DOLAR 35.47 ₺
EURO 36.55 ₺
STERLIN 43.43 ₺
G.ALTIN 3,073.62 ₺
Ç.ALTIN 5,028.78 ₺
BİLEZİK 2,805.05 ₺
BTC 97,310.50 $
ETH 3,244.07 $
BİST 9,739.72

Tekin Sönmez

Tekin Sönmez

Corona Yalanları ve Sağlık Çalışanlarına Şiddet!

Yayınlama: 29 Kasım 2020 Pazar 14:29 Okunma: 1989

Bu yazının kaleme alındığı sırada, durum çok vahimdi. Şimdi düzeldiğini, vakalarda azalma olduğunu sanmıyorum. Vatandaşlarımız tedbir almakta kusurludur. Ancak, devletin yaptığı görev ve üstlendiği sorumluluğu, tamamen göstermeliktir. Devleti yönetenlerin bütün dertleri, yandaşlar para kazansın, mağdur olmasın. Öte yandan, Sağlık çalışanlarına yapılan şiddet ve hakaret, bu millete hiç yakışmıyor. Onlar, kendilerini feda edip, bizim hayatımız için çalışıyor. Onları, canımız gibi korumalıyız.

     Değerli okurlarım;  Bir asır sonra hortlayan yeni bir salgın, dünyanın her tarafında can almaya devam ediyor. Bu yazının kaleme alındığı sırada, dünya genelinde 56 milyon vaka tespit edildiği ve  1.350.000 kişinin öldüğü, bildiriliyor. Türkiye’deki ölü sayısının da, (resmi sayıya göre) 11.000’i geçtiği bildiriliyor.

      Öncelikle salgının önlenmesi için, başta salgının merkezi Çin olmak üzere, Rusya, Almanya, İngiltere ve Amerika’da aşı çalışması yapıldığı ve bu salgından korunmanın yollarının arandığı anlaşılıyor.

    Aşının bulunduğu söylense de, bunların aslının olmadığı anlaşılıyor. Ne var ki, Almanya’da bulunan iki Türk asıllı karı/koca bilim insanının aşıyı buldukları ve aşının % 90 koruyucu etkisinin olduğu, çalışmanın Amerika ile birlikte yürütüldüğü ifade ediliyor. Eğer aslı çıkarsa. Türk asıllı bu iki kişinin, aşının öncelikle Türklere verilmesini istediklerini öğrendik, pek sevindik.

    Ne var ki, bulunan aşının -70 (eksi 70) derecede saklanması ve nakli gerektiğinden, bunun şimdilik mümkün olmadığı, o sebeple tatbikinin daha 7-8 ay alacağı da ifade ediliyor. Hayırlısı olsun, diyelim.

                        SAĞLIK BAKANI YALAN SÖYLÜYOR

     Değerli okurlarım, Sağlık Bakanı, yurt içindeki Corona olayları hakkında her gün TV’lere çıkıp bilgi veriyor. Başlangıçta verdiği bilgilere hep inandık. Zamanla bu bilgileri doğrularla değiştirdikleri ve yalan söyledikleri anlaşıldı. Corona vakalarını ve ölüm olaylarını az göstermek için, büyük bir gayretin içindeler. Akıllarınca millete moral vermeye çalışıp, doğruları gizliyor, oysa halkı daha çok tedbirsizliğe itiyorlar. Bu bir devlet politikası dense de, böyle bir devlet politikası olamaz. Halka, doğru söylemek lazımdır. Dünyada hiçbir ülke, halkından gerçekleri saklamıyor ve hep doğruları söylüyor.

                     İSTANBUL BELEDİYE BAŞKANI NE DİYOR?

    İktidarın hiç sevmediği İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Sağlık Bakanı’nın Türkiye geneli için son açıkladığı günlük 94 ölüm olayının, sadece İstanbul’da 50 fazlası, yani 164 olduğunu açıkladı. “Tahmin değil, gerçektir, Bilgiyi Mezarlıklar Müdürlüğünden aldım.” dedi.

    Sağlık Bakanı’nın da, hiç değilse bundan böyle, aldığı emri değil, doğruları söylemek için halkın karşısına çıkmasını isteriz.

             Sağlık Çalışanlarına Yazık Oluyor!

    Gün geçmiyor ki, sağlık çalışanları bir saldırıya uğramasın. Hiçbir kamu çalışanı, sağlık çalışanları kadar saldırıya uğramıyor. Bütün suçları, halkın sağlığı ile uğraşmak, daha doğrusu halkımızı hastalıklardan ve ölümden korumak, kurtarmak.

     Yüklenen kusurlarına bakıyoruz, hiç biri haklı değil. Mütecavizler, “Benim hastama geç baktın, ya da ilgilenmedin” gibi gerçekle ilgisi olmayan sebepleri öne sürüyorlar. Oysa, ister Hekim olsun, ister başka bir sağlık personeli olsun, onun tek hedefi hastayı tedavi etmek ve iyileştirmektir. Bu konuda, başlangıçta yeminleri bile var.

    Yakalanan saldırganlar, yargıya sevk ediliyor. Ya Savcı ifadesini alıp serbest bırakıyor, ya da çıkarıldığı mahkeme (hakim) tarafından serbest bırakıldıklarını görüyoruz.

    Dilerim ki, aynı saldırıya o Savcı ve Hakimler uğramalı ki, bunun ne demek olduğunu anlasınlar.

    Değerli okurlarım, konuyu bağlarken, son iki sözüm var. Birincisi Sağlık Bakanı’nın yaptığı beyanlara artık fazlaca inanmayalım ve kendi tedbirimizi, kendimiz alalım. Devleti yönetenlere de fazlaca güvenmeyelim.

    İkincisi, bir sağlık çalışanı hangi mertebede olursa olsun, onun çalışmasına yardımcı olalım. O insanların çalışmalarına yardımcı olup, onları her türlü saldırıdan koruyalım.

   Bu zaten bizim insanlık borcumuzdur.

  

google-site-verification=uSnnSC5jUTWittUtiCokfxv6706ikL65px5KxiN1Mg4