|
||
Para mı Koca mı | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Kocası, trafik kazasında ölen kadına göre para. Başka kocalar bulabileceğini düşünen kadın, her halde “Para zor kazanılıyor.” diyerek, parayı tercih etti. Kusur kadında değil, o kadını tercih eden kocada. Yazım, biraz magazine koksa da, hayatın gerçeklerinden. Hatırlayalım, Sinan Çetin adlı film yönetmeninin, Rüzgar adındaki haşarı oğlu, son model arabasıyla İstanbul Beşiktaş’ta bir trafik kazası yaptı. Aşırı içkili olan Rüzgar, çarptığı Polis arabasında bulunan Polislerden birinin ölümüne, birinin de ağır yaralanmasına sebep oldu. Rüzgar tutuklanıp, hapse atıldı. Yalnız oğlu değil, babası da “Rüzgar” gibiydi. Araya adamlarını koydu, davacı olan yaralı polisin eşine 250 bin lira vererek ikna etti ve eş şikayetinden vazgeçti. ÖTEKİ EŞ, VAZGEÇMİYOR! Ölen Polisin eşi ise, “Ben, şikayetimden asla vazgeçmem.” dedi. Rüzgar’ın, tutuklu olarak yargılanmasına devam edildi. İktidara da yakın olan ve ondan avantajlar sağlayan baba Sinan Çetin, öteki kadını da ikna etmeyi başardı. “Davamdan katiyen vazgeçmem!” diyen kadın, davadan ve şikayetinden vazgeçti. Yaralı Polisin eşini 250 bin lira ile ikna ettiklerine göre, ölenin eşinin ne kadar para aldığı, şimdilik bilinmiyor. Bilinen bir şey varsa kadının eşini değil de, parayı tercih ettiği anlaşılıyor. Muhtemeldir ki kadın, “Koca, her zaman bulunur. Ancak, parayı bulmak zor.” diyerek, kocasını para ile değişmiş oldu. Takdir, onundur. Ancak, bundan ders çıkarmak gerekir. Olayı, yazımın konusu yapmamın sebebi de budur. Böyle kadınlar dost değil, düşman başına! Cumhurbaşkanı, Gündemi Değiştirdi! Ülkenin durumu “karma-karışık” iken, Muhtarları toplayan Cumhurbaşkanı, “Lozan Anlaşması’nı bize zafer diye yutturdular.” diyerek, gündemi değiştirmeyi başardı. Kendisi de biliyor ki, Lozan sadece bir zafer değil, yeni Türkiye’nin “Varoluş” belgesidir. Bir öğretmen olarak, ona buradan tarih dersi verecek değilim. Benim dikkatimi çekense, daha önceki bir toplantıda Lozan’ı öven Cumhurbaşkanı, Muhtarlardan büyük alkış almıştı. Lozan’ı yerince de, Muhtarlardan yine büyük alkış aldı. Anlaşıyor ki, bu Muhtarları bütün tören ve toplantılara götürmek gerekiyor. Hatta, Spor Kulüpleri bunları maçlara çağırıp, “Amigo” olarak da kullanabilirler. Onlara, birer yemek ısmarlamak kafi. Olağanüstü Güzellik! Millet için değil, iktidar için tabii. Darbe bahanesiyle ilan edilen “Olağanüstü hal uygulaması”, hükümete büyük kolaylık getirdi ve onlara “Olağanüstü Güzellik” oldu. Kanun yerine çıkardıkları Kanun Hükmündeki Kararnamelerle, artık diledikleri icraatı yapabiliyorlar. Meclisin denetiminden kaçan hükümet, istediği kararları alıp uyguluyor. Adalet Bakanı’nın son verdiği demeç, beni iyice şaşırttı. Bakan diyor ki, “Olağanüstü hal dönemlerinde, Anayasa’ya aykırı kararlar da alınabilir.” Zaten, Anayasa filan dinledikleri yoktu. Hukuk devleti olamayan Türkiye, artık kanun filan da tanımadığına göre, “Kanun Devleti” bile olamıyor,demektir. “Kabile Devleti” derseniz, böyle bir devletin vatandaşı olmaktan büyük üzüntü duyarım. Bir gün gelir, “Kanun Devleti” olmayı bırakın, “Hukuk Devleti” oluruz inşallah. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.