Moved Permanently

    Değerli okuyucularım, bildiğiniz gibi Radyo ve Televizyon yayınlarını denetlemek için,  Meclisteki siyasi partilerin güçleri oranında üye vererek kurulan “Radyo Televizyon Üst Kurulu”, denetim görevini katiyen yapmıyor.

      İktidarın maşası haline gelen bu kurum, iktidara karşı yayın yapanlara ceza vermekten, yayın yoluyla ticaret yapanlara ise, göz yummaktan başka hiçbir iş üretmiyor.

      Okuyanlar hatırlayacaklardır. Bu sütunlardan daha önce de ifade ettiğim gibi, kendi başına buyruk yayın yapan ve denetim nedir bilmeyen yüzlerce özel televizyon kanalı var. Bunlar, doğru dürüst yayıncılık yapmak yerine, halkın ahlakını bozmaya meyilli ve kimi tapon malları satıp para kazanma derdinden başka bir şey düşünmüyorlar.

      Açınız bu kanalları. Çöplüklerden topladıkları eski filmleri göstermekten öte, ipe sapa gelmeyen öteki yayınlara ilaveten pazarladıkları malların tanıtımını yapıyorlar.

     “Tele Alış-Veriş” olarak adlandırdıkları bu yayınlarda erotik resimler yayınlayıp, cinsel gücü artıran ilaçlardan tutun da, bel ağrısına ya da şifası olmayan bütün hastalıklara çare  deyip, halkı kandırdıkları ilaçları satıyorlar.

      Öyle ki, “Bir alana, bir bedava” ya da “Kargosu bizden” diyerek halkı iyice uyutuyor ve kazıklıyorlar.

      Hele “İki farklı resmi bulun” diyerek, canlı yayın gibi sundukları ve  arayanların dakikası 20 liradan ödedikleri telefon ücretlerine kadar, her türlü kandırmayı ve dolandırmayı, göz göre göre yapıyorlar.

     Onların, tek amacı var. RTÜK’ün gevşekliğinden yararlanıp, halkı dolandırmak ve soymak. “Arayan var mı?” derseniz, hemen bütün saf insanlar arayabiliyor ve dolandırıldıklarını, bir türlü anlamıyorlar.

                DİNİ DUYGULARI SÖMÜRÜP, DOLANDIRIYORLAR

      Yakın geçmişte de, bu sütunlarda yazdım. Dini neşriyat yapıp, halkı dolandırmak da şimdi  iyice moda olmuş.

     Muska satan mı istersiniz, sihirli dualar kitabı satan mı istersiniz? Dini içerikli metaların satımı da, şimdi çok revaçta.

     “Afrika’ya gönderiyoruz.” diyerek, Kur’an-ı Kerim satanlar da var. Yani, siz parasını veriyorsunuz, onlar sözüm ona Afrika’ya gönderiyorlar. Yerseniz tabii.

     Kendini “Mehdi” gibi ilan edip, dua pazarlayarak halkı kandıranlar ise, Allah’tan bile korkmuyorlar.

      Hele o cinsel içerikli, bol erotik resimli yayınlar. Öğrenim çağındaki çocukların ahlakını bozmak için, bundan daha iyi bir yayın türü bulunamaz.

      “RTÜK bunları görmüyor mu” derseniz, tabii ki görüyor ve 24 saat aralıksız izliyor. Bu nasıl izlemek ki? RTÜK sanki bunlarla ortak çalışıyormuş gibi davranıyor.

                          YA O,  SAHTE EVLİLİK PROGRAMLARI

    Ulusal kimi gazetelerde de okudum. Bir kaç tanınmış televizyon kanalı ise, “Sahte evlilik programları” düzenleyerek, tabiri caiz ise “kaşarlanmış” denilebilecek ahlak düşkünü kimilerini ve kimi saf insanları bu programlara çıkarıp, halkı uyutuyorlar. Çıkanlar, hep aynı kişiler. Bu kişiler de ne yakın çevresinden, ne de bu toplumdan hiç utanmıyorlar.

      Programdaki konuşmalar ve hareketler, insanı tiksindiriyor. Tiksinmeyen birileri varsa, o da Radyo Televizyon Üst Kurulu.

     Bu yakınmalar, Türkiye’nin gündeminden hiç düşmediği halde, dinden-imandan ve de ahlaktan bahseden ve Allahın ipine sarıldığını söyleyenler, bu rezillikleri görmüyor ya da görmezden geliyorlar.

     Hükümette bir de “Aile Bakanlığı” var. Bakanı da, baş örtülü bir bayan.  Bu rezillikleri, acaba bu hanımda mı görmüyor?

     Değerli okuyucularım, Türk Ailesi, çoluk çocuk Televizyon başına geçip de, şöyle düzgün bir program seyredemiyor. Ayıp, yazık ve çok yazık!

 İktidarı anladık da, Meclisteki muhalefet partileri, bu rezilliği neden görmüyorlar? Ben de ona şaşıyorum.

   MHP’yi artık tanıyoruz. O, iktidarın kaldıracı olmuş durumda. Demek ki, ülkücülük böyle bir şey.  İyi de, CHP’nin gözleri kör mü acaba?