Moved Permanently

Fethullah Hoca'nın kurduğu imparatorluk, devletin de, milletin de başına bela oldu. O, bunu bir cemaat kisvesiyle yaptı. Cübbeli Ahmet Hoca'nın da, önemli bir cemaatin önünde gelmediğini kim söyleyebilir ?

----------------------------------------------------------------------------------------

    15 Temmuzdan beri, FETÖ'yle yatıp FETÖ'yle kalkıyoruz. Şu anda, Türkiye'nin en büyük toplumsal problemi ve baş gündem maddesi, Fethullah Gülen örgütü.

    Fethullah Gülen bunu, masum bir cemaat hareketi olarak başlattı. Zaman içinde çok sayıda taraftar topladı, gün geldi devletin içine de hulul etti. O kadar ki, gelmiş geçmiş devlet adamları dahil, bugünkü iktidarın liderleri de ona kandılar ve ne istedilerse verdiler.

    Görüldü ki, bir atasözümüzde dendiği gibi '' Beslediler kargayı, gözlerini oyma noktasına getirdiler .''

                          BAŞKA CEMAATLER DE VAR

     Bunlardan en çok dikkat çekeni, İsmail Ağa cemaati dedikleri ve dindar halkın çokça itibar ettiği bir cemaat göze çarpıyor.

  Bu cemaatin tanıtımını ve eylemlerini en iyi enforme eden de Cübbeli Ahmet Hoca olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü'dür.

   Takkesi, sakalı ve cübbesiyle dikkat çeken ve cübbesini sırtından hiç çıkarmayan Ahmet Mahmut Ünlü'nün, bilindiği kadar bilinmeyen yönleri de var.

                 BİLİNENLERİN BAZILARINI HATIRLATALIM

     Hoca, Malta adasında bir kere cübbesini çıkarıp deniz de jet ski yaparken görülüyor. Hoca, adada beş yıldızlı hotellerde kalıp, bikinili bayanlarla denizde yüzüyor.

   Altın çerçeveli Versace gözlük kullanıyor, iki eşiyle İsviçre Alplerine gidip kayak yapıyor.

   Ünlü dolandırıcı, Jet Fadıl'la çok sıkı ahbap olan hoca, Jet Fadıl'ın insanları dolandırdığı inşaatlarına gidip dualar okuyor ve soygunun daha da artmasına sebep oluyor.

      Jet Fadıl'dan emlak almanın sevap olduğunu yazdığı gibi, sözlerinin hepsinin dört mezhebe uygun olduğunu söylüyor.

   Ancak, Jet Fadıl'ın dolandırıcılıktan tutuklanmasına engel olamıyor.  

  Cübbeli hoca kitaplar yazıyor. Bu kitaplardan birinde şifalı dualar var. Mesela, uzuvlar için okunması şifalı olan bir duasında, erkeğin cinsel organı için okunmuş olan sudan bir kısmını alıp tenasül uzva üflemek, aynı suyu sabah akşam yüz kere dualardan geçirip kullanmak gerekiyor.

    Bu suların da, adresini verdiği dükkanlarda satıldığını söylüyor.

   Böyle yapanların, cinsel organlarının ebediyen iktidarsızlık görmediğini söylüyor.

   Hoca, giyenleri cennete götüren terlikler satıyor. Bunlara Nal-ı Şerif diyor.

    Bu terlikleri giyenler, hocaya göre cennete gidiyor. Aynı zamanda, rüyasında peygamberimizi de görebiliyor.

    Terlikler insanı azgınların saldırısından, düşmanların galibiyetinden, şeytanın şerrinden, sihirden ve büyüden koruyor. Fiyatı, sudan ucuz, sadece 130 TL.

    Cübbeli hoca, bunlarla kalmıyor. İnsanlara, kabir azabından koruyan ve cehennem ateşine dayanıklı kefen bezleri satıyor.

      Kefenin, hangi dükkanda satıldığına dair, adres ve telefon numarası veriyor. Kefenlerin erkek ve kadın modelleri ayrı olup, her biri sadece 370 TL. imiş.

    Hoca, ceylan derisine dua yazıyor. Bu duayı sarıp sarmalayıp ölünün göğsüne koyarak kefene saranlara, kabirde cennet bahçesinden bir kapı açılıyormuş.  Hocanın öyle ki, yazdığı muskaları yangına atarsan ateşi söndürüyor, deprem de ise yıkıntıyı durduruyor.

    Hocanın daha başka marifetleri de var, ancak şimdilik bu kadar.

   Eğer, gün gelir de Cübbeli Ahmet Hoca da bir örgütlenirse, Fethullah Gülen'in kurduğu örgüt çok geriler de kalır.

      “Sala” Vermenin, Nedeni Ve Önemi

    Bayram ve Cuma namazlarından önce okunan sala, 15 Temmuz darbesinden sonra da sıkça okundu.

   Hatta, Cumhurbaşkanı'nın darbeye karşı demokratik direnmeyi sonlandırmasından sonra bile, kimi camilerde okunduğu görüldü.

    Salalar, Peygamberimizin sağlığında da okunuyordu. Hatta, Osmanlı döneminde Cuma ve Pazartesi geceleri de, sıklıkla camiler de sala okunuyordu.

    Şimdi yaygın olanıysa, bir ölümün meydana gelmesi halinde, bunun halka duyurulması için okunuyor.

   İki gün önce, ilçemiz Saray’da bir cenaze için iki saat arayla, iki defa sala okunduğunu duyduk ve şaşırdık.

   Demek oluyor ki, sala ne kadar çok okunursa ölenin günahları azalacakmış gibi bir düşünce ortaya konuyor.

   Bu anlayışa göre bundan sonra, bir cenaze için günde 4-5 defa sala okunursa, şaşırmayalım.

   Din görevlilerinin,  bu güzel geleneğin sulandırılmaması için özen göstermeleri gerekiyor.