Bilgi/İletişim Çağı’nın bütün imkanlarından yararlanıyoruz. Bilgisayarlarla, dünyanın bütün uçlarına bilgi aktarmak, hem de göz açıp kapayıncaya kadar mümkün. Hile yapmaksa, hepsinden kolay!
Değerli Okuyucularım; Ülkemizde olup bitenler ilgi alanımıza girdikten sonra, ilk dikkati çekenler yurt çapındaki seçimler oldu.
Demokrat Parti’nin tek başına iktidar olduğu 1950 seçimlerini kısmen, ikinci defa tek başına iktidar olduğu 1954 genel seçimini ise, tamamen hatırlıyorum.
Sandıklar, bugünkü gibi genellikle okullarda kuruluyor, sandık kurulları tarafsız ve duyarlı bir biçimde çalışıp, herkes özgürce oyunu kullanıyordu.
Bırakın Milletvekili seçimini, Muhtar seçimleri bile aynı titizlikle yapılıyordu.
Milletvekili seçim sonuçlarını, hemen almak mümkün değildi. Tutulan zabıtların ilk merciine, oradan sıra izlenerek genel mercie yani Yüksek Seçim Kurulu’na ulaşması, zaman alıyordu. Çünkü, Anadolu’nun uzak köy ve kasabalarında alınan sonuçlar iptidai araçlarla, hatta katır sırtında bir üst mercie ulaştırılıyor, o sebeple sonuçlar geç açıklanıyordu.
Buna karşın bilinen bir husus vardı, seçimlere hiçbir şekilde hile karışmıyor ve bunun dedikodusu bile yapılmıyordu.
BİLGİ VE İLETİŞİM ÇAĞINDAYIZ
Devir değişti, yeni yollar yapıldı, ulaşım imkanları arttı. Seçim sonuçları, daha kısa zamanda alınmaya başladı. Ancak, yine de hileden hiç söz edilmedi.
2000 yılı (milenyum) ile başlayan 21’nci asır, bir İletişim ve Bilgisayarların devreye girmesiyle, tam bir bilgilenme çağı oldu. Hele, İnternet denilen meretin ortaya çıkması çok iyi oldu. Oldu, ama kötü de oldu.
Önce, toplumlarda bir ahlaki zafiyet türedi. Yani, herkes herkesin mahremine girmeye başladı. Saklı kalması gereken kimi konular, adeta deşifre edildi. İnsanlar, bu yolla haksız ve günahsız yere suçlandılar.
Daha da kötüsü, iletişimdeki hızlanma, hatalı bilgilerin yüklenmesine ve dağılmasına imkan sağladı. Yapılan seçimlerin sonuçlarının belirlenmesi de, bunlardan biri oldu.
OLDU DA, NE OLDU?
Ne olacak? Doğru yapılan seçimlerden, yanlış sonuçlar çıkmaya başladı. Yani, seçim sonuçları keyfe ve çıkara göre değiştirilip, halk yanıltıldı ve doğrular yanlışlara dönüştü.
Başka bir anlatımla adına “Manipüle” ya da “Manipülasyon” denilen, yönlendirme, seçme, ekleme ve çıkarma yoluyla bilgileri ve bir işin sonucunu değiştirme gibi, insanı kandırma ve yanıltma amaçlı işlere girişildi.
Kimi çevreler ve özellikle Ana Muhalefet Partisi, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin sürekli ve tek başına iktidarı kazanmasını buna bağladı. Bağladı da ne oldu? Bunun düzeltilmesi için alınması gerekli tedbirler konusunda, bir çalışma yaptığını göremedik. Sadece, bağırıp çağırmakla yetindiklerini gördük.
ÖNÜMÜZDEKİ HALK OYLAMASI’NDA DURUM NE OLACAK?
Bana sorarsanız, endişelerim var. Artık anlaşıldı ki, Anayasa değişikliğinin ikinci görüşmesinde de olumlu oylar fazla olacak ve değişiklik 2 ya da 9 Nisan’da Halk Oylaması’na (Referandum) götürülecek
Yapılan değişikliğin içeriğini biliyorsunuz. Bütün yırtınmalara ve çırpınmalara rağmen, ülkenin kaderi bir tek kişinin iki dudağının arasından çıkacak hükümlere teslim edilecek.
Ne zaman? Halk yapılacak bu referandumda “Evet” der ise. Aksine, “Hayır” der ise, mesele yok.
Değerli okuyucularım; Seçimleri denetleyecek olan Yüksek Seçim Kurulu, Hakimlerden teşekkül ediyor.
Adına kısaca HSYK denilen Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, iktidar partisinin elinde ve denetiminde.
FETÖ’cülükle suçlanan çok sayıda Hakim ve Savcı ya açıkta ya da hapiste. Korku, dağları bekliyor. Yargının üstündeki baskı, bütün yargı mensuplarını ürkütüyor ve korkutuyor.
Anayasa Mahkemesi’nin iki üyesi bile FETÖ’cülükten tutuklu. Seçimin (Referandumun) güvenliğini de Hakimler sağlayacağına ve sonuçlarını onların teşkil ettiği Kurul açıklayacağına göre, sonucunun ne olacağını kalkıp da bana sormayın.
KÜÇÜK BİR ANEKDOT
Otuz küsur yıl Mısır’ı tam bir diktatör gibi yöneten Hüsnü Mübarek, yapılan her seçimde halk tarafından seçildi. Daha doğrusu seçilmedi, ama yetkililer seçimden çok kısa süre sonra, hep onun seçildiğini açıkladılar.
Bu durumu merak eden Amerikalılar, çok kısa sürede seçim sonucunu belirleyen bu Mısırlı heyeti Amerika’ya davet edip, bir Eyalet’te yapılan seçimin sonucunun tespitini istemişler.
Amerika’ya giden heyet, yapılan seçimin üstünden bir saat bile geçmeden sonucu açıklamış. Ve kazanan, yine Hüsnü Mübarek olmuş.
HALKIN KENDİSİ, CHP VE SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ GÖREV BAŞINA
Bu referandumda, Halkın kendisine, Ana muhalefet Partisi’ne ve Sivil Toplum Örgütlerine çok büyük görev düşüyor.
Görev çok basit, ancak çok önemli bir görev. Vatandaş, hatta insan olabilme haklarınızın elinizden alınmasını istemiyorsanız, bu referandumda yapılabilecek hilelere karşı, çok duyarlı olmak gerekiyor.
CHP parti olarak, seçim sonuçlarının YSK’da doğru ve düzgün bir şekilde toplanması, her hangi bir manipülasyona uğramaması için, son derece duyarlı ve dikkatli olmalıdır.
Aksi halde; “Yok, ayağım kaydı, karnım ağrıdı, çamura battım, uykum gelmişti vb…” mazeretlere sığınmaya, hiçbir hakkı olmayacaktır.