“Verin ülkeyi, Kurtulun!”

      Cumhurbaşkanı’nın Yunanistan seyahati, bizi böyle söyleme noktasına getirdi. “Bir Müftü’nün tayini mi önemliydi,  yoksa topraklarımızın elden gitmesi mi?”  diye  çok soran var, ama kimi halkımızdan “tık” yok!

      Değerli okuyucularım, bu konuyu biraz geç olarak ele almamın nedeni, halkın tansiyonunu ve oluşabilecek tepkisini daha iyi görebilmek içindi. Ve gördüm.

         Gördüm ki, bu halk yorganı üstünden alındığında, bedeninde bir “üşüme” hissetmezse, yorganın gittiğine aldırış etmeyecektir.

       Cumhurbaşkanı, uzun yıllar sonra Yunanistan’a kendi seviyesinde önemli bir ziyaret yaptı. Hem komşu Cumhurbaşkanı, hem de Yunan Başbakanı ile görüştü.

      Açıklamaları dikkatle izledim. Cumhurbaşkanımızın, Yunanlıların işgal ettiği ve üzerlerine sivil ve askeri tesisler kurduğu, burnumuzun ucundaki  18 ada ve yüzün üstündeki adacıklara getireceğini ve de, “Ne işiniz var bizim adalarımızda? Oraları derhal terk edin!” diyeceğini umdum ve bekledim.

     Bekledim, ama boşuna bekledim. İçimden, gülmekle ağlamak arasında  Baki Duyarlar’ın o meşhur hicaz şarkısı geçti. “Çok geceler bekledim, belki gelirsin diye” Ben de hep, Cumhurbaşkanının tepkisini bekledim.

    Tepki geldi, ama  Gümülcine Başimamı’nın tayinine gelip takıldı. İşte bunu, daha sonra bekliyordum.

                                    ADALAR DA GİTTİ, GİDER!

      Geçen bu süreler içinde kılını bile kıpırdatmayan hükümetimizin, bundan sonra yapacağı girişimlerin bir fayda ve sonuç vereceğini sanmıyorum. Yunanlılara bir “Müzik Notası” bile vermeyen bu hükümetin, bu işgalin üzerine bir bardak su içeceğini tahmin ediyorum.

      Bu ziyarette, Cumhurbaşkanımızın “Lozan Anlaşması”nı dile getirip, güncellenmesini istemesine de şaşırdım. Benim gibi şaşıranların sayısı tahmin edilemeyecek kadar çok. Acaba “Lozan’da kazandıklarımızı durduk yere kaybetmek gibi bir gaflete mi düşüyoruz?” diye aklımdan geçti.

     Allah’tan ki, Yunanlılar bunu ciddiye almadılar.

                                                    SIRADA KIBRIS VAR!

    Oysa, Yunanlıların asıl hedefi KKTC’dir. Onların gerçek amacı, birleşik bir devlet kurma adı altında KKTC topraklarını, Güney Kıbrıs’a katmaktır.

     KKTC’yi dünyada bırakın gayrimüslimleri, hiçbir Müslüman ülke tanımazken, Güney Kıbrıs’ı tanımayan hiçbir ülke yok. Üstelik Güney Kıbrıs (Yunan/Rum tarafı) Avrupa Birliği’ne bile alınmış durumda. Buna karşın dış dünyanın KKTC’ye uyguladığı ambargolar, bütün şiddetiyle devam ediyor.

     Hükümetimizin Kıbrıs’taki bu oluşumu, ülkemiz yararına izlediğini ve tedbir aldığına inanmıyorum.

     Bir emekli dostumla meydandaki banklara oturup konuşuyoruz. Dostum, konuştukça heyecanlanıyor ve sesi yükseliyor. Bu vatanseverlere (!) sesleniyor ve diyor ki, “Verin ülkeyi de, kurtulun bari!”