NASIL BİR İNSANLIK YAŞAMI YA DA TOPLUMSAL YAŞAM? ŞABLON
Değerli okurlar, şablona önceki bölümden devam ediyoruz.
6) Beşinci şık bağlamında, Bilim Çağı bilgi kümesinin Bilim Çağı öncesi bilgi kümesinden daha gelişkin ve bundan dolayı daha güçlü ve üstün olduğundan, insanlık yaşamının/toplumsal yaşamın düzenleyicisi Bilim Çağı’nın bilgi kümesi yani “bilim” olmalıdır.
7) Hem kozmolojik süreçte ve hem de biyolojik süreçte görüldüğü üzere, dinamik yapılar bir çekirdeğe sahiptirler ve merkezde yer alan çekirdek, sistemi yöneten durumundadır. İnsanlık yaşamında da toplumların çekirdeğini “Devlet” oluşturur; buna bir de “Yönetici Kadro” eklenir. Devlet+Yönetici Kadro “merkez”de yer alırken, halk “çevre”de yer almak durumundadır. Yine kozmolojik süreçte görüldüğü üzere, çekirdek olarak merkezde en son oluşmuş, dolayısıyla en gelişkin (en gelişkin bilgiye sahip) dinamik yapı yer alır. Bu bağlamda, insanlık yaşamında da toplumun çekirdeğini oluşturan ve merkezde yer alan “Devlet+Yönetici Kadro”da ağırlıklı olarak en gelişkin/yaşanılan çağın bilgi kümesine sahip ilerici anlayış ve düşünce egemen olmalıdır; ki, toplumu ileriye doğru değiştirip dönüştüren –evriltici- kararlar alınıp uygulanabilsin. Ancak yine de bu toplumsal işleyiş, merkez ile çevrenin birbirini denetlediği bir işleyiş olmak durumundadır.
Böyle bir sistemde ya da işleyişte sistemin sağlığı söz konusu olduğundan, Devlet+Yönetici Kadro kişisel/bireysel yararı değil, toplumsal/kamusal yararı gözeterek toplumu yönetmek durumundadır ve hatta zorundadır; başka türlüsü düşünülemez bile. Bunun için;
a) Tüm yaşam en gelişkin bilgi kümesiyle düzenlenmelidir (Atatürk de bunu yapmıştır).
b) Devlet+Yönetici Kadro kamu yararını gözettiğinden, ekonomik yatırımlar kamu/Devlet ağırlıklı olmalıdır (yaklaşık üçte iki, 2/3).
c) Kamunun zıttı, “özel”dir (“kamu-özel” zıt-ikilisi). Dolayısıyla ekonomik alanda özel sektör de bulunmalıdır. Özel sektörün yeri ise, halkın içidir (merkezde kamu adına Devlet+Yönetici Kadro bulunmaktadır); bundan dolayı özel sektör çevrede yer alır ve yine bundan dolayı ekonomideki ağırlığı Devlet/Kamu yatırımlarının altında olmalıdır (yaklaşık üçte bir, 1/3) (Atatürk, tam da b ve c şıklarına uygun bir ekonomi, kamu ağırlıklı karma ekonomi inşa etmiştir).
d) Yukarıda üç şık (a, b, c) hâlinde sıralanan kurallar, özel sektör içinde de geçerlidir. Bir sistem olan işyerinde en son bilgi geçerli olmalı ve sermayedar merkezde, çalışanlar çevrede yer almalıdır; sermayedar üçte iki (2/3), çalışanlar üçte bir (1/3) oranında söz hakkına sahip olmalı ve aynı oranlarda artı üründen/kârdan pay almalıdır. Çünkü işyerinin sermayedar tarafından kurulup işletmeye açıldıktan sonraki süreç, artık sadece sermayedarın geçim kaynağı değil, sermayedar dahil tüm çalışanların geçim kaynağıdır; dolayısıyla işyeri sermayedarın inisiyatifine bırakılamaz (buna tipik örnek, Atatürk’ün kurduğu İş Bankası’dır).
e) Devlet aracılığıyla toplumu yöneten Yönetici Kadro (hükümet), hem ilerici ve hem de muhafazakâr kanattan oluşmalıdır. İki kesimin oranı bellidir; ilerici kanat üçte iki (2/3), muhafazakâr kanat üçte birdir (1/3). Her iki kesimin de kendine özgü özellikleri olduğundan, toplumu birlikte yönetmelidirler. İlerici kesim daha çok teorik/kuramsal alanda (düşünsel olarak yenilik üretmek gibi), muhafazakâr kesim daha çok pratik alanda/uygulamada (girişimci olmak ve üretilen kuramsal projeleri hayata geçirmek gibi) yeteneklidir. Böyle bir iş paylaşımında ya da işbirliğinde yaşamın sorunlarını çözmeye yönelik doğru yol bulunur ve sağlıklı bir insanlık yaşamı/toplumsal yaşam ortaya çıkar. DEVAM EDECEK