Avrupa’nın üç önemli kuruluşundan biri olan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) düzenlediği Referandum Raporu; böyle bir Referandum’un olamayacağını açıkça anlatıyor. Tabii ki, anlayana!
Değerli okuyucularım; Yeni Anayasa’nın kabulünün, referandumda halkın kararı ile değil de, Yüksek Seçim Kurulu’nun kararı ile sonuçlanması, halkımızı üzüp telaşlandırdığı gibi, kafaları da iyice karıştırdı.
Bilindiği gibi, kanunen geçersiz sayılması gereken oyları geçerli sayan Yüksek Seçim Kurulu, sonucun Evet olduğunu açıklayarak, büyük bir haksızlığa, hukuksuzluğa, daha doğrusu yolsuzluğa imzasını atmış oldu.
Avrupa’nın 3 büyük kuruluşundan biri olan (Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı) AGİT, davet üzerine ülkemize gelerek referandum üzerinde yaptığı inceleme ve araştırmada öyle bir rapor düzenledi ki, halkın diliyle ve tam anlamıyla “Zehir zemberek” ti.
Ulusal ve Evrensel hukuk kurallarına göre düzenlenen Rapor, referandumda HAYIR oyu kullanan vatandaşlarımızın ve öteki hukukçuların görüşlerini tamamen yansıtıyordu.
Bu yazımda, o raporu özet halinde sunmaya çalışacağım.
MADDELER HALİNDE, İŞTE RAPOR!
1. Oylanacak metin konusunda tarafsız bilgi aktarılmadı.
2. “Evet” ve “Hayır” tarafları, eşit propaganda yapma imkanına sahip olamadı.
3. Medyada “Evet Kampanyası” çok geniş yer bulurken, medya üzerindeki kısıtlamalar, gazetecilerin tutuklanması ve medya kuruluşlarının kapatılması, seçmenlerin çoğulcu fikirlere erişim imkanını azalttı.
4. Valiler, Olağanüstü Hal rejiminin kendilerine verdiği yetkiyi, ifade özgürlüklerini kısıtlamak için kullandı.
5. Olağanüstü Hal, hukukun üstünlüğünü ortadan kaldırmak amacıyla kullanıldı.
6. Genel olarak Referandum, Avrupa Konseyi standartlarını karşılamadı. Yasal çerçevede gerçek bir demokratik sürecin işlemesi için uygun değildi.
7. Kamu adına yayın yapan kuruluş (TRT), tercihini iktidar partisi ve Cumhurbaşkanı adına kullandı. Bu konuda Yüksek Seçim Kurulu’nun yaptırım yetkisi de elinden alındı.
8. Meşru siyasi partilerin referandum kampanyasına tam katılımına kısıtlamalar getirildi. YSK, sivil toplum kuruluşlarının kampanya faaliyeti yapmalarına izin vermedi.
9. Yerel kamu görevlileri, ”Evet” kampanyalarında yer aldı.
10. Bazı üst düzey yetkililerin ‘Hayır” destekçilerini terörist sempatizanı olarak göstermesi, kampanya dilini lekeledi.
11. YSK’nın, tam da oy verme günü yayınladığı karar, oyların geçerliliğine ilişkin kriteri değiştirdi. Bu durum, hem mevcut yasayla (298 sayılı seçim yasası) çelişti, hem de seçimin hukukiliği konusunda önemli bir garantiyi ortadan kaldırdı.
BU NASIL YÜKSEK SEÇİM KURULU?
Olay, 2014 yılında yapılan yerel seçimlerde yaşanıyor. Bitlis’in Güroymak ilçesindeki Belediye seçiminde mühürsüz oy pusulası kullanılıyor.
İktidar Partisi’nin(AKP’nin) adayı seçimi 32 oy farkı ile kaybediyor. AKP, bu duruma itiraz ediyor.
Şimdiki o Yüksek Seçim Kurulu, seçimi derhal iptal ediyor Sadece 32 oy farkı için AKP’nin itirazı üzerine seçimi iptal eden YSK, 2.5 milyon olduğu söylenen mühürsüz oyun kabulü için, yine AKP’nin arzusunu kabul ediyor ve bu kere seçimi (oyları) geçerli sayıyor. Yani, iptal etmiyor.
Değerli okuyucularım, Tarafsız AGİT raporu yukarıda. Başka bir örnek de, işte böyle…
Eğer bu referandum iptal edilmezse, ben de Roma İmparatoru Jul Sezar’ım.
Çerez politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez kullanmaktayız. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız. Çerez Politikası
