Saray'da Ankara'daki patlamada çok sayıda kişinin hayatını kaybetmesi ve yaralanması ile sonuçlanan olayı protesto etmek için karanfil bırakma eylemi yapıldı.
Saray’da, 13 Ekim Salı akşamı saat. 20.00 sularında Ankara’daki patlamada hayatını kaybedenler için Atatürk anıtı önünde karanfil bırakma eylemi düzenlendi. Grup ellerinde yazılı dövizlerle sessiz protesto gerçekleştirdi. Bir dakikalık saygı duruşunun ardından basın açıklaması okundu. Basın metninin okunmasından sonra Ozan Çoban’ın söylediği türkülere eşlik eden grup Atatürk anıtı önüne karanfil bıraktı.
ANIT ÖNÜNE KARANFİL BIRAKILDI Ankara’daki patlamada hayatını kaybedenler anısına düzenlenen karanfil bırakma eylemi Atatürk anıtının önüne karanfil bırakılarak başlandı. Eyleme, Saray Belediye Başkanı Nazmi Çoban, CHP İlçe Başkanı Demir Ali Demirel ve Örgütü, Saray Dayanışması, CHP Kadın kolları ve bir grup vatandaş katıldı.
Ankara Tren Garı kavşağında meydana gelen, onlarca kişinin ölümüne ve yaralanmasına yol açan patlamada yurdun dört bir yanında olduğu gibi Saray’da da protesto edildi. Patlamada hayatını kaybedenler anısına Atatürk anıtı önünde toplanan grup “Kan acı, göz yaşı ve terör son bulsun”,“Yaşasın barış, emek demokrasi ve kardeşlik”, “Tüm siyası katliamlar aydınlansın!", “adalet nerede? ” gibi yazılı dövizlerle olayı protesto etti. Bir dakikalık saygı duruşunun ardından basın açıklaması okundu.
“SUSMUYORUZ”,“KORKMUYORUZ”,“SİNMİYORUZ” Ankara'daki patlamada çok sayıda kişinin hayatını kaybetmesi ve yaralanması ile sonuçlanan olayı protesto için toplanan grup adına bir basın açıklaması yapan Saray Dayanışması'ndan Ercan Dedeoğlu şunlara değindi: "Cumartesi günü, DİSK, KESK,TMMOB, ve Türk Tabipler Birliği üyeleri öncülüğünde Ankara’da gerçekleştirilmesi planlanan barış, emek, demokrasi için düzenlenen hain saldırı hepimize karşı gerçekleştirilmiştir. Bu terör saldırısı ölçeği itibari ile ülkemiz tarihindeki en büyük siyasi katliamdır. Bu vahşet, Ankara’nın göbeğinde ülkedeki tüm güvenlik ve istihbarat birimlerinin merkezlerine beş dakikalık mesafede gerçekleştirilmiştir. Saldırı sonrası yaşananlar normal bir ülkede görülmeyecek manzaralardır. Dahası bu katliam, kısa süre önce gerçekleşen Reyhanlı, Suruç, Diyarbakır ve daha nice saldırının hemen arkasından yaşanmıştır. Ülkemizde saldırı ve provokasyonlar adeta rutin hale gelmiştir. Tek bir insanımızın burnu kanasa dahi içimiz sızlar. Bu ülkenin üniversite öğrencisi de bizim insanımızdır, askerdeki gencide. Bu ülkenin aydınları da bizim insanımızdır görevini yapmakla yükümlü olan polisi de. Ülkemizin bir iç savaşa sürüklenmesi ve bu uğurda tertemiz insanların ölmesi hazmedilecek bir durum değildir. Katliam sonrası sorumluluk sahibi olması gereken yetkililerin yaptığı açıklamalar, sergiledikleri tutumlar, kabul edilebilir davranışlar değildir. Bazı gazeteciler bunun gayet doğal olduğunu dillendirebilmektedir. Konu hakkında açıklama yapan bakana istifa edip etmeyeceği sorulduğunda gülebilmektedir. Başbakan Suruç’ta ölen intihar bombacısısın yakalanıp adalete teslim edildiğini söyleyebilmektedir. Ülkemiz tarihinde daha önce buna benzer katliamlar yaşanmıştır. Bu güne denk 1 mayıs 1977 Taksim katliamından, 16 Mart’lara, Maraş katliamından Sivas’a kadar çok sayıda siyasi katliamla karşı karşıya kaldık. Uğur Mumcu’dan Hrant Dink’e kadar adını buraya sığdıramayacağımız yüzlerce aydın, yazar ve gazeteci bilincinin katledildiğine tanık olduk. Son dönemde yaşadığımız hiçbir siyasi cinayet ve katliamın üzerine istekli bir biçimde gidilmemiştir. Ve hiçbirin aydınlatılması için istekli olunmamıştır. “Artık yeter” diyoruz. Bu ülkede eğer huzur içinde bir yaşamdan bahsetmek istiyorsak başta ve acilen 10 Ekim katliamının en ince ayrıntısına kadar aydınlatılması gerekir. Ancak bunun sonucunda huzurlu bir toplumsal bir yaşantıdan bahsedebiliriz. Terör kim tarafından yapılırsa yapılsın kabul edilemez. Terör insanları susturmak, korkutmak ve sindirmek için uygulanan en çirkin yöntemdir. Bu kanlı katliamın amacı toplumsal muhalefeti susturmak, demokratik haklarını arayan insanların sesini kısmak ve savaş bataklığına sürüklenen ülkemizdeki barış isteyenleri sindirmektir. “Susmuyoruz”,“Korkmuyoruz” “Sinmiyoruz!”. Bu iğrenç saldırı karşısında barışın ve özgürlüğün sesini haykırmaya devam edeceğiz. Kandan beslenenlere karşı sokaklarımızı meydanlarımızı kentlerimizi bu karanlık odaklara teslim etmediğimizi ve etmeyeceğimizi göstermek olacaktır. Ülkemizde barış, kardeşlik ve adalet tamamen hakim olana kadar terörden beslenenlere, katillere, savaş kışkırtıcılarına, çetelere ve Faşistlere meydanları dar edeceğiz. “Yaşasın barış, yaşasın kardeşlik”,“Ekilir ekin geliriz” “Ezilir un geliriz”,"Bizi vurmak kurtuluş mu?” diyerek basın metni okundu. Ankara’daki katliamı protesto için toplanan grup Ozan Çoban’ın söylediği türkülere eşliğin ardından Atatürk anıtı önüne karanfiller bırakarak dağıldı.
|