DOLAR 35.49 ₺
EURO 36.64 ₺
STERLIN 43.43 ₺
G.ALTIN 3,076.86 ₺
Ç.ALTIN 5,028.78 ₺
BİLEZİK 2,805.05 ₺
BTC 97,255.38 $
ETH 3,242.23 $
BİST 9,739.72

Tekin Sönmez

Tekin Sönmez

Ver Adaları,Al Evet’i(!)

Yayınlama: 10 Mart 2017 Cuma 17:31 Okunma: 3404

Kimi vatandaşlar, öfke içinde böyle sitem ederken, kimi vatandaşlarsa; “Parça parça ver vatanı, Düşman gibi gör Ata’nı” diyorlar. Bana demiyorlar tabii. Bu ülkeyi yönetenlere söylüyorlar.

    Değerli okuyucularım; 4 gün önceydi. 7 Mart Salı günü Başkomutan sıfatıyla Yunanistan Cumhurbaşkanı, Ulaştırma Bakanı ve diğer yetkililerle birlikte Deniz yoluyla (Askeri botla) Muğla’nın “Keçi Adası”na geldi. vCumhurbaşkanı, oradaki askerler ve ilgililer tarafından törenle karşılandılar.

     Tören kıtasını selamlayan Cumhurbaşkanı’nın yanında, önünde ve adanın değişik yerlerinde Yunan bayrakları dalgalanıyordu.

     AKP iktidarı döneminde bu adada inşa edilen Kilisenin önünde yapılan törende, Cumhurbaşkanı Yunan Adalar Valisi’ne de bir Plaket veriyordu. Yaptığı konuşmada Türkiye’ye meydan okuyan Cumhurbaşkanı, Yunan toprağı saydıkları bu adaların sonuna kadar savunulacağını da söylüyordu.

      Adına Keçi Adası denilen bu toprak parçası, Muğla ilimize bağlı, Turgut Reis bölgesine 3 mil uzaktaydı. Kıyıdan bakıldığında, karşımızda ve çok yakınımızda duruyor ve bir kayıkla adaya 5-6 dakikada gidilebiliyordu.

      İstanbul’daki Büyükada’nın 2 katı büyüklüğündeki bu ada, Türkiye’ye ait bir toprak parçasıydı, yani bizim adamızdı.

      Keza, Aydın ilimize bağlı ve tam karşısında bulunan Eşek Adası’nda da Yunan Bayrakları dalgalanıyor, Yunan askerleri adanın korunması için bekçilik yapıyorlardı.

      İşgal edilen bütün bu adalar, asker ve her çeşit silahla doldurulmuş, etrafında kuş uçurtulmuyordu.  Öyle ki, ziyarete gelen Türklerden, kimlik değil, Pasaport soruluyordu.

                    ADALARIMIZ İŞGAL, DAHA DOĞRUSU İLHAK EDİLİYOR!

      Ege Denizi’nde irili ufaklı, bize ait böyle 150 civarında ada ya da kaya parçası vardı. Birilerinin ya da kimilerinin beğenmediği Lozan Anlaşması’na göre, bu ada ya da adacıklar Türkiye’ye bırakılmıştı. Etraflarındaki deniz de, Türkiye Karasuları sayılıyordu. Ama, bunlardan 18 adamız ve çevresi, artık böyle sayılamıyor.

      AKP’nin iktidar olmasından 2 sene sonra, yani 2004 yılında Yunanistan bu adalara göz dikti. Bu toprakların nasıl kazanıldığını umursamayan AKP hükümetleri, bu adaların (18 adamız) Yunanlılar tarafından işgal, daha doğrusu Yunanistan’a ilhak edilmesine ses çıkarmadılar. Sessizlik devam ediyor.

      Kardak adlı bir kayalığın, 1994 yılında Yunanlılar tarafından işgal edilmesini şiddetle reddeden Türk hükümeti, bu sebeple az daha Yunanistan’la bir savaş bile çıkarabilecekti.

       O hükümet ki, 10 yıl sonra bırakın Kardak kayalığını, 18 adanın birden Yunanistan’a bırakılacağını, nereden bilebilirdi?

                   ESKİ GEENEL SEKRETER, “DURUM ÇOK VAHİM” DİYOR!

     Bu fevkalade kötü durumu yorumlayan Milli Savunma eski Genel Sekreteri, “Durum çok vahim, bu adaları artık boşaltmak ve geri almak çok zor!” derken, bu konuda sorulan nice sorulara rağmen, hükümet kanadından “tık” yok. Yani, doyurucu ya da merakları giderici hiçbir cevap gelmiyor.

      Her gün Televizyonlara çıkan Cumhurbaşkanı ve Başbakan referandum için “Evet” isterken, bir kerecik olsun bu vahim durumdan bahsetmiyorlar. İktidarın stepnesi olan ve “Milliyetçi”liği kimseye bırakmayan ve de bu adı taşıyan partinin Başkanı da “Nedir bu rezalet?” diye hükümet ve iktidar kanadına, hiçbir soru sormuyor.

         Gidin, bize ait  İmroz adasına (Gökçeada’ya). Hemen karşısında Semadirek adında büyükçe başka bir ada var.

     Adayı geminin güvertesinden seyrederken, yanıma yaklaşan biri, “Hayranlıkla bakıyorsun, ama o ada bizim değil, Yunanlıların” deyince, nasıl üzüldüğümü bilemezsiniz.

     Değerli okuyucularım, Lozan’ı yerenler, elimizdeki adaları bir bir Yunanistan’a bırakırken, bu hıyanet hakkında Türk halkına tek bir kelime ile cevap veremiyorlardı.

                                                 SAVAŞ MI ÇIKARALIM?

     Hayır!  Hiç kimse, bu komşumuzla aramızda bir savaşın çıkmasını istemez ve beklemez. Ancak, şehitlerimizin kanıyla ve canıyla kazandığımız bu toprakların, tek kurşun atmadan ezeli bir düşmana bırakılmasını, katiyen kabul edemeyiz.

     Bütün bu hatalarına ve işledikleri ağır suçlara rağmen Türk hükümeti, bu işgalcilere neden bir “Nota” vermiyor? İşgal edilen bu adaların, derhal boşaltılmasını neden istemiyor? Karşılık bulamıyorsa, uluslararası hukuk mercilerine neden başvurmuyor? Daha doğrusu gereken hukuki iş ve işlemleri neden yapmıyor? Anlayan varsa, beri gelsin.

      Bir vatandaşın; “Parça parça ver vatanı, Düşman gibi gör Ata’nı” dediği gibi, aynen böyle olmuyor mu? Biz, o Ata’nın ve Atalarımızın sayesinde bu topraklarda varız.

                     MUĞLA VE AYDIN VALİLERİ, İL ALAY KOMUTANLARI,

                          İL EMNİYET MÜDÜRLERİ, UYUYOR MUSUNUZ?

       Değerli okuyucularım, Muğla ve Aydın illerinin burnunun dibindeki bu adalar işgal edilmeye başlandığında, isteselerdi Muğla ve Aydın illerinin Valileri, Alay Komutanları ya da Emniyet Müdürleri, bu adaların üstünde kuş uçurtmazlardı.

       İşgale dokunulmaması için, acaba kimden talimat aldılar? İnsan, merak ediyor. Bakalım, Kıbrıs’ın akıbeti ne olacak?

      Topraklarımız parça parça altımızdan kayarken ve kaybolurken, buna sebep olanlar 16 Nisan’da halkımızdan, acaba  hangi yüzle “Evet” bekliyorlar? Güldürmeyin beni!

     MUTLU  ve HAYIRLI  günler!

google-site-verification=uSnnSC5jUTWittUtiCokfxv6706ikL65px5KxiN1Mg4