Moved Permanently

Bunu yapanlar, Cumhurbaşkanı’mız Tayyip Erdoğan’ın korumaları. Onlar, Ekvatorlu kadınları döverken, Ekvatorlu bir Milletvekili’nin de burnunu kırıyorlar.

       Coğrafya dersi okuyanlar bilir. Ekvator, dünyanın tam ortası sayılır. Dünyayı ortalayan ve adına “Paralel” dediğimiz çizgi, Pensilvanya’dan değil, nazari olarak Ekvatordan geçer. O sebeple, çok sıcak bir ülkedir.

    Ekvator, Birleşmiş Milletlere üye bir ülkedir. Bizimle ilgisi mi? Hiçbir ilgisi yok. Sadece, Uluslararası ilişkiler gereği, siyasi temsilcimiz var. Hepsi o kadar.

     Latin Amerika denilen Güney Amerika’da bulunan bu ülke, geçen hafta Türkiye’nin gündemindeydi.

      Hiçbir siyasi ve komşuluk ilişkimiz olmamasına rağmen, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bu ülkeyi ziyaret etti. Çünkü, bütün komşularımızla dargın ve kavgalı olduğumuz için, oraya gitmek durumunda kaldı.

       Ziyaretin başka bir sebebi de, Şili, Peru ve Ekvator gibi bu ülkelerde, diktatör boyutunda “Başkanlık Sistemi” vardı. Öyle sanıyorum, Tayyip Bey bu sistemi yerinde incelemek ve görmek istemişti.

                                  ŞATAFATLI  BİR  GEZİ

      Tayyip Bey, her zaman yaptığı gibi, yine kendisine ve iktidara yandaş medya mensuplarıyla bu seyahati yapıp, Başkanlık konusundaki bütün düşüncelerini onlara anlattı ve hepsini bir kere daha kendisine bağladı.

      Tayyip Bey’in özel uçağı ile yapılan bu gezi için Cumhurbaşkanı, Askeri bir Kargo Uçağıyla da, zırhlı Mercedes Makam Arabasını da buralara götürdü. Çünkü, o ülkelerde böyle arabalar yoktu. Neticede yaya kalabilirdi. Ya da düşmanları olabilirdi.

      Yandaş olmayan basına göre, bu arabanın oraya taşınması, arabanın değeri kadar bir masrafı gerektirmiş ve neticede bu para harcanmıştı.

       Cumhurbaşkanı, o para ile keşke oradan yeni bir araba alsaydı ve biz kaybetmek yerine, yeni bir araba kazansaydık. Ama, ne yapalım ki, Türkiye’nin parası çoktu.

                         ANLATMAK İSTEDİĞİMSE, BAŞKA…

       Cumhurbaşkanımız bu gezi sırasında, teknik bir kuruluşun toplantısına katılmış ve kıymetli fikirlerini Ekvatorlulara da aktarmıştı.

       İletişimin çokluğu ve yaygın olmasından ötürü, kimi Ekvatorlu kadınlar, Türkiye’de olup bütenleri bildikleri için Tayyip Beyi, konuşması sırasında protesto ettiler.

      Tayyip Bey’in bundan haberi olmamasına rağmen, korumaları kadınların ağızlarını kapatarak, onları susturdular ve darp ederek uzaklaştırdılar.

      Kaba kuvvetle ve bir nevi zorbalıkla yapılan bu hareket üzerine, Ekvatorlu bir Milletvekili Korumalara müdahale edince, olanlar oldu.

     Korumalar bu defa, bu Milletvekilini darp edip, burnunu kırdılar. Orası Ekvator değil de, sanki Türkiye idi.

     Ekvatorla bundan sonraki ilişkilerimiz ne olur bilemem, ama dış dünyada bu hareket hiçbir biçimde tasvip edilmedi ve sert bir biçimde  kınandı.

      Devletten yüksek maaş alarak bu kusuru işleyen Korumaların sayısı çoktu ve onlara karşı koymak mümkün değildi.

      “Türkiye’nin itibarı mı?” derseniz, onu geçin siz. Dargın olan komşularımız yetmediği gibi, şimdi komşu olmayanlarla da dargın ve kavgalı olmaya başladık.

     Ekvator’un bu durumu, çok sert bir biçimde protesto ettiği ifade ediliyor.

                        SÜLEYMAN DEMİREL’İ HATIRLIYORUM

      Bendeniz, İstanbul Milli Eğitim Müdürü’yken, Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı’ydı.

   Süleyman Bey, özellikle varlıklı ve maruf kesimin İstanbul’da yaptırdığı okulların temel atma ya da açılış törenlerine mutlaka katılırdı.

    Uçakla, Yeşilyurt Askeri Hava Alanı’na iner, onu İstanbul Valisi ile birlikte karşılardık.

     Önce, Protokol Salonuna geçilir, kısa bir dinlenme ve sohbetten sonra, ilgili yere giderdik.

      Bu ziyaretlerde, en çok dikkatimi çeken husus, Cumhurbaşkanı’nın bir ya da iki korumasının olmasıydı. Süleyman Demirel, yanında katiyen Koruma bulundurmaz, bulunan bir ya da iki Koruma Mamuru, hiç kimseye hakaret ya da darp etmezdi.

       Gidilecek yer için önde bir, arkada da bir Polis arabası bulunur ve biz de onu takip ederdik.

     Süleyman Bey, korkusuz bir devlet adamıydı. Bunu, kendisi de söylerdi. Tayyip Bey’inse yüzlerce hatta binlerle ifade edilen sayıda  Koruma Memuru bulundurmasını ise, anlamak mümkün değil.

      Bir gün, bunun sebebini açıklayacağını umut ediyorum.