Bülent Arınç’ın başlattığı kampanyaya, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de katılmış. Şimdi, ikisine de soruyorum; “Seni kim Meclis Başkanı ve  Bakan, seni de kim Cumhurbaşkanı yaptı?”  Bu nankörlük niye?

------------------------------------------------------------

    Eskiden “Vefasız” davrananlara İstanbul’un “Vefa” semtini gösterirler ve onlara sitem ederlerdi.

     Şimdi, olup bitenlerse vefa boyutunu da aşmış durumda. Tek kelime ile “Nankörlük” halini almış. Nasıl mı? Anlatayım.

     Önce AKP’yi birlikte kurdular. Hangisi sonradan katıldı pek bilinmiyor. Ancak, önemli değil,

      Önemli olan, sonradan yaşanan birliktelikler.

      2 Kasım 2002 günü girdikleri ilk seçimi tek başlarına kazandılar. Tayyip Bey, yasaklı olduğu için seçime katılamadı. Ancak, Deniz Baykal’ın yardımıyla ona da bir formül bulundu ve Tayyip Bey Meclise girdi. Bu karambolde, öteki kurucuların bir kısmı hükümette yer alırken, Abdullah Gül de, piyangodan Başbakan olarak çıktı.

         Tayyip Bey, Abdullah Gül’e hep kardeş gözüyle yaklaştı ve her icraatına sıcak baktı.

                                  2007, CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ

     2007 yılına gelindiğinde, A.Necdet Sezer’in süresi dolmuş, yeni bir Cumhurbaşkanı seçmek gerekiyordu. Çoğunluk, iktidar olan AKP’de idi ve yeni Cumhurbaşkanı’nı AKP seçecekti.

     Tayyip Bey, tavrını ve ağırlığını koyup “Adayımız, kardeşim Abdullah Gül” dedi. Dedi, ama Ordu’nun verdiği muhtıra Abdullah Bey’e, dolayısıyla AKP’ye yeni Cumhurbaşkanı’nı seçmek için yol vermedi.

      Bu muhtırayı veren Genelkurmay Başkanı, ne hikmetse daha sonra bunun hesabını vermedi. Ondan sonra gelen İlker Başbuğ ise, 2 yıl 2 ay hapis yatarak anlamsız bir bedel ödemiş oldu.

       Seçime gidildi ve seçimi yine tek başına AKP kazanınca, tekrar aday gösterilen Abdullah Gül Cumhurbaşkanı oldu.

      Abdullah Gül’e, sürekli olarak Tayyip Erdoğan destek verdi ve ona 7 yıl süreyle Cumhurbaşkanı olma şansını ve imkanını tanıdı. 

                                    YA, ÖTEKİLERİNE NE DERSİNİZ?

      Bülent Arınç TBMM Başkanı, Hüseyin Çelik önce Kültür, sonra da Milli Eğitim Bakanı olurken, Tayyip Bey’e sadakatle biat ettiler..

     Bu arada, okul kitapları bedava verilirken, kitap alım-basım yolsuzluğuna adı karışan Hüseyin Çelik, yine Tayyip Bey tarafından korundu ve aklandı.

     Tayyip Bey, maiyetindekilere toz kondurmuyordu. Ancak, bu çok güvendiklerinin bir gün gelip de, onun kuyusunu kazacaklarını hiç bilmiyordu.

       Kuyu, şimdi kazılıyor, hem de ne kuyu? Tayyip Bey, Fethullah Gülen Cemaatine bayrak açınca, Bülent Arınç’la Hüseyin Çelik’in bu Cemaatten yana oldukları ve hükümet ettikleri süre içinde, hep bu cemaate çalıştıkları anlaşıldı.

      Camaatle, Tayyip Bey arasına kara kedi girince, hem Arınç, hem de Çelik Cemaatten yana tavır aldılar. Ve hala ona çalışıyorlar.

                                        BUNDAN SONRA NE OLUR?

     “Benim özgül ağırlığım var.” diyerek ağır top olduğunu söyleyen Bülent Arınç’la Hüseyin Çelik, artık Tayyip Bey’in düşmanıdır.

       Bakmayın siz, açıktan konuşmasalar da, için için Tayyip Bey’in kuyusunu kazıyorlar. Herkesin düşüncesi ve görüşü bu yöndedir.

       Bu iki kişinin, diğer muhalif arkadaşlarıyla beraber gizli toplantılar yaptıkları, bazen de Abdullah Gül’ü ziyaret edip, onu da kurdukları kumpanyaya kattıkları söyleniyor.

       Cumhurbaşkanlığından ayrılmasına rağmen, onu Boğaz manzaralı Huber Köşkü’nde aylarca konuk eden ve masraflarını karşılatan Tayyip Bey’e, Abdullah Gül’ün bu yaptığının nankörlük olduğunu, hemen herkes söylüyor.

       Bülent Arınç’la, Hüseyin Çelik’in yaptıklarına bakılırsa, Tayyip Bey başlangıçta iyiden iyiye kandırılmış ve yakın arkadaşlarını seçmekte hata etmiş.

       İç ve dış politikada iyice darlanan ve zor durumda kalan Tayyip Bey, şimdi hangi düşmanına cevap versin ki?

       Televizyon Belgeseli olarak “Hayvanlar Alemi”ni seyrediyorum. İki Aslan, güçlü bir Bufalo boğayı  devirmek istiyorlar, ama olmuyor. Üçüncü Aslan gelip yardım edince, boğanın şansı yok, devriliyor.

       Tayyip Bey’in de etrafı kuşatılmış durumda. Ne pahasına olursa olsun, onu devirmeye çalışıyorlar.