Tepede Brak, altında Merkel, Sarkozi. Brak emrediyor, birileri de yerine getiriyor emirleri. Bu isimlerin hiçbir önemi yok. Önemli olan emperyalizme hizmet etmeleri. Hizmet ettikleri sürece varlar, sonrası bilinen öykü. Kullan ve at. Sen de, beni kullanın ve atına razısın. Ermeni sorunu yine devreye girdi. Ermenistan işsizleriyle ortadayken, onlara yardım etmeyi düşünmeyen diaspora, bu sorunu Türkiye açısından kaşımayı seviyor. Amaç böl, parçala ve yönet. Çünkü Türkiye dünyanın merkezi gibi. Stratejik konumu emperyalizmi çıldırtıyor. İnsan haklarcıların sesi nedense bu aralar kesin. Adam yasa çıkarıyor, ‘bak Ermeni soykırımı yok dersen kulağını çekerim ha!’ buyur abi, sana çift kulak, ‘Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır’. Hani demokrasinin beşiği, nerede? Yoksa bu beşiği emperyalizm sallıyor da, insan hakçılar ninni mi söylüyor. Neyse geçelim. Hiç bağırıp çağırmaya gerek yok, önce kendi tarihimizi iyi öğrenelim ve büyük emeklerle çıkarılıp kamuya sunulan o dönemin belgelerini okuyalım ve tam bağımsız bir kimlikle dimdik duralım. O zaman çevrenize bakın, ne Brak, ne Merkel, ne de Sarozi göreceksiniz. İş birlikçilerini söylemeye bile gerek yok. Fransa’da bu gümbürtü sürerken milletvekillerine iyi bir zam geldi. Helal hoşları olsun. Adı üstünde milletin vekili. Vekaleti vermişiz niye kızıyoruz anlamıyorum. Ben Saray’da 300 lira kira veriyorum, vekil lojmanı yoksa Ankara’da 3000 lira veriyor. Az para mı? Hem meclis başkanı açıkladı, masraflarını kendi ceplerinden yapıyormuş vekilerimiz. Bu ayıp da bize yeter, vekilimize masraf yaptırılır mı? Seçilmek için ne paralar harcıyorlar bir düşünün? O insanlar ki, milleti düşündüklerinden, vatanı düşündüklerinden binlerce lirayı heba ediyorlar seve seve. Siz bana bir milletvekili gösterebilir misiniz, milletvekilliğinden sonra zengin olmuş, halkın parasını cebellazi etmiş? Ey halkım biraz kendine gel ve vekiline sahip çık. Onlar bizim vekilimiz. Sen Van’da yangınlarla, depremlerle öleceksin; işsizlikle çıldıracaksın ve eğer iş bulabilmişsen o asgari ücretle yaşayacaksın ama sadece yaşayacaksın ki, onlar da senin artırdıklarınla maaşlarını artırsınlar. Aslında gevezelik bunlar, kimin vekili bunlar? Halkın. Halk kim? Biz. Yani vekaleti veren biziz, niye bağırıp çağırıyoruz ki? CHP milletvekili Aygün, kara leke lafını hem Dersim, hem de 1915 Tehciri için kullanıyor. Bence CHP, bu milletvekiline bir temizlik fabrikası kursun ve o ürettikleriyle tüm kara lekeleri temizlesin. Böylesine fedakar bir vekilimiz var, daha ne istiyoruz ki? İleri demokrasilerde böyle olur hep. Sorumsuzca konuş dur. Aslında Aygün’nün bu kara leke fabrikasını büyütmek gerek. Adam tüm dünyadaki kara lekeleri temizlemek için çıldırıyor. Amerikalıların Kızılderili lekesi, Fransızların Cezayir lekesi, İngilizlerin Hindistan lekesi, Almanların Yahudi lekesi diye bir şey yok. Adam biliyor tüm kara lekeler Türklere ait. Nasılsa ses çıkaran yok, ‘vur abalıya’. Aslında Kerbela diye de bir şey yok, Hüseyin diye de bir ad yok. Muaviyelik, Yezitlik şimdilerde baş tacı kimileri için. Birden çocuğumun sesiyle kendime geldim. ‘Baba, temizlik parası, sınav parası ve spor parası verir misin?’ demez mi? Şöyle sert sert baktım ve dedim ki, ‘Kızım sen hangi özel devlet okulunda okuyorsun? Şaşkın şaşkın bakarken yüzüme çıkarıp istediği parayı verdim. Bu kadar zam aldığımıza göre bunları da verelim değil mi? Saray, 28 Aralık 2011. |