Bunu, kimi fırınlar zaten yapıyordu. Ancak, iktidarla anlaşan küçük ortağı da, halkın askıda ekmeğe muhtaç hale geldiğini söylemek zorunda kaldı. Utansınlar!
Değerli okurlarım; Ve nihayet, iktidarın ülkeyi getirdikleri noktadan ve onun küçük ortağından söz ediyorum.
Yoksul halkın geldiği son noktaya çare, fırınlara onlar için ekmek parası bırakıp, onları incitmeden ekmeğe kavuşturmak.
Bunu son çare olarak gören iktidar, küçük ortağı marifetiyle bunu teşvik etmek için bu ilanatı yaptırdı ve resmen olmasa da bir yardımlaşma olarak “Askıda Ekmek” uygulamasını başlattı.
Dünyada salgın bir hastalık olarak görülen Covid-19 başlayınca, öteki ülkeler halklarına yardım vaat ederken ve bunu yaparken, bizim ülkemizi yönetenler Banka hesap numarası verip, asgari 10 lira olmak üzere, halktan bağış/yardım istemediler mi?
Halkın geçiminde durumun vahametini gören iktidar, küçük ortağını kullanarak şimdi de “Askıda Ekmek” uygulaması ile ekmek bile alamayanlara fırınlarda ücretsiz ekmek anlamında “Askıda Ekmek” i başlattı. Hayırlı olsun.
UYGULAMA ZATEN VARDI, AMA DEVLET ELİYLE DEĞİLDİ
Bu uygulamanın, Osmanlı döneminde de yapıldığı ve yoksul halkın hiç değilse katıksız bir ekmeğe kavuşması için, bu yol bulunmuştu.
Bilindiği gibi, fırından ekmek almaya gelenler, aldıkları ekmeğin parasını verirken, bir veya birkaç ekmeğin parasını da vererek, ekmeği fırına bırakıyor, askıya konulan bu ekmekler muhtaçlara ücretsiz veriliyor.
Uygulama çok iyi. Ancak, küçümsenmeyecek sayıdaki kimi halkımızın ekmeğe bile muhtaç hale getirilmesi ve bu ihtiyacın “Askıda Ekmek” ile çözüm haline getirilmesi, iktidarın düpedüz ayıbıdır. İktidarın bu sebeple eleştirilmesi değil, açıkça kınanması ve ayıplanması gerekir.
MHP lideri bu çıkışı ile iyi bir iş yaptığını sanmasın. İktidarın bu ağır yükünü taşımaktan ve paylaşmaktan çekinsin, hatta utansın.
Corona Virüs’e, Pek Aldırış Eden Yok!
Bu illet dünyayı kasıp kavururken, başta devleti yönetenler olmak üzere Türkiye’de buna pek aldırış eden yok
Biraz ironi olacak, ama salgını yönetemeyen ve yandaşlarının çıkarını düşünüp de gerekli tedbirleri almayan devleti yönetenlerin sayesinde, salgın zirve üstüne zirve yapıyor. İktidarın tek yaptığı, her gün hasta ve ölüm sayısını gizlemek ve olabildiğince küçük göstermek.
Ne var ki, halkımız da bu konuda kayıtsız. Haberleri ibretle izliyorum. Verilen görüntülerde halkımızın çoğunun “Maske Takma Kuralı” ile ”Mesafe Kuralı”na pek uymadığı, verilen cezayı da umursamadığı anlaşılıyor. “Temizlik Kuralı’na ise uyulup uyulmadığı, bilinmiyor. Çünkü, neredeyse her şey serbest bırakıldı.
Hele, verilen bu cezaların tahsili yönüne de gidilmezse, virüsten korkmasam ben de maskesiz dolaşacağım.
KKTC’nin İlhakına Ne Dersiniz?
Değerli okurlarım, KKTC’de yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kuzey Kıbrıs halkı, daha önce de bu sütunlarda yazdığım gibi, Rum yanlısı ve damadı da Rum asıllı olan Mustafa Akıncı’dan kurtuldu.
İnancım o ki, bu yeni dönemde dik durulacak ve “Federasyon” artık konuşulmayacak. Çünkü, denendi olmuyor.
Tecrübeli bir Emekli Büyükelçi ile konuşuyorum. Büyükelçi, “Artık, KKTC’nin Türkiye’ye ilhak zamanı geldi” diyor. Nihai çözüm olarak, bendeniz de aynı düşüncedeyim.
Bilindiği gibi, Kıbrıs’ın 1/3’ü Türklerin elindedir. Böyle bir ilhak durumunda, Güney Kıbrıs’ta Rumlar tarafından Yunanistan’a ilhak edilecektir. Böylece, uzun yıllardır süren kavga bitecek ve Kıbrıs Türk halkı feraha kavuşacaktır.
Bu iktidar bunu yapabilir mi? Hayır! Çünkü, dışarıya karşı güçlü olmak lazım.