|
||
İki ayaklı çakallar | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Yaşamı boyunca hiçbir başarı elde etmeyen, kendi ayakları üzerinde durmayı beceremeyenler, emek, hak, hukuk ve alın teri nedir bilmeyen iki ayaklı çakallar başkaların avıyla beslenirler. Türkiye genelinde olduğu gibi ilçemizde de bu iki ayaklı çakallar yorulmadan yaşamlarını bu şekilde sürdürüyorlar. Ben rahmetli Kemal Sunal'ın filmlerini severek seyrediyorum. Bu filmleri seyrettikçe hayatta yaşadıklarımdan ders çıkarıyorum. Aynı zamanda büyük keyif de alıyorum. Kimse gerçekleri anlamak istemese de Kemal Sunal'ın filmleri anlamak isteyene çok şey anlatıyor. Onun sayesinde dünyanın değişik coğrafyalarında olan biteni görmek fırsatı yakalıyorum. Kanalın birisinde çakalların yaşamı ile ilgili bir belgesel seyrettim. Bu hayvanların yaptığı bir şey dikkatimi çekti. Aslında bu hayvanların nasıl yaşadıklarını belgesellerde zaman zaman izliyorum. Bunca izlememe rağmen kaçırdığım yönler de oluyor. Biliyorsunuz, çakallar avlanan hayvanlar değil. Yaşamlarını başka hayvanların avladıklarından çalarak sürdürüyorlar. Örneğin Arslan avlanıyor, kendisinin ve yavrularının karnını doyurduktan sonra artanı bırakıp gidiyor. Çakallar da kalanı mideye indiriyor. Ya da, çita gibi kendilerinden daha güçsüz olan hayvanların avlarını, sürü halinde gelip, avcıyı korkutarak kaçırmak suretiyle ele geçiriyorlar. Bu nedenle, hiçbir hayvan çakalı yakınında istemiyor ve onların kokusunu aldığı zaman da oradan uzaklaşıyorlar. Bunu izleyince, ister istemez çevremizdeki iki ayaklı çakallar aklım geldi. Hayatta Atatürk’ü sevmediği halde trend gereği hızlı Atatürkçü kesilen, dinle, Allah'la alakası olmadığı halde yine trend gereği sakal uzatıp, badem bıyık bırakıp gerçek dindarların arasına karışan iki ayaklılar. Aslında bunlar hep aynı insanlar. Atatürkçü geçinenler de dindar geçinenler de. Rüzgarın estiği yönü çok iyi tahmin edip, kokuları alınmasın diye herkesten önce rüzgara doğru yürürler, koku ve şekil değiştirerek asıl avcıların etrafına sokulur ve onların rantını yerler. İşte anlatmak istediğim konu da şu. Bizim ilçemizde de iki ayaklı çakallar birilerinin, "sidikleri, dışkılarını" kendilerine sürerek onların gölgesinde yaşamlarını sürdürüyorlar. Önemli olan onları sofraya oturtmamaktır. Artıkla beslendikleri sürece muhtaç ve korkaktırlar. Onlara doğru dönüp kükrediniz mi ortadan yok olurlar. Ama, çakallarla sofraya oturursanız, sonuçlarına katlanmak zorunda kalırsınız.
|
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.