırmaya cüret mi ettiniz? Herhalde toplama kamplarıyla fabrika çiftlikleri arasında benzerlikler bulmak kadar insanları deli eden az şey vardır. Vegan Voice’a yazdığı bir mektupta United Poultry Concerns başkanı Karen Davis 11 Eylül’ün hayvan ve insan soykırımlarını karşılaştırdı. Davis anında katrana batırıldı, tüyleri yolundu, kötü şöhreti Howard Stern Show’a çıkmasını bile sağladı. Karen Davis ve diğerleri ile birlikte ben de insan ve hayvan türlerinin dikkat çekmek ve görmesi gereken tepki anlamında birbiriyle karşılaştırılabilir bir özellik taşıdığını ifade etmeye cüret ediyorum. Charles Patterson’ın “Eternal Treblinka: Our Treatment of Animals and the Holocaust” kitabında belgelendiği gibi soykırımdan hayatta kalmayı başarabilen birçok insan ve birçok Yahudi hayvanların kitlesel olarak öldürülmesi ve Nazi soykırımı arasında paralellikler görüyor. Theodor Adorno’nun söylediği gibi, “ Auschwitz bir insan bir mezbahaya bakıp “ama onlar hayvan” dediği zaman başlar”. |